Rahim Er

Rahim Er

Üst irade yoksa kargaşa vardır

Üst irade yoksa kargaşa vardır

Amerika’ya geldiğimizde anlatmışlardı. 11 Eylül saldırısı olmasaymış İslamiyet resmi din olarak tanınacakmış. Bu kararın eşiğinde malum hadise patlak vermiş. 11 Eylül’ü kimin yaptığı en azından net değil. Tarihi yapanlar hayatta iken tarih yazılmaz.
11 Eylül vuku bulunca Amerika’da her şey tersine dönmüş. İslamiyeti resmi din olarak kabul etme hazırlığındaki bir toplum, tam aksi yerde tavır almış. 2009’da bunu hissedilir biçimde gördük. Hüküm şuydu. ‘Müslüman eşittir terörist.’ Öyle ki şu tebessüm uyandıran cümleyi kendimiz işittik. Amerikalı hayretini şöyle dile getiriyordu ‘ailenizi tanıdıktan sonra Müslümanlardan da iyi insanlar olabileceğine inandık’.
11 Eylülle birlikte Usame bin Ladin diye bir aktör 10 yıl boyunca sahnedeydi. Bu adamlar süper derin devletin eseri. Yirmi sene sonra yıkılacak SSCB’nin Afganistan’ı ahmakça işgal edip komünist bir rejim kurarak başa Babrak Karmal gibi, Necibullah gibi zalimleri getirince Amerika, yetiştirdiği bu yer altı kadrolarını devreye soktu. Sonra onlar üzerindeki kontrolü kaybetti. Tıpkı Türkiye derin devletinin yetiştirip bir süre istifade ettikten sonra kontrolü kaybettiği Abdullah Çatlı, Abdullah Öcalan vs misalindeki gibi.
Amerika da bir zaman sonra kendi adamlarıyla yollarını ayırıyor.
O artık hedeftir.
Düşmandır.
Bu düşman o andan itibaren paratönerdir. Toplumun husumet duyguları ona yöneltilir. Üsame bin Ladin’in hikâyesi kısaca bu satırlardadır. Şimdi hayatta değil. Bir operasyonla evinde vuruldu. Şaşırtıcı olan dünya, O’nun dağda olduğuna inanmışken şehirde çok dikkat çekici bir binada bulunmuş olmasıdır. NATO’nun Muammer Kaddafi’nin karargâhını bombalayark oğluyla üç torunun öldüğü günün akşamında bu operasyonun yapılması ise ‘acaba’ dedirtmiştir. Bir tesadüf müdür, güç gösterisi mi? bilinmez.
Uzun vadede 30, kısa vadede ise 10 yıllık bu maceranın üç mağduru vardır. İkiz kulelerde ölenler, İslamiyete karşı zihni karışan Amerikan cemiyeti ve iftira ve saldırılara maruz kalan Müslümanlar. Mushaf-ı şerîf yakan sapık papazın eylemi bunun son örneğidir. Amerika’daki Müslümaların tedirginliği diğer gerçektir.
Usame bin Ladin’in öldürülmesi ile Başkan Obama ikinci kere seçimini hemen hemen garanti etti. Cenazenin denize atılması ise doğru değildir. Bir insanın cezasının infazı onu muhatap olmaktan çıkartır. Ailesine teslim edilmesi gerekirdi.
Hayati soru şudur:
-Terör biter mi?
Belki de azar.
Müslümanlar başsız. Batı, İslam dünyasını üst iradeden mahrum etti. Onun cezasını çekiyor. Ancak Türkiye, diğer süper güç olduğunda kuvvet dengelenir, teör o zaman biter. Dünya, daha 60 yıl huzura hasret yaşayacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi