Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

VAKİT dünkü ve yarınki VAKİT’tir

VAKİT dünkü ve yarınki VAKİT’tir

Aslında VAKİT, bugünkü VAKİT’tir...
VAKİT nakit değildir, amma nakitten de kıymetli bilgi hazinesidir...
Diyorum ki:
VAKİT boşa akıp giden hayırsız bir ırmak olmasın...
Herkes istifade etsin kısmeti nisbetinde...
Dünümüzün siyah/beyaz yüzünü öğreneceğiniz gibi, bu günümüzün çamur haline getirilmiş resmini de tanımanız lazımdır...
Vakit, müphem bir zaman ifadesidir... Fakat, VAKİT sizinle olduğu zaman zamanınız daha bir önem kazanacaktır...
Doğru/dürüst haberlerle...
İnkârcıların yıkmaya çalıştıkları inanç ve huzur saraylarımızı müdafaa bazında...
Küfrün iman kalemize çekmeye yeltendiği inkârcılık bayrağını indirme mücadelesi seyrinde...
Karartılmış gerçekleri ve karartılmaya çalışılan milli hakikatlerimizi ancak ve ancak, şu günler için VAKİT verecektir sizlere...
Başka refiklerimiz de vardır...
Onların mücadele taktikleri farklıdır, VAKİT daha farklı, daha bir travmatik hallere sokucu, isabetli örnekler vermektedir...
Bugüne gelene değin dini, ilmi, tarihi eserler hediye etmiştir VAKİT okuyucularına...
İşte bir yenisi daha:
Portre/biyografi ve tuğralarıyla Osmanlı padişahları...
“İmtisâlu câhid u fillah oluptur niyyetüm
Ehl-i İslâm’ın mücerret gayretidür gayretüm”
Diyen, Fatih Sultan Mehmed Han (Avni)’ın beyti ve Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi’ye vasiyeti...
Tabii içinde meşhur:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi...
Cihan sultanı Sultan Süleyman tarafından inşa edilmiş beyt...
Lüks bir karton kapak, 78 sayfa kuşe kâğıda basılmış, büyük boy eser Osman Gazi’den Sultan Vahüdiddin’e kadar resimleriyle okurların dikkatlerine sunuluyor... 49 kupon karşılığında bu kıymetli hazineye sahip olunuz...
EN UZUN GÜN (Yedi Uyurlar)...
Belgesel roman
Şehzade’nin rüyası...
Yazan-Sıddık Demir... Sıddık Demir’in bu 6. eseridir...
Kur’an’da özel bir sûre ile anlatılan Ashab-ı Kehf (Mağara arkadaşları) bir edebiyatçının kaleminden yeni nesillere roman olarak sunuluyor...
152 sayfa tutan romanın ana teması her ne kadar Selçuklu Sultanı Alaaddin üzerine kurulmuş ise de, neticeten Ashab-ı Kehf arkadaşlarına ve onların yattıkları mağaranın bulunduğu yere işaret etmektedir...
Eserde tarihi ve dini hikâyelerle birlikte mistik menkibeler de yer almaktadır...
Tarihin zorlanmadığı, ancak bazı edebi unsurların öne geçtiği eserde Kehf-Mağara arkadaşları- olarak adı geçenler şu anda bile Afşin ilçesine mahsus denilecek isimlerdir... Başka yerde bu isimlerde kimse bulunmuyor... Kitabın söz ettiği Efsus, bilahare Yarpuz, daha sonra ise Afşin ilçesi benim malumum olan bir yerdir...
Şu isimleri hiç duydunuz mu?
Yemliha-Mekselina-Mislina-Mernuş-Debernuş-Şazennuş ve dahi çoban Kefeştatayyuş...
Sıddık Demir bu kitabı sırf memleketinin reklamı olsun diye yazmamıştır...
Reklamcıların sahiplenmesine alternatif olarak gerçekleri dile getiriyor...
Yine de Kur’an’da dendiği gibi -ANCAK ALLAH BİLİR-...
Eser bir tarih kitabı değil, amma tarihe ışık tutması bakımından kıymet arz ediyor...
İsteme adresi:
LAZER Ofset Matbaa Tesisleri San.Tic.Ltd.Şti. Kazım Karabekir Cad. Koyunlu Han 95/1 A İskitler-Ankara Tel: 0312 341 23 70-72 Faks: 0312 342 28 98
==============
Zulmün gölgesinde sen ne fert olabilirsin
Ne de birlik halinde devlet olabilirsin
Dünden haberdar olan şekil verir bu güne
Aksi halde ülkene külfet olabilirsin...





Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi