Rahim Er

Rahim Er

Toprağa verilmeyen elektrik

Toprağa verilmeyen elektrik

1950’de bütün Türkiye’de sadece 13 köyde elektrik vardır. İstanbul Silahtarağa’da, İzmir’de ve Adana’da bir miktar elektrik üretilmektedir. O tarihte baraj olarak yalnızca Ankara’da Çubuk, Niğde’de Gebere vardır.
Elektrik, şehirlerde dizel motorlarla üretilmektedir. Işığı, haydi bilemediniz lüks lambası kadardır, geceleri belli saate dek tavandan sarıya yakın loş bir aydınlık saçan tek ampul sarkar.
Muayyen bir saatte ise bu gürültü makinesi susar fakat şehir de sükunete kavuşurdu. Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nden böyle bir yoksul Türkiye devralmıştı.
Adnan Menderes iktidarıyla birlikte memleket, yolla tanışmaya başladığı gibi barajlarla yani elektrik ve sulamayla yani medeniyetle de tanışmaya başladı. Hayatımıza ev dışında yollar, ev içinde kablolar girdi. Duvarlarda elektrik anahtarı denen siyah mekanizmalar yer etmeye başladı. Elektrik yaygınlaştıkça tavandan tel dolaplar yavaş yavaş indi, buzdolapları evlere girmeye başladı. Buzdolabı o yıllarda kadınlar için rüya malzemesidir. Bulaşık makinesi, çamaşır makinesi hayal ötesidir.
Baraj inşaatında en büyük hamlemiz 1966’da temeli atılan Keban’dır. İktidarda Adalet Partisi vardır. Aynı iktidar adına Süleyman Demirel, 1967’de de Karakaya Barajının temelini atar. Bu barajlar hamlesinden en fazla kimlerin memnun olması gerekir? Elektrik mühendisleri değil mi?
Ama hayır! Çok şaşırtıcıdır fakat aynen vaki. EMO/ Elektrik Mühendisleri Odası, baraj yapılmasına şiddetle muhalefet ettiler. Dedikleri aynen şuydu:
-Ne yapacaksınız bu kadar elektriği, toprağa mı vereceksiniz?
Bu bilgiç fakat zavallı tavrın ortaya konduğu zamanda bırakın köyleri, ilçelerde bile layıkıyla elektrik yoktu.
Köylerde zaten yoktu. Hatta olma hayali de yoktu.
Geniş yol yapılmasına tayyare mi indireceksiniz diye karşı çıkan zihniyet, şimdi de elektrik üretimine, kalkınmanın göstergelerinden olan kişi başına düşen kilovat saat elektrik üretiminin artmasına engel olma hırçınlığındaydılar. Aynı zihniyet bir adım sonra köprü yapılmasına muhalefet edecektir.
Bu zihniyet, parti olarak CHP idi.
Tabanı ise Barolar, Mühendis Odaları, Tabib Odaları gibi meslek kuruluşları ve talebe dernekleriydi. CHP’nin ileri karakollarıydı.
Onları besleyen kaynak CHP ideolojisiydi.
Düşünebiliyor musunuz?
Menderes’le başlayan, Demirel’le devam eden Özal’la zirveye ulaşan o barajlar yapılmasaydı bugün hangi manzaradaydık? Bugün Türkiye’nin yarısı karanlık, evlerinizdeki, mutfaklarınızdaki, iş yerlerinizdeki cihazların da yarısı yoktu. Halbuki şu gün elektrik hizmetlerinde gelinen son nokta nedir? Toplu taşıtlar elektriğe geçiyor, açılan ihalelerle elektrik kaynaklarının intifa/ faydalanma hakkı satılarak hazineye çok değerli imkânlar kazandırılıyor.
Buradan çıkan sonuç ne?
Elcevap:
CHP ufuksuzdur.
O zihniyet ‘70 öncesinde ne yapacaksınız elektriği toprağa mı vereceksiniz derken ‘70’lerde iktidara gelince elektriksiz hayat başladı. Evler karanlığa gömüldü, sanayi şalter indirdi.
CHP ne yaptı?
Bulgaristan’dan, evet yanlış okumuyorsunuz o devirde bir taşra komünist devleti olan Bulgaristan’dan elektrik ithal etti.
Bütün bu verdiğimiz misallerden de çıkartılacağı gibi bir mevzuda CHP ne diyorsa oraya bir mim konsa yeridir.
Referanduma muhalefet mi ediyor?
Öyleyse bu Anayasa Değişiklik Paketi tercihe layıktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi