SP AK Parti'den il başkanı mı istedi?

SP AK Parti'den il başkanı mı istedi?

"Partimizin son kongresinden sonra milli görüşçü olanların tasfiye edileceği hep söylendi ve İstanbul’dan sonra Diyarbakır’ın ikinci sırada olduğunu kulaktan kulağa duyuyorduk...
Bunun son halkasının Ordu il teşkilatının tekrar görevden alınmasıyla gördük...
Diyecekler ki '... İl Başkanı kendisi istifa etti.'
Doğru... İstifa ettim ve partime zarar olmasın diye tek başıma ve basına yansıtmadan istifa ettim. İl yönetimindeki arkadaşlarım basın toplantısıyla toplu istifa edelim dediler kabul etmedim...
Ne yazık ki bizim düşündüğümüz hassas konuları genel merkez düşünmüyor... Ama işin doğrusu istifa etmem için ellerinden geleni yaptılar diyebilirim...
Örneğin AKP İstanbul teşkilatına 'Diyarbakır için bize bir İl Başkanı lazım' deniliyor...
İstanbul’daki AK Partili Diyarbakır AK Parti teşkilatını arıyor 'Saadet Partisi için bir il başkanı bulunmasında' yardım isteniyor. İnsan düşünüyor da bir teşkilat bu kadar kendini ayağa düşürebilir mi? Diyarbakır’a gelen her Genel Başkan Yardımcısı 'Ne olacak Diyarbakır’ın hali?' diye sorar...
Güvendiğimiz ve Milli Görüş davasının temel direklerinden kabul ettiğimiz Sayın ..... ..... bize karşı nezaketsiz davranacak... Hâlbuki zor günlerde milli görüş davasının bayrağını şerefle taşımış olan bizlere bu nezaketsizlikler yapılmamalıydı...
Hangi ilimizin teşkilatlarında bir durgunluk var kabul ediliyorsa genel merkez o teşkilatla kafa kafaya verir ne yapabiliriz diye düşünmesi mi gerekirdi, yoksa 'biz yenilerini bulduk bunları atın gitsin, bunlar eski gömleklilerdendir' diyerek teşkilatları görevden almak mı gerekirdi... Tabi ki onlar 2. yanlış yolu seçtiler... Gerçek milli görüşçüleri küstürüp yenilerine yol açtılar...
Yapılanlardan bu görünüyor...
AKP’nin geçmişte yaptığı gibi, bizimkiler de Büyük kongreye giderken kalan Milli Görüşçüleri de temizleyecek böylece Saadet Partisi içinde AKP’nin yeni bir versiyonu haline gelmiş olacağız...
Tabi ki bunun temenni etmiyoruz...
Ben partime zarar olmasın diye istifamla ilgili hiç yazmadım...
Ama bakıyorum sustukça milli görüşe zararın daha fazla olduğunun kanaatine vardım... Bu tür sıkıntıları dile getirmekle belki bazı kardeşlerimizin tedbir almasına vesile oluruz diye düşünüyorum...
Genel Merkez şunu bilsin ki 'hava ile gelen havanın değişmesiyle gider...' Ama bizler hava olsun olmasın hep buradayız Milli görüşçüyüz...”


Tam da siyasetin "siper" tartışmalarına mahkum edildiğini düşünürken, Numan Kurtulmuş ile küçümsenmeyecek derecede stratejik bir noktaya oturan Saadet Partisi'ni yakından ilgilendiren oldukça ilginç bir maille karşılaştım.

Mail, Saadet Partisi'nin önce "kendi isteğiyle istifa ettiğini" belirten, sonra "evet ama öyle baskı vardı ki" iddiasında bulunan eski bir il başkanı tarafından yazılmış.

Mail ve içerdiği tartışmalardan daha fazla zararlı olabileceğini düşündüğümden isimleri vermemeyi tercih ettim...

Ancak, kongreye giden Saadet Partisi içindeki "Erbakan-Kurtulmuş" isimlerinin, bazı kesimlerce tartışma konusu haline getirildiği, "Erbakancılar tasfiye ediliyor" türünden iddialarla, il teşkilatlarının kışkırtıldığı, bazılarının daha da ileri giderek, "Erbakansız Saadet olmaz" sloganları ile parti teşkilatlarındaki değişikliklere direneceği türünden haberler kulaktan kulağa yayılır oldu...

Sağduyulu "siperlere" sıkışmamış muhalefet sıkıntısı çeken ülkemizde, bu alandaki boşluğu doldurmaya aday, bunun da ötesinde iktidar iddiası taşıyan bir siyasi partinin, hele hele geçmişte bu ülkeyi yönetmiş kadroların yuvası olan bir siyasi partinin, isimlere hapsedilerek yıpratılması, Milli Görüş davasına yapılabilecek en büyük ihanettir.

Sayın Kurtulmuş'un, parti içindeki bu tartışmalardan muhakkak haberi vardır. Ancak, alttan alta dillendirilen eleştirilerin farklı noktalara partiyi sürüklememesi, kadroların şu veya bu şekilde küstürülmemesi, parti içinde fitneye sebebiyet verecek hareketlerden kaçınılması büyük önem taşıyor...

Kendi isteğiyle ya da Genel Merkez yönetiminin takdiriyle...

Görevden alınmış, ya da görevi bırakmış her partilinin de bunun bilincinde olarak hareket etmesi Türkiye'nin geçmişinde imzası olan ve geleceğinin inşasında da iddiası olan bir siyasi partinin ayakta kalabilmesi açısından son derece hayati öneme sahip.

Hele hele bu parti Saadet Partisi ise...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi