Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Gel de kızma!..

Gel de kızma!..

Nükleer silahlarla alakalı temel bilgimiz, İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru ABD tarafından Japonya'ya karşı kullanılan atom bombalarından kaynaklanıyor...

Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan iki bomba, bir anlamda savaşın sonunu getirmişti belki ama aynı zamanda insanoğlunun ne kadar acımasız olabildiğini de ortaya koymuştu.

Atılan iki bomba sebebiyle 360 bin insan hayatını kaybetmiş ve onbinlercesi de sakat kalmıştı.

Şu anda sahip olunan bombaların, o zamankine göre yüzlerce hatta binlerce kez geliştirilmiş (!) olduğunu biliyoruz.

Hiroşima ve Nagazaki'de patlatılan 'little boy' (küçük oğlan) ve 'fat man' (şişko) isimli bombalar 4.5 tonluktu. Şimdi değişik ülkelerin elinde binlercesi var olan nükleer silahların ölçüsü herhalde dudak uçuklatır...

Başta ABD, Rusya, İngiltere, Fransa olmak üzere son savaşın galiplerinin ve bu arada her nasılsa Hindistan ve Pakistan gibi ülkelerin nükleer silahlara sahip oldukları biliniyor.

Nükleer lobiye üye epey ülke var anlayacağınız.

Adını ettiğimiz lobinin resmen üyesi olmasa da, İsrail'in de nükleer silaha sahip olduğu biliniyor.

İşin uzmanları, mevcut nükleer silahların, dünyayı birkaç kere yok edebilecek kapasitede olduğunu belirtiyorlar.

Dünyayı birkaç kere yok edebilecek kadar nükleer silaha sahip olan nükleer lobi mensubu ülkeler, şimdilerde hafif pişmanlık emareleri gösterir gibiler ve: "Biz bir şekilde sahip olduk ama bu silahlara sahip olmak hiç de iyi bir şey değil, dolayısıyla şunları sınırlandıralım" manasına gelebilecek girişimlerde bulunuyorlar.

Ancak bu sözü söyleyiş biçimleri, nükleer lobi mensubu olmayan ülkelerin de, nükleer teknolojiye sahip olabilme ihtimali sebebiyle olsa gerek, daha çok: "Biz nükleere sahibiz ve başka ülkelerin sahip olmasını arzu etmiyoruz" tonunda.

Nükleer lobinin ağır topları, Kuzey Kore ve özellikle de İran'la ilgili gelişmelere kilitlenmiş durumdalar şimdi.

Kuzey Kore neyse de, barışçı amaçlarla ve sadece enerji üretiminde kullanmak üzere nükleer araştırmalarını sürdürdüğünü açıklayan İran, devlerin uykularını kaçırıyor.

Nükleer alandaki gelişmeleri takip etme görevini sürdüren ve normal şartlar altında adil bir denetim yapması beklenirken, çoğu zaman malum lobinin arzuları istikametinde çalıştığı bilinen Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu marifetiyle arzu ettiklerine ulaşamayan Nükleer Lobi, şansını Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması ile yokluyor bugünlerde.

Dertleri malum: Biz bu silahlara sahibiz ve bizden başkasının sahip olmaması gerekir. Barışçı amaçlarla kullanacağınız teknolojiyi de büyük bedeller ödeyerek bizden almak zorundasınız....

Nükleer lobi, ülkemiz de dahil bütün dünyada borazanlara sahip ve onlar vasıtasıyla kendi görüşlerini insanlara aktarıp duruyor.

Birleşmiş Milletler'de yapılan NPT, yani Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın gözden geçirme toplantısının, sürpriz konuğu olan İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad yine ezberleri bozunca, borazanların canı sıkıldı.

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun (UAEK) nükleer silahlara sahip olmayan ülkeleri hedef aldığını ve bu silahlara sahip ülkelere yönelik herhangi bir çalışma yapamadığının altını çizen Ahmedinejad, nükleer silahlara sahip olan ülke sayısı artarken temiz ve ucuz enerji olduğu için barışçı nükleer enerji peşinde koşan ülkelerin de, baskı ve tehdit altında tutulmaya çalışıldığına dikkat çekti...

Yani Ahmedinejad, apaçık gerçekleri söyledi...

Nükleer lobi mensupları ve borazanları, bu duruma nasıl kızmasınlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi