D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Nükleer silah ve medya

Nükleer silah ve medya

Dünya iletişim sisteminde Yahudi ağırlığı, onun da ötesinde siyonist yapılanma erbabının malûmudur. Son yıllarda azalmakla beraber, İkinci Dünya Harbi ile ilgili çok sayıda film ve dizi, televizyonlarımızda periyodik olarak arz-ı endam ederdi. Ortalama bir Türk vatandaşı, orta yaşlara geldiğinde zihninde, zulme uğramış Yahudi ve ona zulmeden öncelikle almanlar olmak üzere muhtelif kavimlerle ilgili imaj yerleşmiş olurdu.
Dünyanın “mazlum” kavmi yahudiler, devlet olduktan sonra bu imajlarına halel geldi. Zaten İsrail’in ilk yöneticileri, daha önce “terörist” olarak tanımlanmalarını gerektirecek bir hayatın içinden geliyorlardı.
Her ne ise, İsrail devleti çok masum gerekçelerle dünyanın gözünün içine baka baka kuruldu, fakat hiç de masum olmayan birçok insanlık dışı fiilin faili olarak varoldu. Son yıllara kadar, İsrail’in yapıp ettikleri, dünya iletişim sistemindeki ağırlıklarından ötürü çok fazla tepki görmüyordu. Gösterilen tepkiler de bir şekilde, etkisizleştiriliyordu. Geçen sene vukubulan Gazze saldırılarından sonra, artık mızrağın çuvala sığmayacağı iyice anlaşıldı. Birileri “kral çıplak” dedi. Aslında bütün dünyanın mutazarrır olduğu bu durum yavaş yavaş iletişim cihazı tarafından da ilan edilmeye başlandı.
Malum, Ortadoğu’da sadece İsrail’in nükleer silahı var. Bunun kadar tehlikeli bir silahı daha vardı İsrail’in: Medya! Dünya medyası İsrail’in aleyhine yorumlanabilecek unsurları ayıklayarak bu terörist devletin imajının uzun süre kirlenmesine mani oldu.
İsrail, nasıl İran’ın nükleer silaha sahip olmasını hazmedemiyorsa, Türkiye’nin etkili bir yayın cihazına, bütün Ortadoğu’ya ve çevre ülkelere yayılmaya başlayan film ve dizilerine de karşı çıkıyor.
Elbette nükleer silahla ilgili dikkatler daha uyanıktır ve İran bu yüzden baskı altında tutulmaktadır. Türkiye’nin İsrail’in hoşuna gitmeyen, filmler ve dizilerden ötürü baskı altına alınması mümkün olabilir mi?
Geçmişte belki de bu mümkündü. Şimdi pek mümkün görünmüyor. Buna rağmen, İsrail, Türkiye’de yapılan filmlerle ilgili akla hayale gelmez tepkiler ortaya koyuyor. Daha önce devlet televizyonlarında yayınlanan bir dizi ile ilgili hayli şamata koparmıştı. O zaman ellerini kuvvetlendiren, bir devlet kuruluşunun yayını idi. Şimdi işi, özel yayıncılık alanına kaydırmışlar.
Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisine Kurtlar Vadisi dizisindeki İsrail karşıtı mesajlardan duyulan rahatsızlık iletilmiş. Eskiden olsa, Türkiye’nin siyonist çizgide yayın yapan medyası, buna dört elle sarılır ve bir linç kampanyası açardı. Fakat, şimdi bunun yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılıyor. Çünkü, kamuoyu İsrail’in masumiyetini artık inandırıcı bulmuyor.
Diziyi yapan şirket İsrail’in askerlerinin bebek katili olarak gösterildiği iddiasıyla giriştiği diplomatik taarruza, “Filistinli çocuklara uygulanan vahşet durdurulmalı” şeklinde cevap vermiş.
İsrail, bir zamanlar sırf kendisine mahsus bir silahın elinden alınmak üzere olduğunu görüyor ve tepkisini şiddetlendiriyor. İsrail için bu silah nükleer silahtan daha tehlikeli, feryad ü figanlarının sebebi bu!
Mematî isim olabilir mi?
“Hayatî” yaygın isimlerdendir, “Mematî” ismini ise bir dizi karakteri olarak tanıdık. Aslında isim mi, sıfat mı, pek de vazıh değil. Mematî, “ölümle ilgili, ölüme ait, ölüme has” demek. Türkçe sözlüklerde “memat” kelimesi “hayat ve memat meselesi” deyiminden ötürü yer almaya devam ediyor, mematî ise bizim yeni baskısı yapılan Büyük Türkçe Sözlüğümüzden başka hiç bir sözlükte bulunmuyor.
Günlük hayatta memat kelimesi pek fazla kullanılmıyor, memati ise hiç. Dizideki karakter, düşmanlara ölümü hatırlatıyor, ölüm saçıyor. Bu yüzden isim değil sıfat veya unvan olması daha muhtemel.
Şimdi diziden etkilenip çocuğunuza bu ismi koyamayacağınıza mahkeme karar vermiş, Yargıtay da bu kararı tasdik etmiş. Bu mahkemenin işi mi? Elbette çocuğuna böyle bir isim koymak isteyen ailenin nasıl anlaşılacağını da düşünmesi lâzım. Bize göre, Memati “ölümü hatırlatan adam” anlamına gelir ve anlamı ismi taşıyandan çok o ismi duyanları, kullananları ilgilendirir! Ölümü hatırlatmak her zaman kötü bir şey de değildir!




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi