Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Yeni Anayasa tartışmalarını dinlerken

Yeni Anayasa tartışmalarını dinlerken

Çok şey gözümün önüne geldi. Bağıran, saldıran ve hatta milletvekili arkadaşına yumruk atmak isteyen insanları izlerken çok şeyleri içimden geçirdim. Bazen üzüldüm, bazen acıdım. Çünkü acınacak hallerdeydiler.
İzlediğim insanların birçoğu her senenin 17 Ocak’ında Konya’ya gelirler ve şebi arus gecesine katılırlar, hatta dini kavramlarla bağlantılı mesajlar bile verirler.
“Ve ben olduğumdan başka türlü görünenlerden de değilim” mealindeki ayeti hatırladım. “Olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol” diyen Mevlana’nın sözü kulağımı çınlattı.
İnanır mısınız, yeni anayasa taslağını dinlerken, toplum için kötü örnek teşkil eden insanların geleceğe yönelik hiçbir projesinin olmadığını da anladım. Ülkesi için, milleti için hizmet edenlerle, milleti kullanan ve istismar edenler için kendilerini bekleyen iki çeşit istikbali bizzat Rabbimizin kelamından öğrendim:
“Doğrusu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır” ilahi vaadi, diğeri ise:
“Ama azgınlara kötü bir gelecek vardır.” Sad suresi: 49 ve 55. Ayetler.
Tabii bu gerçekleri kabul etmek için “Bu ülke için, bu ülke halkı için de ahret vardır” gerçeğine de inanmak gerekir. Zavallı zihniyet inanıyor ki: Bu ülke için ahret yoktur, Eflatun mantığı uygulamada hep söz sahibi olmuştur.
Eğer devleti ve milleti yönetenlerde ahret inancı ve kaygısı bulunmuyorsa, onlar için yapılan her türlü iş ve eylem meşrudur ve doğrudur. Ama Kur’an, konuyu çok farklı bir şekilde ele alır ve gerçeği söyler:
“ Ahirete inanmayanlara biz, o amelleri süsleyip güzel gösterdik. Onlar ilerisini göremezler, bocalayıp dururlar.” Neml suresi/4. Cidden de öyle, bocalayıp duruyorlar. Kullandıkları arabalar sürekli patinaj yapıyor. Bir santim ilerleme kaydedemedikleri için de huysuzlaşıyorlar. Kin ve intikamlarını almak için, akıl almaz plan ve projelere tevessül ediyorlar. Ama ne var ki, bunda da başarılı olamayacaklar. Niçin? Çünkü yaratanın açıklaması, onlarınkiyle kıyas edilemez:
“Onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Hâlbuki kişi, kazdığı kuyuya kendi düşer.” Fatır suresi/43.
Burada söylenmesi gereken bir konu daha vardır. Şu imtihan dünyasında, inanan insanlar için gizli plan, tuzak, düzen ve oyun kurmak isteyenler için, kuracakları her sinsi plan, kendileri için süslenir. Çağdaş ambalajlarla sarılır ve benliklerine öyle gösterilir.
“Müminlere karşı yaptıkları sinsi planları süslenip güzel gösterildi.” Rad suresi/33
Aklıselim olan her insan düşünür ve anlar ki bu ülke üzerinde kara bir leke gibi duran 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve benzeri tüm girişimler, oyunun, düzenin, tuzakların bir tercümanıdır. Her bir tuzak ve oyun, ülkenin kalkınmasına ve geriye gitmesine sebep olmuştur. Ne var ki kendi cılız fikirleri konuyu saptırmış, ülkeyi geriye götürenlerle ülkeyi parçalamak isteyenleri sanal âlemde sürekli olarak gündemde tutmuşlardır. Ta ki Ümraniye’deki bir evde bulunan bombalara kadar.
Üç asırdır, Allah’a inananları hakir görenler, baskı ve dayatma altında tutanlar, hatta çağın dışına atmak isteyenler bulunsa bile, o şerefli insanları yaratan Allah, hiç de öyle söylemiyor:
“Allah iman edenleri savunur, korur.” Hac/38.
“Allah, iman edenlerin velisi, koruyucusudur.” Bakara/257
Uzun söze gerek yoktur. Kasetler, gizli ses kayıt bantları, kapalı kapılar arkasında hile ve tuzak kurarak, hayatlarını “vur patlasın, çal oynasına” bağlı sürdürenler, şu gerçeğe de lütfen bir göz atsınlar.
“De ki: Allah’ın tuzağı daha süratlidir. Şüphesiz, elçilerimiz kurduğunuz tuzakları yazıyorlar” Yunus/21, Bilmiyorum, daha fazla söze gerek var mı? Kulaklarımızdan kalplerimize giren ilahi sözler, inananların temel sermayesidir. İşte o mutlak gerçekten bir gerçek daha verelim ve bu haftaki mesajımızı tamamlayalım: “Bu gerçeği sana, her şeyden haberi olan Allah gibi hiç kimse haber veremez.” Fatır/14
Biz inananların tek dayanağı Allah’tır. Silah, bomba gibi kuvvetlere dayanmak, inancımızla bağdaşamaz. İtibarını korumuş tüm inananlara selam ve saygılar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi