Y. Bülent Bakiler

Y. Bülent Bakiler

2010 yılının en büyük dil sürçmesi

2010 yılının en büyük dil sürçmesi

Bana: “2010 yılının en büyük dil sürçmesi nedir ve kime aittir?” diye sorarsanız, hiç tereddüt etmeden derim ki: Prof. Dr. Orhan Kavuncu’nun bir TV programında söylediği cümledir: Benim aziz dostlarımdan Orhan Kavuncu, katıldığı bir TV programında karşılarında oturduğu iki inkârcı kişiye cevap verirken dedi ki: “Türk, bir ırkın, bir kavmin adı değildir. Türk, bir medeniyetin adıdır!”
Sevgili Kavuncu’dan böyle bir cümle dinlemek, beni çok, hem de çok şaşırttı. Çünkü kendisi, kayıtsız-şartsız Özbek Türklerindendir. Ailesi, önce Rus Çarlığı’nın, daha sonra Sovyet İmparatorluğu’nun Türkistan Türklerine uyguladığı büyük baskılar ve zulümler yüzünden Türkiye’ye göç etmek mecburiyetinde kalmıştı. Sonra Orhan Kavuncu, bir ilim adamıdır. Dünyanın en büyük, devletlerinden, imparatorluklarından birkaçını kuran Türk soyunu nasıl inkâr edebilir? Son yıllarda, âdeta moda haline gelen bir fikre nasıl kayabilir? TV programı bittikten sonra, beni telefonla arayan arkadaşlarım oldu. Onlar da derin bir üzüntü ve şaşkınlık içinde olduklarını söylediler: “Bir insan hem Özbek hem de Türk Ocakları Genel Sekreteri olacak, sonra da kalkıp Türk bir ırkın değil, bir medeniyetin adıdır diyecekse, bu bize ölüm fermanıdır!” dediler. Bu büyük yanlışı düzeltmezsem, benim de aynı vebâli yükleneceğimi söylediler.
Orhan Kavuncu kardeşimi telefonla aradım. Bana verdiği cevapta samimi olduğuna inanıyorum. Dedi ki: “O TV programında konuşurken, tamamen bir dil sürçmesi oldu. Yani ben demek istedim ki, 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra, Anadolu’ya yerleşen soyumuz, bizden önce bu topraklarda yaşayan kavimlerle, aynı zamanda bir Türk medeniyeti de kurdu. Bu Türk medeniyetinde çeşitli kavimler insanca yaşadılar.” Niyetim bu fikri ortaya koymaktı. Fakat maalesef bir dil sürçmesi, yani bir dil kayması oldu. O cümleden sonra, bu fikrimi daha açık bir şekilde ifade ettim ama, sonradan öğrendim ki, TV reklâmlara girdiği için benim yeni açıklamalarım yayın dışında kalmış!”
Genç nesiller için yazıyorum; dilimizde kullanılan “ayak sürçmesi” ayağın kayması, “dil sürçmesi” konuşma esnasında bir yanlış cümle dolayısıyle söylenir.
Ben de kabul ediyorum ki, Prof. Orhan Kavuncu, TV kameraları karşısında konuşurken, bir fikri yanlış ifade etmiş, doğru kelimeler kullanmakta hataya düşmüştür. Bir topluluk önünde irticalen beş dakika olsun konuşamayanlar, bir radyo ve TV programına katılmayanlar, dil sürçmesinin ne menem bir belâ olduğunu bilemezler.
Bu münasebetle bir kere daha diyorum ki: “Yabancı tarihçilerin de belirttiği gibi, dünya tarihi Türk soyuyla, Türk tarihiyle, Türk medeniyetiyle daha çok güzelleşmiş, zenginleşmiştir. Biz, dünyanın en büyük, en asil kavimlerinden biriyiz. Dünden bugüne Türk milleti olarak 38 devlet kurduk. Ayrıca 32 beyliğin, 17 hanlığın, 16 imparatorluğun, 10 cumhuriyetin, 4 atabeyliğin altında bizim mübarek mührümüz var. Dünyanın en büyük, en şanlı, en uzun ömürlü imparatorluklarından biri olan Devlet-i aliyye, Tarihçi Yılmaz Öztuna’nın tespitiyle 322 yıl lider devlet olarak hükümran oldu. Hangi millet 117 devlet kurmuştur? Hangi devlet karşısında dünya milletleri 322 yıl saygıyla eğilmişlerdir.
Biliyorum, biliyorum, biliyorum: Şimdi Türkiye’de birtakım zavallı insanlar, Türk soyundan, Türk devletinden, Türk dilinden, Türk bayrağından rahatsız oluyorlar. Bu bir seciye bozukluğudur: Su boğar, ateş yakar, akrep sokar ve meyveli ağaç taşlanır. Siz hiç söğüt ağacına çıkıldığını, kavak ağacının taşlandığını gördünüz mü?
Bindikleri dalı kesenler, cahiller, gafiller, hainler... Sadece Türkiye’de yaşamıyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Y. Bülent Bakiler Arşivi