Rahim Er

Rahim Er

Süreci normalleştirerek yönetme

Süreci normalleştirerek yönetme

28 Şubat dönemiydi. O sıralar bize gelen mektuplardan birini hiç unutmadık. Mektubu yazan, orduya 25 yıl hizmet etmiş bir emekli subaydı. Gün gelmiş, oğullarını vatani göreve yollamışlar. Bir ara da ana-baba birlikte onu ziyarete gitmek istemişler. Otobüsle saatlerce yol aldıktan sonra çocuklarının askerlik yaptığı kışlaya varmışlar. Fakat ne kadar hazindir ki içeri alınmamışlar. Sebep, annenin baş örtülü, babanın sakallı olmasıdır. Baba, o kadar kahırlı, o kadar hüzünlüydü. O dönemlere dair çok vak’a var. Bir tanesi ise insanı insanlığından utandıracak cinsten. Bir kamyon şoförü kamyonuyla kantine yük getirir. Kapıda nöbetçiler içeri almazlar. Sebep kamyonun alın çatısındaki Besmele yazısıdır. Şoför bunlar bozulacak mallar, geri götüremem diye ne kadar dil dökse de kâr etmez. Neyse ki sonunda şahane formül bulunur. Besmelenin üzerine bez örtülür de problem çözülür.
Bu hangi zihniyettir?
Bu Türkiye’yi dünyaya mahcup eden 6-7 eylül olaylarına muhteşem bir organizasyondu, hedefine de ulaştı diyen Sabri Yirmibeşoğlu zihniyetidir. Bu, Kayseri müftüsünü boynundaki atkıyı kavrayarak çekip yerlerde sürüyen Faruk Gürler zihniyetidir. Bu ramazan günü sigarayı çekip çekip hazırol vaziyetindeki erlerin burnuna üfleyen Turgut Sunalp zihniyetidir.
Bu, Kadir Mısıroğlu’nu tabii hakim çevresinden koparıp Eskişehir’e kaçırarak orada manevi işkenceye tabi tutan Muhsin Batur zihniyetidir. Bu, o zihniyetin 28 Şubatta Çevik Bir, Doğu Silahçıoğlu ve benzerleri eliyle devamıdır.
28 Şubat dönemine ait yazılarımız ortada. Hem bu uygulamaları eleştiriyor hem de bir hususa dikkat çekiyorduk.
-Kurumlarla yanlış yapanları karıştırmamalı. TSK bir dünya markamızdır. Bunlarsa ifrat davranışlar. Gün gelir tarih önünde hesabı verilir.
İşte hesap başlıyor...
Millet, orduyu Peygamber Ocağı olarak görmüş, evladını oraya davul zurnayla uğurlamış, şahadet haberini vatan sağolsun diye muhteşem bir tevekkülle karşılamış fakat bir plaket parçası verilirken o şehidin anası, başı kapalı olduğu için ya salona alınmamış veya sahneye çıkartılmamıştır. Bunlar savunulamaz cürümlerdir.
Her şerde bir hayır vardır...
Şu intiharlar, ıslak imzalar, şüpheli ölümler, kafes operasyonları ve nihayet Bülent Arınç’a suikast hazırlığı, TSK üzerine bir muhasebe vesilesi olmuştur.
Ali Babacan bir e muhtıranın 5 milyar doların kaçmasına yol açtığını yeni açıklıyor.
Ordu içinde bir zümre koca kitleyi tesirine almıştı. Bunlar akıllarını fikirlerini belli saplantılarla bozmuş kimseler. Gövdeyi kanser gibi kuşatmışlar. Bugün o ayıklanma operasyonu yapılıyor.
Onlar askere evlat veren muhafazakâr kitleyi incittiler. Şu gün bir normalleşme yaşanıyor. Hukuk devleti, bütün hücrelerine girebiliyor. Başlangıçta genelkurmay yalpalayan bir açıklama yaptıysa da daha sonra toparlandı ve hukuka aykırı bir şey olmadığını, her şeyin meşru zeminde cereyan ettiğini beyan etti. Bu sonuç, yıllarca asker üzerinden pazarlama yapan bazı madrabaz kalemleri çileden çıkardı. Onlar ve bazı ekran müptelası tekaüt subaylar ne duruluyor, orduya niye sahip çıkılmıyor, asker niye darbe yapmıyor yollu mecnun hezeyanlar içindeler. Oysa suç işlemenin imtiyazı yoktur. Bu buyuran zihniyet her kirli taşın altından çıkmakta. Asırlık veballeri var. Bu memleketin çocuklarını birbirlerine kırdırdılar.
Öyleyse kim niçin bunlara sahip çıksın?
TSK, ordu, asker bunlar değil ki!..
İtidal ve sükûnetin varlığı ülke adına bir kazançtır. Bir kurumda ağır cezalık suçlar işlenmiş, mahkeme işe el koymuştur.
Mesele bundan ibaret.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi