Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Hz. Peygamber'in (s.a.v.) cömertlik ve keremini örnek almak...

Hz. Peygamber'in (s.a.v.) cömertlik ve keremini örnek almak...

Geçen hafta Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed(s.)’in veladetini kutladık. Nisan ayında da “Kutlu Doğum Haftası” vesilesiyle yine O’nu(s.) konuşacağız inşaallah. Bugün, Kutlu Rasûl’ün(s.) en çok örnek almamız gereken bir özelliğine cömertliğine dikkat çekmek istiyorum.
Allah Rasûlü Muhammed(s.)'in çok cömert ve hayırsever bir insandı. Rasûlüllah(s.), ömrü boyunca, kendisinden bir şey isteyen hiç kimseye “hayır” dememişti. Bir keresinde kendisini yalnız dağıtıcı ve veznedar olarak nitelemiş, her şeyi verenin Allah olduğunu söylemişti.
Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre Rasûlüllah şöyle buyurmuştur:
“Cömert insan Allah’a, Cennet’e ve insanlara yakındır. Cehennem ateşinden ise uzaktır. Cimri insan ise Allah, Cennet ve insanlardan uzak, Cehennem’e yakındır. Cahil fakat cömert insan, Allah’a, cimri fakat çok ibadet eden (abid) insandan daha sevgilidir.”
Siyer kitaplarında Allah Resulü’nün (s.) cûd, kerem, seha ve semahatine dair çok sayıda rivayete rastlarız. Kadı İyâd’a göre Hz. Peygamber(s.)'in cûd hasleti cimriliğin zıddı olan cömertliktir. Kerem cömertliğin bir görüntüsü olarak, çok faydalı ve kıymetli nesneleri başka birine verebilme hasletidir. Sehâ ise kolayca verebilmektir. Semahate gelince bu haslet, kişinin başkası üzerindeki hakkını kullanmaktan gönül rızasıyla vazgeçmesidir.
İbn Abbas, Hz. Peygamber (s.)'i “insanların en cömerdi” olarak nitelemiştir.
Allah Resulü’nün (s.) çok yönlü cömetliğinin Arap toplulukları arasında ne derece tesirli olduğunu gösteren bir olay nakledilir. Enes b. Malik'in rivayet ettiği bu olay şöyledir: Bedevi'nin biri Hz. Peygamber (s.)’den bir şeyler ister. O iki dağ arasını dolduracak kadar çok davar verir. Adam, ömrü boyunca görmediği bu derece bol ihsanla kabilesine döner. Onlara hitap ederek "Ey kavmim der; durmayın, siz de Müslüman olun. Allah'a yemin ederim ki Muhammed çok kıymetli şeyler veriyor. Fakirlikten asla korkmuyor."(Müslim, Fedâ'il, 7/74.)
Yine Enes(r.a) bir hadisi rivayet ettikten sonra şu açıklamayı yapmıştır: "Kimi zaman öyle olurdu ki, bir kimse dünyalık isteğiyle Müslüman olurdu. Ancak İslâm'a girince de artık Müslümanlık ona dünyadan da dünya üzerindekilerden de daha sevimli gelirdi." (Aynı Eser, 7/75.)
Rasûlüllah(s.)'ın, huzuruna çıkıp kendisinden bir şeyler isteyenleri asla boş çevirmemesi, gözünde mal sevgisi olmayıp en kıymetli şeyleri dahi verebilmesi yani cömertliği insanlar üzerinde derin tesirler vücuda getirmiş ve onların İslâm’a ısınmalarını sağlamıştır.
Merhamet Peygamberi Hz. Muhammed (s.) şöyle buyurmuştur: “ümmetimden muhtaç olanın ihtiyacını karşılayan biri, beni hoşnut etmiş olur; beni hoşnut eden Allah’ı hoşnut etmiş olur; Allah da hoşnut olduğu kimseyi Cennet’ine gönderir.”
(Yukarıdaki bilgiler Siret Ansiklopedisi ve Asrı Saadet Ansiklopedisi’nden özetlendi.)
Son noktayı Kur’ân âyeti ile koyalım: “...Ve yalnız Allah’ın rızasını kazanmak için harcamanız şartıyla başkalarına her ne iyilik yaparsanız bu kendi yararınızadır. çünkü yapacağınız her iyilik size olduğu gibi geri dönecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.” (2/272)
¥
Tam bunları yazarken, rahmete vesiyle olacağına inandığım bir tevafuk yaşadım. Postmodern Darbe sürecinde, sadece hanımı başörtülü olduğu ve namaz kıldığı için yargılanmadan sözde “disiplinsizlik” suçu ile ordudan atılan bir kardeşimizin mağduriyetini ilk ağızdan öğrendim. Mesleğinde son ederece başarılı, tuttuğunu koparan, çalışkan bir insan olan kardeşimiz; girişimci kişiliğine rağmen dürüstlüğünün kurbanı olmuş ve birkaç yıl uğraştığı ticari faaliyetini de borçlanarak sonlandırmış. Hayli dertli ve kendisi gibi düşünen insanların ilgisizliğinden şikâyetçi olan genç ve dinamik kardeşimiz, ciddi bir iş ihtiyacı içinde. Emekli maaşı veya herhangi bir ekonomik güvencesi de yok. Şimdi çoluk-çocuğunu doyuracağı ve insan gibi yaşayacağı bir ücretle çalışmak istiyor. Kendisine acıyarak bakanlara ve iane türü iş verenlere de kırgın; hatta yer yer konumunu istismar etmeye kalkışanların olmasından da hayli üzgün. Cûdunu, keremini örnek aldığımız Rasûlüllah’ın ümmeti olarak, kardeşçe dayanışmayı, elimizin ucuyla yaptığımız yardımlara veya asgari ücretlere indirgememeliyiz. “Bizim yüksünmeden alamayacağımız şeyleri kardeşlerimize teklif etmemeliyiz.” Kerem sahibi işverenlere veya aracı olacaklara kardeşimizin telefon numaralarını veriyorum:
Ev: (0216) 521 01 14 Cep: (0555) 582 88 41


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi