Anketin gizli şifresi

Anketin gizli şifresi

Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Kuruluşu Metropoll’ün ‘AK Parti’nin kapatılma davası ve yansımaları’ başlıklı kamuoyu yoklaması, hafta sonu gazetelere yansıdı. çarpıcı sonuçlardan biri, AK Parti’nin 22 Temmuz’da yüzde 46.6 olan oylarının yüzde 50.2’ye çıkmasıydı. Nedeni, kapatma davası...

Siyaset alanına müdahale arttıkça AK Parti’nin ibresi, tıpkı 27 Nisan bildirisi, 367 ve çankaya tartışmaları gölgesinde gerçekleştirilen 22 Temmuz seçimlerinde olduğu gibi yukarıya döndü. Her ay gündemdeki konularla ilgili anket yapan Metropoll’ün eski çalışmalarına baktığımızda, bu tabloyu daha net görürüz.

AK Parti ve diğer partilerin oy seyri, aynı zamanda yakın siyasi tarihimizin ibret verici kırılma anlarını ortaya koymaktadır.

Neden indi, neden çıktı?

Metropoll’e göre; 22 Temmuz seçimlerinden sonra AK Parti’nin tavan yaptığı dönem aralık ayıdır. Oylar, yüzde 51.9’a çıkıyor. AK Parti, şu ana kadar bu oy oranına ulaşamadı. Nedenleri konusunda söylenecek söz çok ama yeni cumhurbaşkanının seçilmesi, cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesini öngören anayasa değişikliğinin gerçekleştirilmesi, sivil anayasa çalışmalarının hızlandırılması gibi bir çok pozitif tavrı sıralayabiliriz.

Aynı kuruluşun ocak ayı anketi, AK Parti’nin yeni yılda inişe geçtiğini gösteriyor. Bir anda AK Parti’nin oyları yüzde 43.9’a geriliyor. İktidar partisindeki rota kayması, yüksek öğretimdeki türban yasağının kaldırılması sonrası tırmandırılan krizin iyi yönetilememesi, sosyal kesimlerle diyalogun zayıflaması, sivil anayasanın rafa kaldırılması ve piyasalardaki durgunluğun giderilmesine ilişkin somut adımlar atılmaması AK Parti’yi yavaş yavaş aşağıya doğru çekiyor.

Araştırmayı yürüten Prof. Dr. özer Sencar ise tespitlerimize büyük ölçüde katılmakla birlikte, özellikle türban krizinin AK Parti’ye büyük darbe vurduğunu düşünüyor. Sencar, AK Parti’nin bu süreci iyi yönetemediği kanaatinde.

Yargıtay Başsavcılığı’nın AK Parti hakkındaki kapatma davası her şeyi alt üst ediyor. AK Parti’nin oyları bir anda yüzde 50.2’ye fırlıyor. Sencar, AK Parti oylarındaki bu hızlı tırmanışı, tümüyle kapatma davasına bağlıyor. Yani, vatandaşın hukuki değil siyasi olarak gördüğü bu kapatma davasının yol açtığı öfke seli, AK Parti’ye oy olarak geri dönüyor.

Erdoğan da kazandı

AK Parti oylarındaki zikzaklı durum, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için de geçerli. 22 Temmuz seçimlerinden hemen sonra Metropoll’ün ağustos ayında yaptığı ankete göre; Erdoğan, yaşayan Türk siyaset ve devlet adamları içinde yüzde 37.3’le zirvede yer alıyordu. Bu beğeni oranının, Eylül 2007’de yüzde 30’a, Aralık 2007’de yüzde 33.8’e gerilediğini, bu ayki son ankette ise yüzde 37.3’e çıktığını görüyoruz.

Bu oran gösteriyor ki, Erdoğan, seçimlerden hemen sonraki popüleritesini, partisi gibi kapatma davasından sonra yeniden yakaladı.

AK Parti’nin oy tabanını ve Erdoğan’ın siyasi popüleritesini büyük ölçüde etkileyen bu gelişmeler, muhalefet partilerini nasıl etkiliyor? Mesela; CHP ve MHP, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli?

Baykal vaziyeti idare ediyor

Metropoll’ün aynı anket sonuçlarına göre; CHP’nin oyları Aralık 2007’de yüzde 10’a gerilerken, Ocak 2008’de yüzde 10.4’e, Nisan 2008’de yüzde 12.4’e yükseliyor. 22 Temmuz’da DSP ittifakıyla birlikte yüzde 20.9 oy alan CHP için parlak bir tablo çizmek mümkün değil ama son 6 ayda kısmi olarak toparlandığı söylenebilir. Eğer buna toparlanma denebilirse...

Yaşayan siyaset ve devlet adamları sıralamasında Erdoğan ve Gül’den sonra yer alan Baykal’ın beğeni oylarında, çok düşük de olsa sınırlı ölçüde istikrarlı artış var. Ağustos 2007’de yüzde 2.2 olan beğeni oranı, Eylül 2007’de yüzde 2.6, Aralık 2007’de yüzde 3.8, Nisan 2007’de yüzde 4.1’e çıktı.

Kişisel kanaatim o ki, CHP, AK Parti üzerinden gerilimi tırmandırdıkça ve tartışmayı laiklik ekseninde yürüttükçe dışarıdaki sol oyları çok az da olsa kendine doğru çekebiliyor. Yani, tabanda kemikleşmeyi sağlıyor. Baykal’ın popüleritesi sınırlı ölçüde artıyor. Ama her şeye rağmen bu katılım, CHP’yi iktidar, Baykal’ı da başbakan alternatifi haline getirecek büyüklükte yaşanmıyor.

Bahçeli arada kaldı

MHP’nin durumu daha vahim. Arada kalmış bir parti hüviyetinde gözüküyor. çankaya seçimi ve türban düzenlemesine pozitif katkı sunan MHP’nin milliyetçi / muhafazakar tabanda estirdiği sempati rüzgarının, kapatma davası sonrası CHP ile aynı paralelde politika izlemesiyle dağılmaya başladığını söyleyebiliriz.

Bu siyasi kırılmalar, kamuoyunda MHP ve Bahçeli’ye ilişkin algılamada farklılıklara yol açıyor. Kamuoyundaki yaygın algılamaya göre, izlediği politikalar onu bazen AK Parti, bazen CHP’ye yakınlaştırıyor. Bu durum haliyle MHP oylarında sert iniş ve çıkışların da tetikleyicisi oluyor.

22 Temmuz’da yüzde 14.3 oy alan MHP’nin, Aralık 2007’de yüzde 10.5, Ocak 2008’de 6.4, Nisan 2008’de 7.2’ye gerilediği gözüküyor. Başka bir ifadeyle, MHP, ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabildi.

Bahçeli’nin liderler sıralamasındaki oy dağılımı bu durumu daha açıkça gösteriyor. Ağustos 2007’de Bahçeli’nin yüzde 3.8 olan beğeni oranı, Eylül 2007’de yüzde 2.5’e gerilerken, Aralık 2007’de yüzde 4.8’e çıkarak tavan yaptı. Bu oran, Nisan 2008’de ise yüzde 3.3’e geriledi.

Halka hesap veremedi

Bu rakamlar, bir kez daha gösteriyor ki, siyaset alanı dış müdahalelere açık hale getirildikçe mecrasından çıkan siyasette dengeler bir türlü yerli yerine oturmuyor. Yapay dengeler oluşuyor.

Türk siyaseti için daha kötüsü, AK Parti’ye hatalarıyla yüzleşme ve sandıkta halkla hesaplaşma imkanı verilmedi. Her seçim, neredeyse öfke dalgasında sörfe dönüştü, dönüşüyor.

Bırakın herkesi kendi haline. Hiçbir partiye sonsuz vadeli kredi açmayan bu millet, sandıkta kuyumcu titizliliğiyle gerekli balans ayarını yapacaktır. Ama işine müdahale ederseniz hukukunu korumasını da bilir.

İşte anketin gizli şifresi budur. Tabi anlayana...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi