Yılmaz Öztuna

Yılmaz Öztuna

Erdoğan-Obama

Erdoğan-Obama

Suriye diktatörü Beşar Esad’ın aylardır beklenen konuşmasını, ABD başkanı Obama ile başbakanımız Tayyip Erdoğan, telefonda görüşerek değerlendirdiler. Esad’ın konuşması, boş ve yalan vaadlerle dolu idi. Çok belirsiz cümleler içeriyordu. Suriye halkınca da tepkiyle karşılandı. Diktatör, hürriyet isteyen Suriyeliler’e mikroplar dedi.
Zaten anormal tipler olan diktatörler, zora düştükçe, saçmalamalarını dizginleyemez, arttırırlar. Böylesine bir ortamda nihayet sonları gelir. Sona doğru yaptıkları büyük gaflar, inanılmaz yanlışlarla, battıkça batarlar.
Nitekim Beşar Esad, kendisine epey fırsat verilmesine rağmen, halkını yatıştıracak bir reform paketi sunamadı. Geçmişte yaptıklarının hesabının dehşeti içinde şaşırdı. Üstelik babasının yaptıklarının da hesabı sorulacaktır, kardeşlerinin, yeğenlerinin de...
Başbakan Erdoğan-Başkan Obama görüşmelerinin sıklaşması, iyiye alâmettir. Hem Türkiye, hem Amerika, hem dünya barışı için... Kavga etmekten, çekişmekten çok daha hayırlıdır. Zaten kesin zorunluluk olmadıkça dünyanın 1. devletini karşısına alan bir politikanın âkıbeti bellidir: Başarısızlıkla sonuçlanır.
Son telefon görüşmesinde iki devlet adamı, Suriye gibi Libya konusunda da, Beşar gibi Kaddafi için de birlikte hareket edeceklerini tekrarladılar. Orta Doğu bahsinde ABD-Türkiye işbirliği, dünyanın bu nazik bölgesinde bir çok açmazın hakkından gelebilir. Esad’dan makul yolda en küçük olumluluk çıkmadı. Bundan sonra da çıkmayacaktır.
Filistin-Gazze anlaşmazlığı keza devam ve huzursuz ediyor. Türkiye arabulucu durumunda. Filistinliler’in ikiye ayrılması dehşet veriyor. Gazze’de Hamas, İran bağımlısı. Şerîa’da el-Feth, Washington paralelinde. İsrail, ikisinin anlaşmasından korkuyor. Suriye’de İsrail’le iyi geçinen Esad’ın yerine gelecek rejim üzerinde de tereddütleri var. Başbakan Netanyahu, Sayın Erdoğan’ı -geç de olsa- kutladı. Ancak İsrail’in bir kaç adım daha atması gerekiyor. Mısır’da yeni rejim de Washington’la işbirliği yapacağı için, İsrail o taraftan endişeli değil. Osmanlı’nın 1918 sonbaharında bıraktığı Orta Doğu bugün işte böyle bir bölge...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yılmaz Öztuna Arşivi