12 Milyar Dolarlık Güneydoğu Paketi

12 Milyar Dolarlık Güneydoğu Paketi

Başbakanın açıkladığı 12 milyar dolarlık Güneydoğu paketi DTP’lileri memnun etmedi. Beni de memnun etmedi. Onları niye memnun etmedi, beni niye, şimdi açıklamaya çalışacağım.

Başbakan, sosyal, kültürel diye sayıp duruyor. Onlar, bunların arasında neden siyasî haklar da yok diye kızıyorlar. Ben de bunların arasında niye güvenlik önlemleri yok diye kızıyorum.

Onlar özellikle “dil” üzerinde duruyorlar. Oysa her yerde Kürtçe şarkılar, türküler gırla gidiyor, çok da iyi oluyor, hep beraber dinliyoruz. Güneydoğu’dan yemek, halk dansı, türkü olmayan bir magazin programı var mı, bana gösterin? Bu da iyi oluyor, insan memleketinin bilmediği renklerini, seslerini, damak lezzetlerini öğreniyor. Sağ olsunlar.

İyi de, bu yetmiyor olmalı. Kürtçe eğitim, devamlı yayın falan da isteniyor. Burası Danimarka mı ki, o yayınlardan yapılsın! Gerçi Danimarka’dan dinlenen yayınlar var ama bu da yetmiyor. Yani maksat havadis almak falan değil. Bunların, belediye başkanlıklarına da yetmemekte oluşu, çok şaşırtıcı. Eğer bu bir nimetse, nimetin kadrini bilmemenin sonu, onu kaybetmektir.

***

Benim eksik bulduğum cihet ise bambaşka. Sadettin Tantan stratejik güvenlik önlemlerini anlatıp duruyor. O, biliyorsunuz eski içişleri bakanıdır. Bugün içişleri bakanlığının böyle bir derdi var mı bilmiyorum.

Siz o 12 milyarlık paketi açın, kredi verin, hatta böyle bir alışkanlığnız yok ama, yatırım yapın. Bu, yoksul bölge halkının derdine elbette yarı yarıya çaredir. Peki bu, yollara döşenen mayınları, uzaktan kumandalı patlayıcıları, PKK’ya yataklık durumlarını, araba yakma eylemlerini önlemek için de bir çare oluşturur mu? Bölgede dolaşan binlerce ajanı ve misyoneri ne yapacaksınız? Yurda giriş çıkışlar yeteri kadar denetlenebilmekte midir? Yabancı siyasilerin gözümüze baka baka yaptığı kışkırtmalar için ciddi bir önleminiz var mı?

AB’nin dolaylı dolaysız müdahaleleri, ABD’nin Kuzey Irak’taki terörü besleyen hakimiyetiyle ilgili, bunu bertaraf edici bir başarınız var mı? Medyanın işbirlikçi yayınları, yorumları, CIA ajanlarının 1991’de yapılmış ihbarları temel alınarak yapılan gayr-i millî operasyonlar... Bunlar bölücülere ve ayrılıkçılara cesaret veren şeyler değil midir?

Ceza hukukunda yapılan ve güvenlik güçlerimizin hareket imkânını daraltan değişmeler teröre imkân sağlamıyor da ne yapıyor?

Bizim demokrasimizin, kendini koruyamama gibi bir aczi var. DTP’nin Meclis içinde ve dışında yaptığı eylemler, sizce demokratik midir?

Kapatma

AKP’nin kapatılma davası, bu yazı yazıldıktan sonra açıldı. Bununla ilgili düşüncelerimi daha sonra yazacağım.

Şunları biliyor muydunuz:

1. İlköğretim 1. sınıfların din bilgisi kitabında dua eden bir kız çocuğu var. Gecelik üstünde, “gece” duasını yapmak için diz çökmüş. Elleri çenesinin altında, Hıristiyanlarınki gibi birleşmiş.İki tarafında “Haç” siluetleri var.

Yan sayfada da “FENER” kelimesiyle dolu bir manzume. Her mısraında bu Fener kelimesi bulunuyor. Feneri bilhassa büyük hafle yazdım, hangi fener olduğunu anlayasınız diye.

2. çıraklık eğitimi din dersleri kitabında kelime-i şahadet, “iman”ın şartlarından sâkıt olmuş (düşürülmüş.)

3. Din dersleri kitabından Fatiha sûresi çıkarılmış. (önce Fatiha’nın sonundaki ayet çıkarılmıştı. İtiraz etmiştik. Ondan sonra, sûrenin bütünü kaldırılmış.)

4. “Kelime-i Şahadet”in son kısmı yok. “Ve muhammed Allah’ın Resûlüdür” kısmı çıkarılmış.

5. Paskalya yortusu dini bayramlarımız arasında yer almış.

Bence bunlar da, bu hadisenin, “Bâtınî” sebeplerdir. Dinimizin sahibi Allah’tır. Buna karşı gelirseniz, hapı yutarsınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Leke

26 Ağustos 2009 Çarşamba 01:09