Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Her ibadetin hikmeti vardır

Her ibadetin hikmeti vardır

Her zaman ifade eder dururuz: Her ibadetin bir hükmü bir de hikmeti vardır. Hikmeti gerçekleşmeyen ibadet, ibadet olma özelliğini kaybeder. Namazın hikmeti, kılındığı ülkede haramların, günahların ortadan kalkmasıdır. Demek ki namaz kılmanın hikmeti ülkeyi bütün pisliklerden temizlemektir. Namaz eda edildiği ülkeyi pisliklerden temizleyecek. Namazın gayesi tecelli edecek.

Bir memlekette işler ve ilişkiler bozuksa o memleketin insanları namazlarını hikmetine binaen eda etmiyorlar demektir. (Ankebut sûresi, âyet: 45)

Oruç da böyledir. Hikmeti gerçekleşmezse açlık ve susuzluk çekilmiş olur. Çünkü hikmeti gerçekleşmeyen ibadetten sevap beklenemez.

Efendimiz aleyhisselât-ü vesselâm buyurur ki:

"Bir çok oruç tutanlar vardır ki, tuttuğu orucun, yalnız açlığı ve susuzluğu yanına kalır."

Bunun mânâsı şudur: Bazı oruçlular vakti gelince iftar ederler; bir çok iftar edenler de oruçlu durur. Bu ikinci gruba girenler oruçlarıyla duygularını kötülüğe kaymaktan korurlar. Orucun hikmeti de budur. Bunu yapabilenler orucun hikmetini yakalamış olurlar. Cenâb-ı Hakk'ın Kudsi hadiste:

"Oruç benim içindir, mükafatını ben veririm" diye tarif ettiği oruç budur. Bu orucu tutanlar için Peygamberimiz Efendimiz şöyle buyurur:

"Oruçlunun iki sevinci vardır:

* Biri iftar anında;

* Öbürü de görüş ve yaşayış ânında..."

Hadisleri yorumlayan (izah eden) âlimlere göre, iftardan maksat, cennet nimetleridir. Görüşten maksat da, sır gözü ile Allah'ı nazar etmektir. Orucun bu hikmet yönünü de gerçekleştirecek idrak ve şuur içinde tutulması ibâdetten beklenilen neticeyi hasıl eder. Böyle tutulan oruçlar geçmiş günahların affını sağlayan oruçlardır. Hadis-i şerifte Efendimiz aleyhisselâm,

"Bir kimse Ramazan ayında imanlı bir kalb ile ve sevabını da Allah'tan umarak oruç tutarsa geçmiş günahları af olur." (Buhari c/3, Sf: 44 - Müslim c/2 Sf: 126) buyurmuştur. Bu hikmetine binaen tutulan oruçların tutanları ulaştırdığı noktadır.

Şu hadis de şayan-ı dikkattir:

"Kim ki, yalan söylemeyi yalan ile amel etmeyi bırakmazsa, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez" (Tecrid-i Sarih Terc. C/6, H. No: 902) Yalan ve gıybet gibi şeylerle oruç bozulmasa bile beklenilen kemal ve fazilet hasıl olmaz. Demek ki, hikmetin gerçekleşmesi lâzım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi