Taha Akyol

Taha Akyol

Basın ve iktidar

Basın ve iktidar

AYDIN’da Adnan Menderes Üniversitesi bilimsel bir panel düzenledi. İki gün süren panelde kırk kadar tarihçi, sosyolog ve siyaset bilimci akademisyen Menderes dönemini tartışıyor.
Ben de “Menderes ve Medya” bölümünde konuşmacıyım.
Rektör Prof. Dr. Mustafa Birincioğlu’nun akşam yemeğindeyiz. Çok değerli akademisyenlerle tanışıyorum. Anadolu üniversitelerindeki hızlı gelişmeden büyük sevinç duyuyorum.
Rektör Birincioğlu bir esnaf çocuğu, iyi ki öyle çünkü “finansman, kaynak yaratma, işletmecilik” konularını çok iyi biliyor ve başarıyor.
Mesela diyor ki:
- Türkiye’nin jeotermal kaynaklarının yüzde 70’i Aydın ve çevresinde. Öyleyse ben üniversite olarak bununla ilgili alanlarda eleman yetiştirmeye öncelik vermeliyim: Seracılık, tarımsal sanayi, turizm, antik kentler...
Projelerini ve üniversite-sanayi işbirliği için işadamlarıyla görüşmelerini anlatıyor.
Tam bir “girişimci üniversite” modeli...
Kendisini kutluyoruz.

Menderes’e düşmanlık
Panelin medya bölümünde ilk konuşmayı tele-konferansla Mehmet Ali Birand yapıyor:
- O zaman bizim için İsmet Paşa, CHP ne derse tek doğru idi. Bu yüzden Menderes’e çok haksızlık yaptık. Bir liberal olarak özür diliyorum. Artık görüyoruz ki, tek doğru yok...
Ben konuşmamda Birand’ın sözlerini “sözlü tarih tanıklığı” olarak niteledim.
Merhum Metin Toker’in 1954’te Akis dergisinde yazdıklarını da tanık olarak gösterdim. Toker, CHP’nin yayın organı Ulus gazetesini örnek vererek muhalif basının tutumunu şöyle anlatmıştı:
“Ulus gazetesi belli bir siyaset takip etmektedir: Demokratlar memleketi batırıyor, milleti kurtarmak lazım! Bütün yazılar siyah renktedir, iktidarın hiçbir hareketi beğenilmemekte, her adımı daha neticeleri bile alınmadan sadece eleştirilmekle kalmamakta, üstelik baltalanmaktadır. Şahıslara hücum edilmemekte, her ne pahasına olursa olsun CHP’nin iktidarı alması telkin edilmektedir.” (Akis 15 Mayıs 1954)
Başka örnekler de verdim.
Toker’in tarafsız olduğu dönemde yazdığı bu satırlarda anahtar cümle CHP’nin o zamanki “her ne pahasına olursa olsun iktidarı almak” ideolojisidir. Bu yolda tahrikler yapılacak, Menderes’e ağır hakaretlerle saldırılacaktır.
Halbuki, rakamlarla anlattım, ekonomide, eğitimde, bütün kamu hizmetlerinde Menderes’in 10 yılı, Tek Parti’nin 27 yılından çok daha başarılıydı.

Militan basın ve baskı
Menderes 20 Şubat 1955’te Meclis’te yaptığı konuşmada basından kendi hakkında yazılanlara örnekler veriyor:
“Ulan, herif, rezil, utanmaz, Agop’un kazı, siyasi dolandırıcı, kerata, kara çete, hainler, alçaklar...”
Bunlar konusunda beraat kararı veren mahkeme üyelerinin CHP’li olduğunu anlatıyor...
Menderes Basın Kanunu’nu değiştiriyor, “basın suçları”nı genişleterek “tedbir”, yani baskı yoluna gidiyor... Baskı daha da kışkırtıcı oluyor. Metin Toker artık CHP’nin “kalemşor”udur ve hapistedir!
İsmet Paşa, Menderes’in Yabancı Sermaye Kanunu’nu sömürgecilik diye suçlayınca orduda cuntalar kuruluyor, “vatanı kurtarmak” için!
Kutuplaşma gittikçe keskinleşiyor...
CHP’nin ihtilal tahrikleri, Menderes’in Tahkikat Komisyonu...
Neticesi malum; kanlı bir darbe!
Konuşmamın sonunda şunu söyledim: Kutuplaşma toplumları böyle çıkmazlara sürükler. Basının iktidarlara militanca düşman olması da, iktidarların basına baskı yapması da çıkmaz sokaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi