Ergenekon bezlerinin dokunduğu 'Oda'

Ergenekon bezlerinin dokunduğu 'Oda'

AK Parti'nin, 22 Temmuz 2007 genel seçimlerini, yüzde 47 gibi müthiş bir oy oranıyla kazanması, bazı kesimlerin sağlığını bozmuştu.
Elleri titriyor, gözleri seğiriyordu.
Konuşurken dudaklarının sağa sola çekmesine mani olamıyorlardı.
Sinirli sinirli gülüyorlar mı, yoksa ağlamaya mı hazırlanıyorlar; belli olmuyordu.
***

Bu krizden önce Ergenekon zihniyeti kendini sıyırdı: Hemen bir eylem planı hazırlamaya giriştiler.
Eylül 2007 tarihini taşıyan planın temel özelliği çok kapsamlı olmasıydı.
Hedef, Balyoz'da olduğu gibi sadece siyaset değildi.
Tüm topluma şekil vermek amacıyla geniş çaplı bir plan yaptılar.
Haziran 2008'de bu planın varlığı Taraf gazetesi aracılığıyla kamuoyuna yansıdı.
Taraf'ın, "Lahika-1" adlı bu planı kamuoyuna duyururken kullandığı başlıkların bazısı şunlardı:
1) Yargıçlar ordu çizgisine çekilecek.
2) Gazeteciler kullanılacak.
3) TSK muhalifleri yıpratılacak.
4) Kanaat önderleri yönlendirilecek, vs.
Yukarıdaki dört maddeden son üçü doğrudan medyayı ilgilendiriyordu.
Bu konuda Lahika-1'deki en çarpıcı cümle şuydu:
"TSK karşıtı fikir ve eylemleriyle bilinenlerin yıpratılması hedef alınacaktır."
TSK karşıtı fikir ve eylemleri olanların başında "demokrat" gazeteciler geliyordu.
***

Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın, varlığını reddetmediği -"Onay vermedik" demekle yetindiği- bu planın, bazı bölümleri uygulamaya konulmuş olabilir mi?
Bu yönde güçlü işaretler var.
Planda söylenenlerle, bilhassa medyada yapılanlar arasında paralellikler göze çarpıyor.
Demokrat yorumculara karşı, aynı Lahika-1'de planlandığı gibi, yıpratma kampanyaları düzenlendi.
Yalan söylediler...
Çamur attılar...
Hakaretler ettiler... İnterneti şöyle bir tarayın: Demokrat yazarlar hakkında söylenenlerin tamamı uydurmadır.
Bu iş için Facebook, Ekşi Sözlük, Vikipedi gibi iletişim alanlarını kullandılar.
İnternette açtıkları siteler aracılığıyla sadece demokratları değil... AKP'lileri, Avrupa Birliği taraftarlarını, TESEV'i, Gülencileri, liberalleri de karaladılar.
Karalananların ortak noktası, merkezinde askeriyenin bulunduğu 'Vesayet Rejimi'ne karşı olmalarıydı.
***

Daha sonra internette açılan bu kara propaganda sitelerinden 42'sinin Genelkurmay kaynaklı olduğu ortaya çıktı.
Hürriyet, Milliyet, Vatan, Akşam, Sözcü ve benzeri gazetelerde, yukarıda andığım kesimler hakkında, binlerce yalan ve çarpıtma haber/yorum yayınlandı.
StarTV'de, CNN-Türk'te, NTV'de yapılanları anlatmaya yerim yetmez. Kitap yazmak gerek.
***

Geçen gün polisçe aranan ve Hürriyet yazarı Soner Yalçın başta olmak üzere, yöneticileri gözaltına alınan Odatv, bu kampanyanın bir parçası olarak öne çıktı.
"Ergenekon dostu" bir yayın çizgisi izleyen sitenin temel işlevi, vesayet rejimine karşı çıkanları karalamaktı.
Soner Yalçın ve çevresinde toplananlar, bizzat tanıdıkları insanlar hakkında bile akla hayale gelmedik iftiralar attılar.
Bugün Odatv'nin yayınlarını savunanlar "basın özgürlüğünden" söz ediyor.
Birileri hakkında sistemli biçimde yalan yayın yapmak, basın özgürlüğü mü?
Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan için geçerli olan, Soner Yalçın ve şürekâsı için de geçerli:
"Muhalefet" ettikleri için değil, gıllıgışlı taraklarda Ergenekon bezleri dokudukları iddiasıyla içeri alındılar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi