Yazar- çizer ve konuşmacılarımıza

Yazar- çizer ve konuşmacılarımıza

Mekke şehir devletinin yöneticilerinin ve halkın önünde eğildikleri Lat, Menat ve Uzza’nın isimleri Kur’an-ı Kerim’de bir defa geçer. (Bak Necm süresi ayet 19)

Mekke devletini yöneten zalimlerden yalnız bir tanesinin künyesi Kur’an-ı Kerim’de Mesed suresinde bir defa Ebu Lehep diye geçer. (Bak Mesed süresi)

Günümüz yazar çizerlerine bakıyorum, şeytan taşlar gibi her gün aynı sistemi ve şahısları taşlama suretiyle hem yüzsüzleştiriyorlar, hem de kötü yoldan da olsa meşhur ediyorlar.

Tehdit yazıları yerine teklif yazıları yazılsa herkese daha faydalı olurdu.

Aziz Nesin “Zübük” dedi, “Zübük zade” dedi, hem zübüğün makamını yüceltti hem de zübükleri çoğalttı.

Levent Kırca’nın sistemi, bakanları ve bürokrasiyi dile getiren güldürülerine en fazla eleştirilenler gülmekte ve gülen yüzleri yüzsüzleşmekte.

Onun içindir ki Beni İsrail, Musa Aleyhisselâma: “Sen bizi alaya mı alıyorsun / bizimle dalga mı geçiyorsun?” dediklerinde Musa Aleyhisselâm: “Cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım” diye cevap verir. ( Bak: Bakara suresi ayet 67) Demek ki insanların canıyla, diniyle, malıyla, namusuyla oyun oynayanlara, dalga geçerek, şakayla, şaklabanlık yaparak yol gösteremezsiniz.

Bu konuda eski komünistleri anlamak mümkün. Yazacak bir şeyleri yok. Birileri halkı sefalete itiyor, öbürü de Sefilleri yazıyor. Sefalete iten olmasa bu da Sefilleri yazamayacak.

Fransa’da o meşhur sefalet olmasaydı edebiyat alemi Sefiller kitabını okuyamayacaktı.

Birileri haksız yere adam dövecek, berikiler de adam dövenin verdiği paralarla gazete çıkaranın gazetesinin köşesinde işkence edebiyatımıza katkıda bulunacak ve dayak atanın bükülmez bileğinin kötü yoldan reklâmını yapacak, gariplerin gözünü korkutacak.

İslâmi gayreti ve hassasiyeti olan yazar, çizer ve konuşanların hepsine diyorum ki “Bunca yıldır yazıyor, çiziyor ve konuşuyorsunuz. özgürlüklerin, insan haklarının, eğitim, sağlık.... konularının her geçen gün kötüye gittiğini görüyor ve yazıyorsunuz.

Demek ki tenkitle, alaya almakla, aşağılamakla durum düzelmiyor. Gelin tenkidi bırakıp teklif yazıları yazalım. Zübükleri değil, Ebu Bekirleri, ömer’leri, Osman’ları, Ali’leri örnek verelim.

Ebu Leheb’i bir defa tenkit edelim ama buna karşılık altı bin defa Allah’ın isimlerini ve sıfatlarını tanıtalım. Kur’an’ın ayetlerini Kur’an’ın ruhuna uygun şekilde gündeme getirelim ve O ayetin nasıl yaşandığını ve sonuç alındığını Allah Rasulünün sahih sünnetiyle örnekleyelim.

Bir incir çekirdeği dahi yaratamayan insanın sözüne mi yoksa kâinatı yaratan, her an onları evirip çevirenin sözüne mi daha fazla yer veriyoruz yazılarımızda, çizgilerimizde ve konuşmalarımızda?
Hesabımız ona göre yapılacak.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi