Rahim Er

Rahim Er

Taksim’i AKM’ye mahkum ettiniz

Taksim’i AKM’ye mahkum ettiniz

Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun yenilenmesine karşı çıkanlar, bugün ileri ışık ve ses teknolojisi ve üç döner sahnesiyle ortaya çıkan eser karşısında mahcuplar, özür diliyorlar.
Bir yalana kandıklarını itiraf etmekteler.
Yalan şuymuş:
-Harbiye Tiyatrosu yıkılarak yerine cami yapılacak, yenileme bahane. Zaten bu siyasi kadronun gizli niyetleri var...
Aydınlar, bu yalana kanmış ve ellerinde pankartlarla sokağa dökülüp şimdi modern bir eser olarak ortaya çıkan bu teşebbüsü boğmaya kalkışmışlardı.
Halbuki adı geçen tiyatro salaşlıktan dökülüyordu.
Muhalifler, kendilerinden farklı düşünen diğer kanatla o kadar uzaktaydılar ki bugün özür dileme durumuna düşmeleri işte bu uzaklıktan ileri geliyor. Eylemcilere rağmen Harbiye Kongre Vadisi cümlesinden olarak Muhsin Ertuğrul tiyatrosu, yenilendi.
Ama...
AKM öylece kaldı.
Gürültü fazla çıkmıştı.
Oysa AKM, daha fazla yenilenmeye muhtaçtı. Buna rağmen proje sahipleri Harbiye Vadisindeki tiyatroyu kurtarırken istemeye istemeye de olsa AKM’yi feda ettiler. Bu itibarla bugün özür dileyen o tiyatrocular, sinemacılar, siyasetçiler, bir değil iki kere özür dilemek zorundalar. Hatta ikinci özür daha önemli. AKM eski haliyle orada küskün durmakta. Taksim ufku, şimdi 2010 İstanbul’unda bu eski binanın görüntüsüyle kapalı. Tıpkı teneke minareli sözde Taksim Camii ayıbı gibi. Biz şu gün dahi mâbetle sanatı rakip olarak gören bir düşüncenin tasallutundayız.
Özür dilemek fazilettir. Öyleyse özür dileyenlere bir görev düşüyor. Şimdi onlar AKM’ye ilk kazmayı vurmalılar. Önünde basın toplantısı yaparak yanıldıklarını, Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosunun yeni halini görünce pişman olduklarını, AKM’nin de acilen yenilenmesi gerektiğini açıklamalılar. Buna rağmen geç kalmış olurlar. Zaten 2010’un Kültür Başkentinde Taksim inşaat iskelesiyle kirletilemez.
Bu dünya görüşündeki insanların... Bir nefs muhasebesi yapmaları şart. Kendi ekollerinden daha başkaları zamanında Boğaz Köprüsüne direnmişlerdi. Osmanlıda sanayileşmeye karşı çıkan istemezükçülerin takipçileri bugün açılıma muhalefet ediyorlar.
O halde ne yapmalı?
Bu sanatçılar, bu siyasetçiler, bu edebiyatçılar sadece özür dilemekle kalmamalı. Onlar da Cemil Meriç, Çetin Altan, Mehmet Barlas, Hasan Cemal, Şahin Alpay, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Gülay Göktürk, Hasan Kaçan, İsmet Özel ve daha birçok isim gibi kendi yakın tarihlerine çarpı işaretini çekmeliler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi