Kemal Belgin

Kemal Belgin

Yanlış dersi çalışırsan...

Yanlış dersi çalışırsan...

Ertuğrul Hoca ve ekibi, anlaşılan o ki, hem de en güçlüsünden İspanyol takımını çalışmak yerine bizim ligden bir sayfayı çevirip çalışmışlar. Kafa kafaya oynanacak maçlar vardır, bir de haddini bilerek oynanması gerekenler... Hani daha beş maç var diye yazdım. Yine de pas yaparak mücadeleden vazgeçilmeyişi bir artıdır.

Cüneyt mi, yok canıııım!
Pazar günkü derbiye UEFA Top Class’taki hakemimiz Cüneyt Çakır‘ı vermişler. Bu ne cesaret MHK? Demek ki yavaş yavaş ıslah olma yoluna girmişsiniz. Ama ben şimdiden başta antu.com ve spor medyasındaki amigolar olmak üzere, bazılarının kaşınmaya başladığını görür gibiyim. Olsun, bu, onların alışkanlığıdır zaten... Sen işine bak hocam. Başarılar!


Rijkaard teslim mi oluyor?
Tamam, Galatasaray rahat kazanamadı. Ama en azından kadro olarak üstesinden gelemeyeceği 4-3-3’ten vazgeçer gibi oldu. Bu dönüş Rijkaard‘ın tasarrufu mu, yoksa birilerinin kulak çekmesi sonucu mu?
Görürüz. Ama yine de bir diyeceğim var. Hiç elde Sabri varken Ali Turan oynar mı? Bu Elano‘dan artık değil, hiçbir zaman Dunga‘lı Brezilya hariç, bir şey olmaz... Bu iki yanlış düzeltilince Galatasaray hem tempo kazandı, hem de iyi oynayan rakibini atak zenginliğinden geri bloklarını düşünmesine itti.


Şenol Hoca bu defa da oturttu!
Şenol Güneş Hoca, bu defa da beş önde, beş arkada takım dizdi sahaya... Ve bu kadro rakibini altılık yaptı. Bizde böyle ahvallerde yer yerinden oynar. Öyle de oldu. Ama ben şimdiden yazayım da, önceliğim olsun yine... Şenol Hocam, zar altı alternatiflidir, her zaman her ikisinde de düşeş gelmez. Dikkat!

Fenerbahçe’ye hiç yakışmadı!
Ayıp yahu! Sen tut Önder‘i Kayserispor’a ver. Sonra ardından ne olur bize karşı oynatmayın diye ağla... Madem Önder bu kadar önemliydi de, neden verdin diye adama sormazlar mı? İşte zaten sorulmaya sorulmaya bugünlere gelindi ya... Bu arada federasyon da bu işe köklü bir çözüm bulmalı. İngiltere’de olduğu gibi, kiralıkları kendi takımlara karşı oynatmayı yasaklamak...

Size de yuh!
Basketbol Milli Takımımızın, bence de Tanjevic‘in dediği gibi dünya şampiyonu olduğu akşam, salona gelen Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan yuhalandı. Ayıp kere ayıp! Orası spor salonu be! Miting meydanında veya bir başka ortamda ayakkabı da atarsınız, laf da...
Ama bir milli maç sırasında bu kişileri yuhalayamazsınız. Hani faşist yönetimden falan söz ediyorsunuz ya... Yapsanıza aynı şeyi Küba’da veya Kuzey Kore’de... Yani, komünizmin kucağında... Dua edin de demokrasi var bu ülkede... Şimdi ben de sizi yuhalıyorum...

Mustafa Denizli’ye 40 gün fark attım!
Mustafa Denizli Hocam, Lig TV’deki programında, tekrarında izledim, Niang‘ın da Kezman‘ın, Güiza‘nın akıbetine uğrayacağı görüşünü ortaya attı. Bendeniz bu görüşü, henüz Niang Fransa’da imzayı attığı gün dile getirmiştim. Yani hocamla aramızda 40 günlük fark var. Eh, bizim işimiz ne ki? Aramızda bu kadar, bilgi açısından, fark da olsun...

Schuster üstü açık mı yatıyor?
Beşiktaş dört atınca methiyeler düzüldü tabii ki... Bunların içinde de aslan payı, düne kadar hiç bu şekilde izlemediğimiz Nobre‘ye aitti. Acaba bu bir Schuster fantezisi miydi? Rakip kim olursa olsun, 30 yaşından sonra Nobre‘ye yeni bir futbol elbisesi giydirilir mi? Ama Ernst, Necip ortaklığı ve onlardan birinin yerini alan Aurelio desteği, anlaşılan o ki Alman hocanın bütün yanlışlarını kamufle edecek.

Görüntüsüz çıplaklar!
TVNet’teki kendi programım yüzünden KanalTurk’teki Telegol’ü izleyemedim. Ancak ne var ki, eş, dost, hatta bazı gerçek yorumcu dostlarım sabah sabah bilgileri yağmur gibi yağdırdılar. Tutmuşlar, Samsun’daki müessif olayı gündeme getirmişler. Tabii ki habercilik de yapılacak. Verirsin olayı, olur biter. Bir aile meselesinin bir spor, pardon futbol programında küfürleşmeye kadar varacak biçimde işlenmesi de neyin nesi? Tabii maç görüntüsü olmayınca çırılçıplak kalmanın açık ve net kanıtıdır bu... Ama asıl şaştığım, defalarca da belirttiğim gibi genel müdürün eski RTÜK başkanı olması. O zaman Sevgili Rauf Tamer‘in sözü geliyor aklıma: Çekiver kuyruğunu gitsin!



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi