D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

60. yıl coşkusuzluğu...

60. yıl coşkusuzluğu...

Devlet tiyatrosu, opera ve balesinin 60. yılı kutlanmış... O akşam tesadüfen Ankara’da Opera denilen bölgeden geçerken polis kalabalığından bir protokol işi olduğunu tahmin etmiştik de ne olduğunu anlayamamıştık. Ertesi gün gazetelerden öğrendik. Demek ki, Devlet Tiyatrosu, Opera ve Balesi kurulalı 60 yıl olmuş. Bu demektir ki, tek parti iktidarının son yılında bu kuruluş gerçekleşmiş. Ertesi yıl seçimle iktidar olan DP de bu kurumun devamını sağlamış.
Türkiye ne tiyatronun 60. yılını kutluyor, ne de opera veya balenin. Bu sanatlar batı kültürünün uzantısı olarak ülkemizde 19. yüzyıldan beri icra ediliyor. Hem dışarıdan gelen ekipler eliyle hem de yerli azınlıkların kurduğu kumpanyalar (bilhassa Ermeniler) tarafından.
Osmanlı halkı tiyatroyu kabullenmekte diğer iki sanat kadar zorlanmadı. Tiyatronun yerli zemini ile batılı zemininin kesişme alanı vardı. Opera ve bale için ise aynı şeyi söylemek mümkün değildir.
Namık Kemal gibi, düşünce tarihimizde önemli yeri olan isimler tiyatro eserleri yazmakla meşgul oldular. Abdülhak Hamid gibi, ilginç dramlar üreten yazarlarımız çıktı. Daha sonraki dönemlerde bir hayli önemli oyun yazarımız oldu, onların tesir uyandırmış eserleri hâlâ hafızalarımızda. Galiba şu sıralar bir duraklama devresindeyiz.
Opera için veya bale için böyle bir şey söylemek mümkün değil elbette. Opera ve balede “ibda” denilebilecek büyük ve bizden eserler ortaya koyan bir ismi ben hatırlamıyorum. Türkiye’de opera ve bale batının klasik eserlerini büyük bütçelerle orta kıratta olsun icra eden bir kurum olarak varlığını sürdürüyor. Bir Türk tiyatrosundan bahsedebiliriz, fakat bir Türk operasından veya balesinden söz edemeyiz.
Opera ve bale devletin batı klasik sanatlarına verdiği ciddi bütçeli bir destek aslında. Hiçbir toplum, başka bir kültür ve medeniyetin klasik sanatlarına böylesine büyük devlet desteği vermez. Bizdeki destek hem de bürokratik bir destektir; böylece dünyanın en yaşlı opera sanatçıları, balerin ve baletleri Türkiye’de görülür.
Batı sanatının Türkiye’de icrasına devletin destek vermesi çok yadırgatıcı değil. Fakat bunu yüksek bütçelerle ve bürokratik yapı içinde sürdürmesi elbette normal sayılamaz.
Devlet Opera ve Balesi ve Devlet Tiyatrolarının 60. kuruluş yıldönümü özel galasına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşi, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile eşi, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, bazı milletvekilleri, davetliler ve sanatçılar katılmış…
Burada şu sorunun cevabını vermemiz gerekiyor: Bu isimler, protokoler veya bürokratik konumları gerektirdiği için mi buradalar, yoksa bu sanatlardan çok haz aldıkları için mi? Bunlardan hangisi, günün birinde bir opera veya bale temsilini kendiliğinden görmek ister? Veya hangisi daha önce bilet alarak böyle temsillere katılmıştır?
Türkiye’de opera ve bale hâlâ bürokratik ve protokoler bir gerçekliktir. Halka inememiştir, yerlileşememiştir, millileşememiştir.
Bakan da durumun farkında olduğu için, 60. yıl coşkusuna limon sıkarcasına konuşmuştur. “Bir şeyi itiraf etmem gerekiyor ki Türkiye Cumhuriyeti Devlet Tiyatrosunun ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Opera ve Balesinin 60. yıl dönümünde bence biraz daha farklı bir içerik görme hakkımız ve beklentimiz vardı'' demiş.
Bakan siyaseten bu kurumların sorumlusu. Şunu söyleseydi, anlardık. “Benim dönemimde tiyatro, opera, bale atılım yaptı. Şöyle önemli eserler ortaya konuldu, sahnelendi” vs. böyle bir şey yok demek ki. Olmayınca eski siyasi geleneğinin alışkanlığı ile tepeden konuşuyor.
Bakan keşke bu sanatları 60 yıldır icra edenlerin önünde böyle konuşmasa, onların ağzının tadını kaçırmasaydı. Malûm kültürlü insan nazik olur! Kültür bakanı ise haydi haydi!
Böylece 60. yıl coşkusundan değil, coşkusuzluğundan söz etmek doğru olacak galiba!
(Yarın da bu konuya devam edeceğiz)


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi