Taha Akyol

Taha Akyol

Bayar ve İnönü

Bayar ve İnönü

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Umurbey’de Celal Bayar’ın mezarını ziyaretini ben olumlu buldum. Elbette Kılıçdaroğlu bu tür adımlarla CHP’ye ‘dışarıdan’ da oy getirmeyi amaçlıyor. Mehmet Akif’ten bahsetmesi, türban konusuna yumuşak yaklaşımı gibi başka örnekler de verilebilir.
Bu tür adımlar zamanla Kemalist ideolojiyi de yumuşatır. Düşünsenize, Hıfzı Veldet Velideoğlu Nutuk’ta Celal Bayar’ı öven paragrafı “Atatürkçü düşünce açısından önemsiz” diye makaslamıştı!.. Bugün ise CHP’nin lideri Celal Bayar’ın mezarını ziyaret ediyor.
Kılıçdaroğlu’nun “Bayar sıkı bir CHP’li idi” diye konuşması, belli ki, klasik CHP tabanından gelebilecek tepkileri dengelemek içindir.

Atatürk Bayar’dan etkilendi
Bayar’ın 1946 yılına kadar “sıkı CHP’li” olduğu doğrudur. Başka parti olmadığı için Adnan Menderes de CHP’liydi ama 1930’da Serbert Fırka adlı liberal parti kurulunca Menderes hemen orada yerini almıştı. Bayar ise 1946’ya kadar CHP’lidir.
Ancak CHP içinde Bayar İnönü’den farklı bir ekonomi anlayışına sahiptir. Hatta Atatürk’ün 1930’lardaki ekonomi görüşleri üzerinde Calal Bayar’ın etkisi önemlidir. Atatürk’le İnönü’nün arasının açılmasının önemli bir kaç sebebinden biri, Atatürk’ün Bayar’ın ‘piyasacı’ görüşlerini benimsemesiydi.
Atatürk 1937 kasımdaki Meclis açış konuşmasında diyor ki:
“Kesin zaruret olmadıkça piyasalara karışılamaz; bununla beraber hiç bir piyasa da başıboş değildir...”
Konuşmasının devamında tüccarları övüyor.
Bu görüşler, ticaret çevrelerini “aferist” diye suçlayan ve “mutedil devletçi” olduğunu söyleyen İnönü’den ziyade Celal Bayar’a uygundur.
“En büyük iktisatçımız Bayar’dır” diyen Atatürk’tür.
Celal Bayar’ın 25 Ekim 1937’de Başvekil olmasından sonra Atatürk’ün Meclis açış konuşmalarının da niteliği değişti, daha ayrıntılı ve daha ekonomi ağırlıklı hale geldi. 1936 konuşması 57 paragraf olan Atatürk’ün 1937 konuşması 119 paragraf, 1938 konuşması ise 83 paraftır ve ekonomi ağırlıklıdır.

‘Parti ve ordu’ faktörü
İnönü, başbakanlıktan uzaklaştırılıp evine kapanmak zorunda kaldığı zaman bile siyaseten Bayar’dan güçlü olmuştur. Çünkü siyasete egemen olan iki kurum, “parti ve ordu” Atatürk’ün emrindedir fakat İnönü de “parti ve ordu” da hâlâ ‘ikinci adam’dır.
Bayar’ın ise resmen başakan olmasından başka bir siyasi gücü yoktur.
Onun için, Bayar 1937’deki hükümet programında tam 45 defa “Büyük Şef, Şef, Atatürk, Ulu Önder” gibi terimleri kullanarak Atatürk’ün otoritesinden güç almak istemişti.
Halbuki, İnönü dönemlerinin hükümet programında Atatürk’ün adı bile geçmez!
Atatürk’ten sonra İnönü’nün cumhurbaşkanı olması “parti ve ordu” daki gücünün sonucudur. Genç cumhuriyetin bir rejim krizine sürüklenmesini önleyecek tek isim de İnönü’düydü elbette.
Bu geçiş döneminde Başvekil Celal Bayar çok dürüst davranmış, İnönü’yü desteklemiştir. Bu gerçeği İnönü de teşekkürle belirtir.
Demokrat Parti’nin kuruluşunda İnönü’nün Bayar’ı tercih etmesi hem güven faktöründen hem ekonomik görüş ayrılığında kaynaklanmıştır diye düşünüyorum.
DP’yi ‘öngörülen’in ötesinde hakla bütünleştiren ise, Menderes’tir.
“Parti ve ordu” faktörü kaşısında DP halka dayanmış, 27 Mayıs darbesinde “parti ve ordu” Menderes’i asmış, Bayar’ı müebbed hapse mahkum etmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi