Erdoğan'ın istikrar tekeli

Erdoğan'ın istikrar tekeli

AK Parti'nin 'istikrar sürsün' sloganı, bu seçimin muharrik gücü. İstikrar, bu ülke için yapılabilecek her şeyin vazgeçilmez ön şartı.


İstikrar sürmediği takdirde, dünyanın en parlak projelerini, dünyanın en yetenekli adamları ile sürdürmenin bile hiçbir anlamı yok. Bu yüzden, CHP ve MHP'nin zaman zaman gündeme gelen kampanya projeleri bile seçmenin ilgi menziline girmiyor. Vatandaş Türkiye'nin sahip olduğu istikrarı sürdürme kapasitesine göre yelpazeyi ölçüp biçiyor ve kararını veriyor. İstikrar, ilave edeceğiniz her şeyi üzerine yerleştireceğiniz sağlam temeller. Koruyamadığınız takdirde bu temellerin tuttuğu her şeyi kaybedebilirsiniz.

AK Parti'nin seçimin tartışmasız favorisi olması, Erdoğan'ın elinde sıkı sıkıya tuttuğu istikrar tekelinin eseri. Bu bir tekel. Çünkü rakibi yok. İstikrar tekelini AK Parti liderinin karizmasına ve dokuz yıllık tecrübenin eseri olan hegemonyaya bağlamak gerekir. Hegemonya, güce rıza göstererek, haklılığını teslim ederek boyun eğmektir. Erdoğan'ın karizmasına teslim olmak, bu hegemonyanın doğru ve haklı olduğuna inanmak demek.

Halkı küçümseyenler, halkın politik bilincini de hafife alırlar. Halbuki halk konuşurken ifade edemediği düşünceleri ve duyguları bile sezgileriyle ve sağduyusuyla yakalar ve peşine düşer. AK Parti Türkiye'yi tam dokuz yıl istikrar içinde tuttu. 2000 ve 2001 krizlerinin yol açtığı depremin arkasından gelen bu istikrar, kuru toprakları adeta mümbit alanlara çevirdi. Bu istikrar yılları boyunca yavaş yavaş her şey yoluna girdi. Türkiye zenginleşmeye, uluslararası alanda itibar kazanmaya başladı. Bu istikrarın, askerî vesayet düzeninin geri çekilmesi ile birlikte gelişip kökleştiği ortada. Askerî vesayet düzeninin varlığını sürdürebilmek için sürekli istikrarsızlık ürettiği, kaotik ortamlar aradığı anlaşıldı. Ergenekon davası ilerledikçe askerî vesayet düzeninin tel tel dökülmeye başlaması ve buna karşılık ülkenin birdenbire zenginliğe ve güce doğru yükselmesi belki de tecrübe ederek öğrenilmiş en sağlam politik ders oldu. Demokrasi konsolide edilmeli ve istikrar sağlamlaştırılmalıydı.

Bugün AK Parti'ye oy vermeyi düşünen her iki kişiden biri, istikrarın devamının Türkiye'yi taşıyacağı yeri hayal ediyor. Tek tek birey olarak da sahip olduklarımızı geliştirmemiz ve gelecek için daha büyük umutlar beslememiz istikrara bağlı. Oy verirken bu kadar etkileyici bir sebep olabilir mi?

CHP seçimlere yeni bir yüzle girerken, istikrarın sürdürülmesi konusunda AK Parti'ye rakip olmayı başaramadı. Aslında bu konuda güçlü bir rekabet geliştirmeyi hiç denemedi. CHP, kendisini farklı yönlere çeken geniş bir koalisyonun eseri. Bu koalisyon içinde istikrar yüzünden elindekileri kaybeden aktörler de var. Tek başına Ergenekon örgütlenmesi, istikrarın en büyük düşmanı. Ergenekon, ancak kaosa sürüklenen bir ülkede kendisine bir çıkış yolu bulabilir. CHP ile Ergenekon arasında, adaylar ve söylemler üzerinden kurulan organik bağ, daha başından CHP'yi Erdoğan'ın elinde tuttuğu istikrar tekeline karşı rakip olmaktan çıkardı.

MHP, varlığını Kürt sorununa bağlayan bir parti. Kürt sorununun çözüm yoluna girmesi, şiddetin sona ermesi MHP'nin sonunu getirecek. Demek ki sonuçta istikrar MHP'nin de varlık bileşenlerine aykırı. MHP liderinin Diyarbakır'dan ülkenin batısına mesaj vermeye kalkması, bu niyetini göstermiyor mu?

İstikrar, zorlu bir mimari içinde uzun süren çabalarla oluşmuş muhteşem bir eser. Yıkması ise çok kolay. Selimiye'yi inşa etmek için Mimar Sinan'a, yıkmak için ise iki ameleye ihtiyacımız var. Bu yüzden Erdoğan'ın elinde sıkı sıkıya tuttuğu istikrar tekeli Türkiye'nin sahip olduğu en değerli hazine.

Pazar günü bu hazinenin değeri konusunda halk fikrini söyleyecek. İşte bu yüzden seçimden bir sürpriz beklenmiyor. Çünkü bu hazine öylesine göz kamaştırıyor ki...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi