Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Etrafımızda neler oluyor?

Etrafımızda neler oluyor?

Türkiye'de misyonerlik faaliyetlerinin kökü çok eskilere dayanır. Buna rağmen her türlü imkânları ellerinde iken aldıkları mesafeye bakıldığında arpa boyu yol alamadıkları görülür. Kötü yoldakilere ve günah yuvalarına mübarek gün ve gecelerde dönüp bakıldığında kapılarına "kandil münasebetiyle, Ramazan ayı dolayısıyla kapalıyız" veya "çalışmıyoruz" tarzında yazılar yapıştırıldığını görürüz. Bizim insanımız günahkâr da olsa Müslümanlığının farkındadır. Bundan dolayı Hıristiyan misyonerlerinin ülkemizde başarılı olmaları en azından düşünülemez.

Ancak, meydanı tamamen onlara bırakmak da büyük felâketlere sebep olur. Bundan dolayı her Müslümanın müteyakkız olmak gibi bir mecburiyeti vardır.

Ülkemizde Hıristiyanlığın önderleri korkunç bir faaliyete girişmişlerdir. Bu faaliyet uzun yıllar yapılan bir programın tatbikata konulan bir parçasıdır.

Meşhur bir misyoner 1911 yılında şu fikirleri söylüyor: "Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmak adeta imkânsız denecek kadar zor bir iştir. O halde biz onları boşuna vaftiz etmek için zorlanmayalım. Yapmamız gereken İslâm ülkelerinde Hıristiyan örflerini, âdetlerini, bayramlarını, tefekkürünü, ruhunu ve ahlâkını aşılayalım. Onları o hale getirelim ki, isimleri Müslüman olduğu halde; giyinişleriyle, medenî halleriyle, akıl ve hisleriyle tamamen bir Hıristiyana benzesinler. Sonrası kolaydır. Günü geldiğinde onları toptan vaftiz ederiz."

Bu fikirlerin sarfedildiği 1911'den bu yana tam 84 yıl geçti. Hıristiyan misyonerlerin bu müddet zarfında zikrettikleri planlarını gerçekleştirmeye muvaffak olduklarını görmek için İslâm âlemine toplu ve kısa bir nazar atfetmek kâfidir.

İffet ve namus telâkkisinden tutun da Noel yortularını icra etmeye kadar adetleriyle Hıristiyanlık bir çok Müslümanın hayatına girmiş durumdadır. Müslümanların bir kesiminde mevcut olan ahlâk, İslâm ahlâkı değil, Bizans'ın iflâs etmiş ahlâkıdır. İsmi Müslüman Müslümanlıkları da bu isimden ibaret az mı insanımız vardır? İşte misyonerler bu planlarında muvaffak olmuşlardır.

Şimdi Müslümanlar olarak yapacağımız şeyler bellidir. Dinimize sarılmak, icaplarını yerine getirmek, derbederliği bırakmaktır.

Bugün Hıristiyanlık ülkemizde planlarını bir kısım medya ile yürütmektedir. Müstehcen neşriyat, insanlarımızı duygusuzlaştırmak, şehvet, şöhret, servet peşine düşüp asıl benliğini unutturmak, kısacası hayvanî melekeler oluşturup ruhsuzlaştırmak için gayretli bir yayın çizgisi takip etmektedir. Televizyonları, gazeteleri, diğer matbuatları bunun için canhıraş yayın yapmaktadır.

Müslümanlar kendilerine açılan bu cepheden yenilgiye maruz kalmamak için işin farkında olmalıdırlar. Bu cephelerde ehl-i küfre yardımcılık ve yardakçılık eden her kişi ve kurum Allah'a, mensubu bulunduğu İslâm'a, devlete ve milletimize ihanet etmektedir. Yalakaların ve yalakacılığın önü de sonu da hüsrandır. Bunu herkesin bilmesi lâzımdır.

Ehl-i küfrün planlarıyla ilgili, çalımalarının içeriği hakında her Müslümanın bilgi ve beceri sahibi olması gerekir. Bu, ihmali kabul etmiyen bir gerçektir.

Konu ile ilgili yayınlar küçümsenmeyecek kadar çoktur. Sahibi olduğumuz değerlere en azından düşman olmayan TV kanallarında bile son günlerde tartışmalı programlar yapılmaktadır. Ayrıca bu konu ile ilgili konferanslar, paneller, tartışmalı ilmî toplantılar eksikliği yok denecek kadar icra edilmektedir. Şimdi bunlardan biri üzerinde durup bu yayını okumanızı tavsiye edeceğim.

Yılda birkaç defa "İslâmî İlimler Araştırma Vakfı" 'İSAV" farklı konuda tartışmalı ilmî toplantılar tertip edip ilim adamlarını konuşturmaktadırlar. Bunlardan biri 18-19 Nisan 2004 tarihinde yapılmış olan, "Türkiye'de Misyonerlik Faaliyetleri" adlı tartışmalı ilmî toplantıdır. Benim de izleme şansını bulduğum bu toplantıda konuyla ilgili 13 tebliğ sunuldu. Tebliğler 12 müzakereci tarafından değerlendirildi. Toplantı sırasında ortaya çıkan fikri üretim neticeleri toplantının ismi başlığında belirtilen ad ile kitaplaştırıldı.

Ensar Neşriyat tarafından yayınlanan "Türkiye'de Misyonerlik Faaliyetleri" adlı kitap konuyla ilgili bilinmesi gerekenleri ilim adamlarımızın beyanlarından serdediyor.

Konu ciddidir/ciddileştirildiği de ortadadır. Müslümanlar olarak hepimiz meseleye ciddiyetle eğilmek mecburiyetindeyiz. İsterseniz öncelikle ismini verdiğim eseri okuyalım. Kitap için irtibat Tel: 0212 513 43 41-513 03 09

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi