Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Yenerek değil anlaşarak

Yenerek değil anlaşarak

Ülkemizde egemen olan hava, bir çatışma ortamı içinde bulunduğumuz ve sonucun bir tarafın galibiyeti, diğerinin yenilgisi olacağıdır. Çatışan taraflar galip gelmek için her yola başvurur ve eylemlerinde adalet, hoşgörü arka planda kalır.
Bir insanın yaptığı yanlışın yanında iyi yönlerin de bulunabileceği hiç düşünülmemekte ve bir kötülük abidesi gibi algılanmasına yol açacak iddialar ileri sürülmektedir. Ayrıca bilinmeyen kaynaklardan sağlanan deliller, hakkında hiçbir araştırma yapılmadan, kamuoyuna sunulmaktadır.

Oysa her iddianın sıkı bir şekilde incelenip doğruluğunun tespit edilmesi gerekir. Bu yapılmadığı için ileri sürülen iddiaların düzmece olduğu ve bir operasyonun aracı olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Bir operasyonla gerçek arasındaki farkı belirleyen kriter şudur: Operasyonda önce hedef belirlenir sonra bu ulaşmak için gerekli deliller bulunur. Gerçek bir olayda ise iddianın karşı tarafın suçlanmasına uygun olması şart değildir. Yani bir kişiyi önce hasım kabul eder sonra onu suçlayan deliller bulursanız bunun iki sonucu vardır: Birincisi iddia doğru olsa bile süpheyle karşılanır, ikincisi karşı taraf aynı yolu dener.

Türkiye geçmişte savunulması mümkün olmayan olaylar yaşadı. Bugün haksız yere idam edilenlerden, ölümü şüpheli olanlardan söz ediyoruz. Güneydoğu’da yaşananlar insanların vicdanını sızlatıyor. Şimdi yaptıklarımız bunların intikamı olmamalıdır. İntikam duygusuyla yapılan her şey intikamını aldığınız olayın aynısıdır.

Sabahları gazete okumaya gerek bile kalmadan kimin bir olay hakkında ne yazacağını tahmin edebiliyoruz. Bazı televizyonlarda belli olaylar o kadar sık gösteriliyor ki adeta bu televizyonun logosona dönüşüyor. Aynı olay hakkında yapılan yorumlar arasında fark olabilir ama biz farklılık değil zıtlık görüyoruz.

Ayrıca bir davranışı içinde bulunulan şartları gözönüne almadan değerlendirmek haksızlıktır. Türkiye, bugüne kadar, farklı bir dünya görüşü ve bunu gerçekleştirecek kadrolarla yönetildi. Bugün içinde bulunduğumuz ortam sadece bizim seçimimiz olarak değerlendirilemez. Dünyadaki köklü değişim ülkemize yeni bir rol ve konum belirlemiştir ve bugünün yöneticilerinin bile önceden tahmin edemeyecekleri olumlu bir ortam vardır. Geçmişte bugün uygulanan politikaları uygulamak mümkün değildi ve bu yüzden eskileri itham etmek haksızlıktır. Önemli olan içinde bulunulan ortamda insani değerlerin dışına çıkmadan hareket edebilmektir.

Atatürk Çanakkale’de bizimle savaşan, birçok askerimizi şehit eden düşman askerlerinin ölülerini bu vatanın evlatları kabul etmiş ve onların ruhunu yüceltmiştir. Düşman askeri yapması gerekeni yapıyordu ve ahlak dışı bir davranışı söz konusu değildi. Düşmanımıza bile gösterdiğimiz insani tavrı vatandaşlarımızdan esirgememeliyiz.

Bu konudaki tavrımı şöyle özeteleyebilirim: Husumet içinde olduğum insanları anlamaya çalışırım, şartlar uygun olduğunda geçmişi unutmaya hazır olurum. Ancak çıkarları uğruna ihanet eden dostlarımı asla affetmem.

Yıllar sonra, bugün itham ettiğimiz kişilerin durumuna düşmemek için, adaletten ayrılmamak ve karşı tarafı da anlamaya çalışmak gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi