Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Asker ve terör

Asker ve terör

Son günlerde bedelli askerlik konuşulurken asker sayısındaki azalmanın terörle mücadelede elimizi zayıflatacağı tartışılıyor. Yani terörü engellemek askerin işidir deniyor.

Türkiye’de terörün başladığı günden beri bu konuda söylediklerimi şöyle özetleyebilirim: Terörle mücadelede özel birlikler kullanılmalı ve bu güç istihbarat tarafından desteklenmelidir. Asker bölgede siyasi egemenliğin temsilcisi olarak kışlasında kalmalı, kitlesel eylemlerin olması halinde müdahale etmelidir. Yanlış bulduklarım şuydu: Alan hakimiyeti stratejisi yanlıştır. Amaç bölgeyi kontrol etmek değil hasmı yok etmektir. Bu nedenle bir yere bayrak dikseniz bile akıllı hasım o bayrak altında bile faaliyetlerini yürütür. Eylemin bölücü olması için bir güç tarafından desteklenmesi ve kitlesel hale dönüşmesi gerekir. Bu durumda özellikle hava harekatlarına karşı kullanılacak füzelerin olduğunu gözlemleriz. Yani bir terör örgütü terör eylemleriyle bir bölgeyi ele geçiremez. Terör eylemlerinin başlangıçta bölge halkına yönelik olması örgüte karşı muhalefetin güçlenmesine sebep oluyordu. Bu duyguyu önlem saydığımız iki yanlış hareketle terör örgütü lehine çevirdik. Birincisi güvenliği devletin sağlaması yerine koruculuğu ihdas ederek halka bıraktık, ikincisi halkla barışçı ilişkiler içinde olmak ve onlarla yakın ilişkiyi sürdürmek gerekirken aşırı şiddet kullanarak devlete olan güveni sarstık. Bu yakınlığı sağlamak isteyenler teröriste destek olmakla suçlandılar.

Terör eylemleri amaç açısından da askeri eylemlerden farklıdır. Terörle ne karşı güç imha edilebilir ne de bir bölge işgal edilebilir. Bu eylemler halkın psikolojisine yön vermeyi amaçlar.

Başarılı bir terör eylemi aynı zamanda onunla mücadele eden gücün zaafını ortaya koyar. Otuz yılı aşkın bir süredir mücadele edilen terör örgütünün varlığı sürdürmesi bir başarısızlık sayılır. Türkiye’de gözlenen durum uygun bir mücadele stratejisinin olmayışıdır. Çünkü terörle mücadele bir güç meselesi değil bir akıl meselesidir. Seksen bin korucunun birkaç bin teröristle başa çıkamıyor olması bile anlaşılmaz. Tüm silahlı kuvvetlerimizi terör karşısına koymak psikolojik savaş yöntemleriyle bağdaşmaz.

Silahlı kuvvetlerimiz dünyanın en güçlü ordularından biridir. Onu terörle mücadelede kullanmak yanlıştır. Bölge halkının saygı duyduğu, sözüne güvendiği bir kişinin yaratacağı etki, terör bağlamında, askeri güçten daha etkili olur. Teröre destek veren güçler ülkemizin olayı bir psikolojik savaş olarak algılamasını ve buna uygun tedbirler almasını engellemiştir. Teröre silahla karşı koymak doğaldır ama halkı kazanmak zorla olmaz. Aşırı vatanseverleri kullanan odaklar olayı ordu ile terör örgütü arasındaki bir mücadeleye dönüştürdüler. Kürde Kürt demeyi vatana ihanet saydılar. Sonunda savundukları her şeyi kaybettiler ama ülkenin ödediği maddi ve manevi kayıplar telafi edilemedi.

Terörün silahlı gücü çok zayıftır. Ona karşı koymak için aynı çapta ama daha vasıflı silahlar ve onu kullanan özel birlikler yeterlidir. Ülke içinde kanuna karşı çıkanları emniyetle önlüyorsunuz ve askeri çağırmıyorsunuz. Terör de özel bir eylem türüdür ve ona uyan güçler kullanılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi