Sarkık bıyıklar

Sarkık bıyıklar

Terörün türevi olan tartışmaların ne kadar kolay sınırları zorlayacağına bir örnek. Hüseyin Çelik canlı yayında, uzmanı olmadığını bilhassa belirterek "özel kuvvetler"le ilgili bir soruya cevap veriyor ve uzman bir politikacı sıfatıyla bir dokundurma yapıyor.

Verdiği hüküm MHP'lileri zan altında bırakacak nitelikte. Geçmişte Özel Harekât timleri içinde "MHP militanı görüntüsü veren bıyıkları aşağıya doğru sarkık" kişilerin bölge halkını PKK saflarına ittiğini, bu yanlışların artık tekrarlanmaması gerektiğini söylüyor. MHP lideri Devlet Bahçeli de gecikmeden Çelik'i "Türk düşmanı" ilan ediyor ve onun itirazı ile müsavî bir hüküm sorusu soruyor: "Bu ordu badem bıyıklılar ordusu mu olacak?"

Bıyık modellerinin siyasî anlamını yeni kuşaklar pek bilmiyor. Galiba bıyıklı erkek oranı hızla düşüyor veya kirli sakal, bıyığı anlamsız hale getiriyor. 70'li yıllarda üç tip bıyık modeli üç ana siyasî kimliğe işaret ederdi. Dudaklara kadar inmeyen bıyıklara "badem bıyık" denirdi. Necmettin Erbakan'ın sevimli yüzündeki küçük bıyık, bu modelin tipik örneğiydi. Muhafazakâr politikacıların bıraktığı badem bıyık, dinî olarak peygamber sünnetine ama daha çok da sıhhî bir gerekçeye dayandırılırdı. Bu gerekçeye göre badem bıyık hijyene daha uygundu. Sol kesim ise ağzın içine giren pos bıyıklarla kimliğini dışa vururdu. Bu modele "Stalin bıyığı" denirdi; ama kaynağı gerçekte solun halka yakın görünmek için taklit ettiği Alevî inancına uygun bıyık tipiydi.

Sarkık bıyıklı Özel Harekât polislerine gelince... Her çağ kendi efsanelerini yaratıyor. Uzun boylu, sarkık bıyıklı bir Özel Harekât polisinin posteri ülkücüler arasında bir ara efsanevî kahraman Kürşad'ın resminin yerini almıştı. Elinde ağır bir A-4, mermi şeridi omuzdan aşağı sarkan ve başında bir bant olan bu Özel Harekât polisinin resmi, bir film afişi gibi etkileyici idi. Altında "vatanın ha ekmeğini yemişim, ha uğruna kurşun" yazıyordu. Özel Harekât timleri PKK karşısında başarılı oldu. 28 Şubat sürecinde polisten çekinen darbeciler öncelikle bu timleri dağıtmış, ellerindeki silahları toplamıştı. Bugün tartışılan profesyonel ordu ve özel eğitimli terörle mücadele birimlerinin 90'lı yıllarda etkili olan modeli işte bu Özel Harekât birimleri idi. Hüseyin Çelik'in verdiği hüküm yanlış. Bu özel polis birlikleri o yaygın kanunsuzluk döneminde bile, jandarma ve diğer askerî birimler gibi hukuk dışı işlerle birlikte anılmadılar. Özel Harekât polislerinin üç hilalli yüzüklerle veya tabanca kabzasına yapıştırdıkları Bozkurt resimleri ile siyasî kimliklerini açığa vurmaları yaygın görülen bir durumdu. Ancak sarkık bıyığı da aşan bu somut siyasî kimlik beyanlarını bile MHP'lilerin terörle mücadelesi olarak değil, terörle mücadele eden birimlerin siyasî destek arayışı veya bir siyasî kesim ile özdeşleşme arzusu olarak yorumlamak gerekir.

Hüseyin Çelik terör konusunda uzman değil, ama onun gerçekten uzman olduğu bir alan var. Doktora tezlerimizi yazarken 80'li yılların sonunda Millî Kütüphane'de tanışmış ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunmuştuk. Ben Yeni Osmanlılar'a odaklanırken o, Yeni Osmanlılar'ın en ilginç karakteri olan Ali Suavi üzerinde çalışıyordu. Edebiyat tarihi ile siyasî tarihi bütünleştiren Tanpınar, Mehmet Kaplan gibi isimlerle temsil edilen zengin bir akademik gelenekten geliyordu. Çok iyi bir tez yazdı ve İletişim Yayınları arasında "Ali Suavi" ismiyle yayımlandı.

Ali Suavi, bazı tarihçilere göre "ilk sarkık bıyıklı" adamdır. O zaman Hüseyin Çelik'in uzmanı olmadığı alanda söylediklerini bir kenara bırakıp kitabını okumak lâzım. Semboller üzerinden yapılan tartışmalar hiç kimseye fayda sağlamaz. Zaten resmî kıyafet taşıyan bütün güvenlik görevlilerinin bıyık bırakması yasak değil mi? O zaman mutasavver güvenlik birimleri ne "sarkık bıyıklılar"ın ne de "badem bıyıklılar"ın ordusu olacak, düpedüz bıyıksız bir ordu olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi