Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Ben seni çok sevdim Dersim’li Kemal

Ben seni çok sevdim Dersim’li Kemal

Dayan geliyorum!..

Libya’lı serseri gibi tüfekle/tabancayla değil, arşa direk olacak sevgimle geliyorum...


Sen bir başkasın başkan...


İkide bir hangi partinin genel başkanı olduğunu hatırlatmaya gerek yok... Bunu bilmeni isterim...


Herkes dedesinin, babasının suçundan, kabahatinden dolayı günde dört defa özür dilesin... Sen dileme başkan...


“Adam gibi adam” olduğunu,


Mertliğin topuğundan aktığını,


Doğruluk-dürüstlük abidesinin senden başkasına yakışmadığını...


Başbakan olacağını,


Her saat başı halka ilan eyle başkan...


Münafıkların tezviratına inanma, ben seni aşk ile vecd ile sevdim...


Görüşün ne olursa olsun,


Duruşun hangi kahramana benzerse benzesin...


Sakın yalakalık ediyor sanma... Ben seni çoktan da çok seviyorum...


“Sen” dememe kırılma... “Siz” desem samimiyet bozulur korkusu ile sana sen diyorum başkan...


Kimi ahmaklar sen konuştukça “yalan savuruyor” diyecekler, desinler...


Yalan, güzel sanatların liderlere mahsus olanıdır...


Atalarımız boş yere dememişler: “Yalandan ölen yok ki...”


Keşke bir de Silivri zindanlarını gül bahçesine çevirsen...


Amma ne çare?


İktidar değilsin iktidar...


Emek ve gayretlerinle, yandaşlarının himmetleriyle iktidar olsan da dizginleri ele alabilsen...


Ergenekon taifesinden şöyle görkemli bir kabine kursan, tarihin büyük şahsiyetlerini, mesela, Demir baba, Bir Çevik, Yılmaz yorulmaz Mesut ve dahi şey Doruk mey koruk filan...


Yine düz kontak gittim galiba...


Bu ülkeyi ancak sen kurtarırsın sevgili başkan...


Yalanlarına bereket... Yalanı olmayanın dostu olmazmış...


Ben seni seviyorum emsalsiz başkan...


Bir beklentim yok emin ol!


Ne bekleyeceğim ki?


Durumlar felakete doğru götürüyor sizi...


Korkarım genel başkanlığınız elinizden alınacak...


Rivayetler iç karartıcı sevgili başkan...


“Kasetle gelmişti, fesatla gidecek” diyorlar...


Sen Başbakanlık rüyaları görmeyi bıraksan da ayağının kaymaması için demir taraklı ayakkabılar alsan diyorum..


Bugünkü yazımda birikmiş kitapların tanıtımı vardı... Zaten bir hayli geciktirmiştim... Bu sefer size yardım beni bu sahaya çekti...


Her gün yataktan kalktığımda dualar ediyorum başkan:


Diyorum ki:


“Allah’ım, adı Kemal olan başkana, Genç Kamer gibi, Gök İsa gibi, İnce Muharrem gibi bol bol havariler nasip eyle...


Yok yok yok öyle değil başkan...


Seni bataklığa çekmeleri için değil...


Hem senin, hem partinin, hem sosyalizmin, hem lafoloji sanatının kurtuluşu ve dahi şey işte...


Sevgili başkan, yenge hanım sizden ve yardımcılarından daha akıllı bir görüşe sahipmiş meğer... Atlayamayacağınız çıtayı yerli yerine koydu...


Yorulma nahak yere...


Bu millet eğilir/eğrilir seçim sandığını görünce dosdoğru olur...


Sana akıldanelik yapanların enselerine birer şaplak atmanı tavsiye ediyorum...


Seviyordun da niye uyarmadın demeyesin sevgili başkan...


Tilkinin civciv üstüne, senin de Tayyip üstüne türküleriniz alemi bıktırdı... Demedi demeyesin...





Fare dağa tekme atsa dağ boynunu eğer mi ki?


Arsıza laf yetiştirmek yorulmaya değer mi ki?


Boş bir makam bulur bulmaz heybetlenen ağır oğlan


Saraylar bir yana kalsın sahralara sığar mı ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi