Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Üç yiğit girdi meydane

Üç yiğit girdi meydane

Üçü de birbirinden merdane...
Üçü de zaman aleminde bir tane...
Üçü de kesinkes dürdane...
A- Dersim Dede/baba kuvvetler komutanı, dünün Gandi’si, bugünün dandisi, yarının muhtemelen Konfüçyüs’ü sürdü atı, indi meydane...
Elinde 6 kazıklı filama, “Hayırda hayır var” sloganıyla bir kükredi ki yer yerinden oynadı...
Yoldaş medya, “Bugüne kadar yeryüzü böyle bir yiğit pehlivan görmedi, helal olsun canlara” diyerek, methü-sena eyledi en büyük dede-babayı...
Asrımızın en büyük cazgırları SAV savladı, tav tavladı, ovada balık avladı ve parmaklar ağızlarda kaldı...
Can Kemaller, candaş Kemaller, yoldaş Kemaller, ANADOL-u yaylalarında yaren meclisleri kurarak geleceğe bilgi akışı sağladılar...
B- Ohal’cı, muhalcı, ulusalcı kuvvetler komutanı, parmak işaretçi çok büyük kahraman, kurtlar şahı, devlet kurdu zuhur etti...
Bir şakşak kıyameti kopuverdi Altaylar’dan And Dağları’na kadar...
“Ben de varım darbe yasasını korumak için ‘Hayırda Hayır var’ komedisine” dedi mertçe, sertçe...
Gök tolgalı beyler arkasında, önünde ise 12 Eylül fırtınasında can veren gençlerin hayaletleri...
Hayret etmeyen kalmadı herhalde...
Dede-baba ile birlikteliği pekiştirmek için ve dahi istikbalde bir koalisyon koparmak uğruna...
Genelgeler göndermiş Türkmen ellerine... Demiş ki:
“Çıkacağım seferde yanımda bulunmayanların tümünü /HAİN/ ilan edeceğim haberiniz olsun...”
Köslerin vurulmaya başlamasıyla beraber Ohalcı, ulusalcı kuvvetler başkomutanı “Arkadaşlar ilk vazifemiz Ergenekon tutuklularını salaha kavuşturmaktır... Marş marş” komutunu vermiş...
C- Ulusalcı, parasalcı, mavrasalcı aşiretlerin mirimiranı, pukaka güdümlü birleşik kuvvetler komutanlığına tayin edilmiş olan genç bahadır sol cenahtan meydana duhul eyledi...
Lü-lü-lü sesinden ne söylediği anlaşılmasa da üçlü birleşik kuvvetlerin bir unsuru olacağı tahmin ediliyordu...
Elinde bir tanıdık fotoğraf taşıyordu ve alt yazıda ise:
“Mürşidimiz, ilahımız, önderimiz, emir ağamız” yazıyordu...
Tabii kafalar hayli karışık durumda...
Belgeli kahraman ile halatlı kahraman, yaşdemir nasıl ittifak eder, nereye kadar gider, kim kime ne öder, diye düşünekaldılar...
Munzur, Ötüken, İmralı bir arada... Daha ölüm yoktur karada...
Görelim sizi, eresiniz beraberce murada...
Bana ancak hadiselerin seyrini yazmak, yorumlamak düştü...
EKLEME:
Bir genç ve dinç kahraman da Saadet cephesinden zuhur eyledi...
“Beni, ablamı, eniştemi ve dahi muhterem babamın değerli yol arkadaşlarının yakınlarını yönetime almayan, düpedüz isyan ve ihanet içinde olan Numan Kurtulmuş’a savaş ilan ediyorum” açıklaması yapan Fatih Erbakan Türkiye’yi deprem geçirmişe döndürüverdi...
Bana göre haklıydı..
Kazan kaldıran Şevket Kazan, ağır cezalar keseceğini beyan eyledi... Oğuzhan Asiltürk gencimiz yine gümbür gümbür laflar eyledi...
Numan Kurtulmuş bu gençleri ne diye dışarıda bırakır? Ne diye yeşil listenin karşısına beyaz liste çıkarır?
İdam etseler azdır...
Yahu adam bir kesimi kızdırabilir... 80’liklerle 25’likleri beraber kızdırırsa küreğe mahkûm edilmeli...
Niyetlerin iktidar olduğunu sanmıyorum...
Kontrolden çıkan, güdümlülüğü kabul etmeyen başkana istifa telkin eden Fatih ağabeyimiz yerden göğe kadar haklıdır...
“Başka parti kursun... Kontrolden çıkmıştır... İstifa etsin... Kendisi için kötü olmuştur... Gereken yapılacak... Yönetim ellerinden alınacak...”
Valla bu Fatih’in bu kadar çok şeyler bildiğini, her şeyi yapmaya muktedir olduğunu ben tahmin etmiyordum... Meğer atom parçası bir siyaset dehasıymış...
Bari “Hayırcılar” safına katılsa da ulusalcılara levazımatçılık yapsa hiç fena olmaz...
====================
Sallayın gökleri kuşlar uyusun
Kollayın itleri taşlar uyusun
Çalkalayın denizleri gölleri
Ayaklar uyusun-başlar uyusun.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi