Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Devlet ağam, danışmanın it midir?

Devlet ağam, danışmanın it midir?

Sen beni iyi tanırsın, ben seni çok iyi tanırım...
Aynı günde beraber girmiştik MHP’ye...
Bir müddet sonra ben, elhamdülillah, karakterime ters düştüğü için ayrıldım...
Sen aynı yerde kaldın ve Türkeş’in postuna oturdun...
Amma tanıdığım nezaketten, efendilikten hayli uzaklaştığına şahit oldum bilahere...
Beni ilgilendirmez...
Benim de görüşlerim, kanaatlerim, yorumlarım seni ilgilendirmemeli...
Hakaret etmediğim sürece sen beni yok say...
Ben seni ve partini mütemadiyen “YOK” saydım... Bu benim hakkımdır...
Ama senin “danışman” diye beslediğin bir zat, aklına estikçe bana saldırmayı adet eyledi...
Geçmişte bazı hususları açıklamıştım, fakat uzun yıllar eleştiri bile yapmaz oldum... Çünkü üstüne çamur sıçrayacağından çekiniyordum...
Geçen gün bir değerli dostumun telefonla söyledikleri, yine benimle ilgili, internetten saldıran, itinle ilgiliydi...
Ben internet kullanmam...
Senin kulağı kesik çomarın nerede yazar, ne yazar, bakmam bile...
Amma dost-düşman görüyor mutlaka...
Bozüyük Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu dostumun MHP’den istifa etmesi üzerine, not çerçevesinde bir “hayırlı olsun” yazısı yazmıştım...
Tasmasız bıraktığın, belki de öyle olmasını istediğin danışmanın olacak -delik adam- neler dememiş ki bana...
Desem ki:
Delikanlı, sen benim yaşça başça dengim değilsin... Ne diyecekse bana babanı getir o desin...
Zannımca babasını bulamaz...
Babasını nasıl ayırt etsin de bulsun, bu kafa ile?
O ancak benden habersiz, bana saldırmayı biliyor...
“Dönek” diyor,
“Hain” diyor,
Her çeşit herzeyi yiyor...
Mecbur muyum ben MHP’li olmaya?
Hele de ipini kırmış kuduzluk emaresi gösterenler oldukça...
Bre velet, sen benim mürebbiyem misin?
İstediğim partide kalırım, istemediğim partide kalmam...
Çok şükür 6/7 yıldır hiçbir partiyle yakınlığım yoktur...
Seçimlerde oy bile vermiyorum...
Amma sen, Yıldır/gay oğlan uykudan kalkınca beni AKP’li yapıyorsun... Yola çıkınca, dinlendikçe beni partilerle irtibatlandırmaktasın...
Partili olsam,
Bir partiye girmek istesem,
Senden mi çekineceğim Yıldır/gay oğlan?
Bu sefer senin sahibine yazıyorum maruzatımı... Yani, Devlet amcana...
Ya senin yalını kessin, ya da biliyorsa cezanı versin...
Eğer MHP’yi ve Devlet Bahçeli’yi sen kurtaracaksan, Allan, onların belasını vermiş demektir...
Görüyor musun yaptığını?
Hiç vaktim olmadığı halde senin gibi bir saldırgan zevzeğe cevap vermek zorunda hissettim kendimi...
Çiçek oğlan, Yıldır/gay oğlan çek ellerini yakamdan...
Beni sen bilmezsin amma senin sahiplerin bilirler...
Yok mu senden başka kimseleri...
Yani efendice fikrini beyan edecek... Kimsenin üstüne zifos sıçratmayacak, efendiliği elden koymayacak?
Vardır, ben biliyorum...
Çok değerli insanlar vardır içlerinde... Üstelik sen içlerinde bile değilsin... Başkalarına çamur atarak daireye girmek derdindesin bence...
Bundan sonra benim hakkımda hakaretamiz bir yazı yazarsan Bahçeli kendini savunmaya hazır olsun... Çünkü o beni bilir, ben onu bilirim...
Meseleyi şahsiyete dökmeyelim...
Diyeceğim o ki, şehir ortasında tasmasız it gezdirilmez...
======================
Şehirde gezen itin niye yok ki tasması?
Cephe mi kurtaracak havlaması kusması?
Arkasında kışkırtan sahibi varsa eğer
Çiçek çiçek açılır yedi dağın yosması...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi