Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Hepsi PKK’lı-Hepsi KCK’lı

Hepsi PKK’lı-Hepsi KCK’lı

Kim mi? Kimler mi?

Soru sormak abestir... Dün hepsi bir saat içinde HRANT oluveren dürzüler var ya, onlar...

Azz sonra HEPİMİZ ERMENİYİZ narası atan, adı adımıza, şekli şeklimize benzeyen, kimliklerinde TÜRK yazan ve İSLAM olduklarını zannettiğimiz yalaka tabiatlı ukalalar...

Bir başka tarifle: GAZETECİ güruhu...

Erkeğinin takım elbisesine, kravatına, gözlüğüne, koltuk altındaki dosyasına aldanmayın...

Kadının boyalısına, foyalısına, başörtülüsüne, falan/filan gazetede yazı yazması sizleri aldatmasın...

Hepsi PKK yoldaşıdır...

Hepsi KCK’lıdırlar...

Teröristler gemi azıya alınca “Aman ne olur ne olmaz, şimdiden tedbirimi alayım” kurnazlığı ile tıpkı Yahudi Mişon’un/yaşasın/ diye naralar atması gibi... Sorulduğunda: “Kazanan yaşasın” ikrarında bulunmasını hiç unutur muyuz?

Fark etmez, Mişon için... Ha Türk askeri kazanmış, ha Yunan askeri...

Yeter ki gemisi yürüsün Mişon’un...

Muhtemelen aynı kanaat hasıl olmuştur topuksuz ve aynı zamanda çok bilmiş takımında...

Bir kısmı zaten biliniyordu...

Diğerleri, yani bukalemun taklitleri yeni ortaya çıkıyor...

Ne hisli, ne şefkatli, ne insancıl görünüşlüdürler...

Türk ordusu silahtan tecrit edilsin demiyorlarsa, yakında onu da derler...

/Operasyonlar dursun, durdurulsun/ namussuzlukları sizce masumane bir teklif midir?

Bu ülkenin kaderi hakkında PKK mı, KCK mı, ya da onlara sempati duyan sütü bozuklar mı karar verecek?

PKK’nın siyasi kanadı BDP (Barış ve Demokrasi Partisi) kadın militanları ön saflara sürdüler... Milletvekilleri kadınlar lehine fazlalık taşıyor...

Derin dekolteli ve şortlu piyasa yapan bölücü bayanlarla, maalesef başörtülü, uzun mantolu, dindarlığıyla temayüz etmiş gazetelerde makale yazan, şefkat zırvalıkları döktüren kadınların ne gibi farkları var derseniz, açık saçıklar daha seviyelidir derim ben... Hem din, iman, ahlak diyeceksiniz, hem de ZERDÜŞT dini sapıklarıyla kol kola savaş vereceksiniz...

Caiz mi?

O zaman bizim içimizde senin ne işin var?

Yani biz... Türkiye’nin yükselmesini temenni edenlerle, teröristlerin devlet mahiyetine sokularak, eşit şekilde yönetim ortaklığı yapmasını talep edenler...

Ayaklarının tabanlarını yalarlar...

Ne yani... Türkiye molotofkokteyli atanlara, araba kundaklayanlara, kahpece-kalleşçe polis, asker ve sivil öldürenlere pabuç mu bırakır?

Bu ülkede APO’nun, Karayılan’ın, Fehman Hüseyin’in makbul bir ederleri mi var ki muhatap kabul edilsinler?

Ya sizler?

Gazetelerde yazı yazınca her meseleyi bilen, istediği çukura kanalize eden veya edeceğini sanan güruh derdiniz nedir?

Karınca kanatlanınca eceli yakındır derler... Galiba sizin kanatlı hale girmeniz de hayra alamet değildir...

Görüyor musunuz?

Sağda, solda, ortada cazgırlıklar yapılınca teröristler deniz otobüsünü kaçırmaya yeltendi, gebertilip atıldı...

Öldürmek çare mi?

Değil amma başkalarının can güvenliği için mecburiyet hasıl olmuştur...

Hadi başlayın yaygaraya:

“Sağ yakalamak varken insan öldürülür mü?” diye...


Beşte beş benzerlik var, kulak, kuyruk baş aynı
Kurt mudur, köpek midir, seç seçebiliyorsan.
Hepsi de dala konmuş, karga aynı, kuş aynı
Un mudur, kepek midir, seç seçebiliyorsan.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi