Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Oruç yaşam tarzımız olmalıdır

Oruç yaşam tarzımız olmalıdır

Ramazan ayı, bir yılda bozulan rotamızı düzeltme zamanıdır.

Yeryüzünde nimetler çok. Bunca nimetlerden biri de Ramazan ayıdır. Çünkü bu ay değerlendirebilenler için azaptan, ızdıraptan kurtuluş ayıdır.

Biraz dikkatinizi toparlayın; şu benim ifade ettiklerimi çok kolay anlayacaksınız. Bizim hayatımız şuna benziyor: Ticari taksiye biniyoruz. Şoför taksimetreyi hemen açıyor. Taksimetre tık tık atmaya başlıyor. Bu tık tıklar cüzdanımızdakileri eksiltiyor. Bunun gibi "sayılı günler" de (Bakara sûresi, ayet: 184) ömrümüzü tüketiyor. Ramazan ayında mutlaka bu şuuru kazanmamız lazımdır.

Her günün orucu, imsakı, iftarı oruç tutanlara şu mânâyı telkin ediyor:

-Ey Müslüman, bir gün gelecek temelli yiyemiyecek hale geleceksin. Yakınlarını yanında bulamayacaksın. Şimdi oruç tuta tuta, tefekkür ede ede, bulunduğun hale şükür ede ede bu akıbete alış. Mesaj budur.

Şunu herkes kesinlikle bilsin ki, birgün gelecek herşeyimizi bırakıp geldiğimiz yere döneceğiz. Oruç işte bu akıbete alışkanlık kazandırıyor. Öyle ise orucumuzu bu mana ve maksadın kazanılması için tutalım.

İmam Gazali: Seher vakti ışıkların yanıp herkesin kalkmasını öldükten sonra tekrar dirilişe benzetiyor. Sahurda uyanmayı öldükten sonra dirilmenin mesajı olarak anlamayanın sahura kalkmasının mânâsı yoktur, diyor.

Öyle ise sahura kalkalım. "Peygamberimiz Efendimiz (SAV) kalktı biz de bundan dolayı kalkıyoruz" diyelim. İşte bu, sünneti yaşamak olur.

Sahura kalkıp sabah namazına kalkmamak farzı terk etmek demektir. Sabah namazlarını kaçırmayalım.

Ramazan ayı ibadet ayıdır. İbadetlerimizi ibadet şuuruyla ifa edelim.

Ramazan ayı onbir ayın sultanı. Bu sultanlık Kur'ân-ıKerîm'in bu ayda nazil olmasındandır. Kur'ân-ı Kerîm'in geldiği ayda olağanüstü bir hayat yaşanıyor. Bu yaşantının dışında olanlar helâk oluyor.

Çevremize baktığımız zaman, Ramazan ayında mutlak değişiklikler oluyor. Buna herkes şahid oluyor. Baksanıza:

* Suçlar yok denecek kadar azalıyor.

* Hastalıklar asgari hatta iniyor.

* İslâm kardeşliği yaşanıyor.

* Yardımlaşmalar artıyor.

Bütün bunlar şu hususu isbat ediyor:

İslâm'ın beş emrinden birini yerine getirdiğimiz zaman memlekette huzur ve mutluluk yaşanıyor.

İslâm'ın bir emri uygulandığında böyle oluyor; tamamı yaşansa ne olur biliyor musunuz? Bunu herkes bilmeli ve zihnen, fikren dikkate almalıdır.

Bütün belâların sebebi Kur'ân'ın hükümlerinin dikkate alınmayışından kaynaklanıyor. Kur'ân-ı Kerîm'siz yaşantının neticesi gözyaşı, acı, ızdırap ve helâk oluştur.

Ramazan ayının kudsiyetini Kur'ân-ı Kerîm'e borçluyuz.

Kur'ân'a sarılalım diye oruç tutuyoruz. Allah (CC) bu mânâ içinde oruç tutmamızı istiyor.

Namaza durunca yemek-içmekten kesiliyoruz. Yersek içersek namaz bozulur. Namazda yemek-içmek ve konuşmak haram. Namazın içinde oruç var. Öyle oruç ki, konuşmak da yasak. Bakın oruçta konuşuyoruz. Ama yalan konuşmayacaksın. Gıybet etmeyeceksin. Dedi-kodu yapmayacaksın. Mâlayaniden uzak duracaksın. İnsanları aldatmaktan sakınacaksın... İşte ibadetten maksat budur.

Bir insan oruç tutuyor da yalan dolandan vazgeçmiyorsa onun ibadeti yoktur. Namaz kılıyor da bekleneni yapamıyorsa neye yarar bu?Yalan, dolan, dalga, dümen devam ediyorsa insan rezillikten kurtulamaz.

Demek ki orucu, İslâm'ı hayatımıza taşımak için tutacağız, sahura bunun için kalkacağız... Böylece kemale eren kâmil mü'min olabileceğiz. Allah (CC) hepimizi muvaffakiyete erdirdiklerine dahil eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi