Cemal Nar

Cemal Nar

Acıdım bizim Bekir'e

Acıdım bizim Bekir'e

Gerçekten acıdım yahu!...
Adam uzun uzun hayvanların da can taşıdığını, acı çektiğini, korktuğunu, yavrusuna şefkat gösterdiğini yazmış. Olayı dramazite etmiş. Biraz bakalım isterseniz:

“Bütün hayvanlar kesilirken korkarlar.

Korkudan titrerler ve gözleri hiçbir zaman olmadığı kadar irileşir, dehşet içinde etraflarına bakarlar.

Çünkü onları da Allah yarattı ve yaratırken onlara; beslenme, bebek sahibi olma, yavrularını koruma, savunma, sevme gibi duygular yanında "korkma" duygusu da verdi.”

Ya, işte böyle…

Bir zalim biraz sonra gelecek ve zavallı hayvanı kesecek.

Aman bu yazıları çocuklara okutmayın… Gazeteleri ulaşacakları yere koymayın…

Sonra sokak manzaralarına geçmiş Coşkun bey:

“Önde dana...

Arkasında arkadaşlar...

Hah...

Demek ki bayram var...”

Biz de böylece niçin bu kadar hayvanlar için coştuğunu anlamış olduk Sayın Bekir’in.

Kafayı kurbana takmış yine…

“İşte bu yüzden kaçar koyunlar, danalar.

Hele yakalanınca bir bıçağa bakışları var...”

Elleri kırılmayasıca kasap, nasıl keseceksin bu hayvanı?...

İster istemez insanın aklına şu sorular geliyor:

“Kimdir bu zalimliklere sebep olan?”

Hah…

O da işte bu soruyu sordurmak istiyor.

İnsanlar içinden “din” diyecekler haliyle.

Din emretmiş bu kurbanı.

Bundan sonraki cümle tabi ki şöyle gelecektir:

“Vay zalim din vay!”

Bekir Coşkuna “insanların böyle demelerini istediğin için mi bu yazılar?” diye sorsalar, cevabı, “hâşâ, bu kurban ibadetini din emretmiş ama, sorumlusu din değil” diyecektir.

O, bizim yerimizde olsaydı, kalbimizden geçen niyeti de bilir, “ya başka niçin?” derdi.

Ama niyet okuyuculuğu kınıyoruz ya, biz öyle demeyelim.

Ama o zaman insanlar soracak:

“Peki, suçlu kim, din değilse?”

İşte bunun cevabını vermiş Sayın Coşkun:

“Diyanet”

Bakın ne diyor:

“Ama ne yapacaksınız?

"Kesmek" ibadetse ve Diyanet İşleri Başkanlığı illa "kan akıtın" diyorsa...

250 bin yetim ve kimsesiz yaşlı binbir türlü çağdaş ihtiyaçları için yardım beklerken, illa onlara "kırmızı et" vermek istiyorsanız...

Danaları kovalamalıyız...

Dana korkar...

Ne zaman arkadaşların dana kovaladığını görsem...

Hah...

Demek ki bayram var...”

Bunları bir vejetaryen yazsa neyse. “Adam et yemiyor” dersin.

Ya da hadi diyelim kurbanlık hayvanları kesmeden fakir fukaraya verdik, onlar ne yapacaklar bu hayvanları kesip etlerini yemeyeceklerse?...

Yahu ey Urfalı Efendi, kebapları yersin, lahmacunları yersin, hayvan kesmeye, kırmızı et yemeye karşı çıkarsın, bu ne iştir böyle?

Yoksa kebap ve lahmacun gibi kırmızı et yemek sana olsun da, yılda bir fakire fukaraya olmasın mı?

Dine inanan, dinin emrini yerine getirir. Dini değiştirmek ise kimsenin haddi değil…

Hele de Diyanetin başka alternatifi yoktur zaten. O, dini olduğu gibi korumakla mükellef.

Sana ve senin gibilere gelince, bırakın artık bu takiyyeciliği.

Başkasına “takiyyeci” dersiniz, daniskasını siz yaparsınız.

Lafı hiç eğip bükme arkadaş.

Bin dereden bir su getirmeye kalkışma.

Sıkıntını anlıyoruz.

İnanmıyorsan açıkça söyle.

Bu ülkede inanmama özgürlüğü de var.

İslam’da da inanmama özgürlüğü var.

“Var da, ben gene de açıkça ifade edemem. Ne de olsa mahalle baskısı var” demek, senin gibi cesur yüreklere yakışır mı?

Senin adın Bekir Coşkun yahu!...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi