KPSS’nin eğitim bölümleri imtihanı iptal edildi.
Varılan nokta itibariyle yapacak başka bir şey de görünmüyordu. Böylece adalet tesis edildi mi? Hayır, bu defa da başka öğretmen adaylarının hakkı yendi.
İptal öncesinde dolandırıcılar yüzünden kazanamayanlar, perişan oluyordu, şimdi ise alın teriyle çalışıp kazanmış olanlar kahroluyor.
Peki suçlu kim?
Suçlular giderek ortaya çıkıyor. Bir şebeke bu işi organize etmiş. Teklifimiz şu. Bir kereye mahsus olarak KPSS imtihanını bir kenara bırakalım. Bu çeteye uzaktan yakından bulaşmışlar hariç, iptal edilen imtihana girmiş olan herkese öğretmenlik hakkı verelim.
Başka hangi metod kullanılırsa kullanılsın mutlaka bir taraf mağdur olacaktır.
Gelelim Ücretli Öğretmenlere...
Ücretli öğretmenlerin hali bir facia. Evet, aynen böyle. Eğitim ordusunun 60 bin kadar neferi tam bir çıkmazdalar.
Meselenin kökleri, 28 Şubat rejiminde Ecevit iktidarınna kadar dayanıyor. O zamanlar bir imam hatip okulu düşmanlığı vardı.
İmam hatiplerin yolları kesildi.
Başlarına gelmedik kötülük kalmadı.
Vatandaşlıktan çıkartılmak hariç, her şeyi gördüler. O kadar ki imam hatiplerin en fazla tercih ettiği edebiyat fakülteleri mezunlarının öğretmenlik hakları bile ellerinden alındı. Sonra gelen iktidarlar bunu tezsiz lisans gibi çarelerle düzeltmeye çalıştılar ama haksızlık, eşitsizlik bitirilemedi.
Bugün bu 60 bin kişi aynen şu iç karartan manzarada:
Normal bir öğretmenin yarı maaşını almaktalar.
Öğretmenlik müddetleri okulların açık kaldığı süre ile sınırlı.
Okullar kapanınca onların maaş ve her türlü sosyal hakları son buluyor.
O zaman da eğitim ordusunun bu neferleri iş aramak zorunda kalıyorlar.
Ama nerede, nasıl iş bulsunlar?
Yaşadıkları beldede kasap çıraklığı, kırtasiye tezgahtarlığı, çorap satıcılığı yapamıyorlar. Çünkü, öğrencileri onları bu halde görünce gözlerinde öğretmenlik mesleği de kendi itibarları da yıkılmakta. Zaten kısa dönem için iş bulma şansı mümkün değil. Bu yüzden çok kere evlerine kapanıp kendi kendilerini yemekteler. Okullar açılınca tekrar müracaat edip sözleşme yenileyerek mesleklerini yapmaktalar. Şimdi kendi kendimize soralım. Bu psikoloji ile bir koca yaz geçirmiş bir insan, talebeye nasıl faydalı olur?
Bu çok ama çok büyük bir haksızlık ve mağduriyet.
Sayın Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu’nun öteden beri sürüp gelen bu büyük drama bir son vermesi, kalblerde taht kurmasına sebep olacaktır.
Ücretli öğretmenlikte iki yılı doldurmuş olanlar hemen kadroya alınmalıdır.
Bugün eğitim dünyasının önünde çığlıkları duyulacak iki kitle var.
KPSS mağdurları ve Ücretli Öğretmenler.
Kimse mazlum ve mağdur olmasın.
Kimsenin hakkı yenmesin.
Hele o kimseler öğretmen ise asla!