Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Her baba bulamaz böyle bir evlat

Her baba bulamaz böyle bir evlat

Sayın Arzuhan Doğan Yalçındağ medya patronu Aydın Doğan'ın kızıdır... Babası Aydın Doğan'ın medya kontenjanından Zenginler Kulübü TüSİAD'a başkan seçildiği herkesin malumu...
Son günlerdeki konuşmaları ile babasının evladı olduğunu ispatlamaya çalışıyor galiba...
Aydın Doğan'a ait gazete, TV kanalı, radyo sayısını ezbere bilmek her babayiğidin harcı değil...
Kıymetli Türk büyüğü Aydın Doğan efendi nerede bir İslâm muhalifi yazar/çizer bulursa derhal kadroya alır ve yüklüce ücret öder...
Para kendisinin, görüş kendisinin, kim ne karışır...
Amma istenilen semereyi verememişler herhal...
Hürriyet gazetesi (Amiral gemisi derler) tam başarı sağlayamamış...
Milliyet gazetesi ha keza...
Hırant Dink'ten ve Ermenilerden sorumlu, Radikal gazetesi de fazla etkili olamamış başörtüsü konusunda...
Diğer zerzevat türü gazeteleri ismen verip zamanınızı almak istemiyorum...
Meşhur TRT sabıkalısı M. Ali Birand'ın yönettiği Kanal D televizyonu dahi göz doldurmamış... Halbuki M. Ali Birand, 32. Gün adlı programda Türkiye'nin bütün solcu oğlanlarını kullanıyordu...
Demek kâfi gelmemiş...
Devreye Arzuhan Doğan Yalçındağ girivermiş:
"Türban konusunda gelinen nokta üzücü, böyle olmamalıydı... YöK ile rektörler arasındaki gerginlik, fikir ayrılığı her geçen gün biraz daha tırmanıyor... üniversitelerde farklı uygulamalarda gerginlik var... Türban konusunda YöK Başkanı daha sağduyulu davranabilirdi..."
İşte "ilim" diye ben buna derim...
Okurken gözlerim doldu heyecandan...
Eminim ki Aydın Doğan da memnuniyetten sekiz köşe olmuştur...
Her babaya nasip olmaz böyle bir bayan evlat...
Amma bir eksiğini yakaladım:
"YöK Başkanı görevden istifa etsin, oraya ya Gürüz ya da Teziç gelsin" dememiş... Dese babası daha meşhur olurdu...
Sahi bu sayın Arzuhan Doğan Yalçındağ kadın mı? Evli midir?
Merak bu ya soruyorum...
Sevgili babasına ait Hürriyet gazetesinin Kelebek ekinde, Güzin ablasının köşesinde şöyle bir başlık dikkatimi çekmişti...
"Evlilik, erkeği CARİYE, kadını RUH HASTASI yapar..."
Türk erkeğini, Türk kadınını evlilikten soğutmak isteyen gazetenin varisi ne yazık ki evli imiş...
Babasının soyadı Doğan'a Yalçındağ eki yapmış niyeyse?
Ruh hastası demiyorum... O söz Aydın Doğan'ın gazetesinin o yazarına aittir...
"Cariye" kimdir, onu merak etmeye başladım...
Kontenjandan TüSİAD başkanlığına seçilmek bilgiye mi, emeğe mi dayanıyor, bilemem...
Bir de hem kadın olup hem de yıllardır yasaklar altında istikballeri köreltilen hemcinslerine, yasakçılığı reva görmek doğru mu?
Başörtüsü yasağını veren erkeklerdir... Kadınların hiç olmazsa bu yanlışlığa düşmemeleri icabeder diye düşünmekteyim...
Meselenin ucunda, yazılanlara göre "pornoculuktan hüküm giymiş" Aydın Doğan baba, olunca kafam karıştı...
Bendeniz 44 yıllık evli bir erkeğim... Ne cariye oldum, ne de benim hanım ruh hastası...
Böyle bir yalana nasıl tahammül edilir?
Eee, bunu da sayın Arzuhan Doğan Yalçındağ bayana ve Aydın Doğan babaya sormak icabeder zannımca...
Yoksa Ertuğrul'a da mı sormalıyım?
Ertuğrul hangi baskıdan söz eder sorarsam?
Ahmet Hakan'a hiç soramam... çünkü, o henüz evli değil... Mankenlerle geçinip gidiyor... Ona da müftü babası sorsun, sorabilirse...
"Kadınlar Günü kutlama" zamanıdır bu aylar... Kutlayacak kadınlar kim ola?
Halbuki yasakçılıktan bizar olan kadınların haline üzülmek var...
Tabiî vicdan sahipleri için..
Tabiî hürriyet ve adalet kavramına inananlar için...
--------
Allah'tan korkmuyorsan dışla ALLAH diyeni,
Her mekândan uzak tut, fişle ALLAH diyeni,
Bugün için güç sizde, sonsuz yetki sizdedir;
Taşla ALLAH diyeni, şişle ALLAH diyeni...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi