Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Beşinci adam ve tabuttaki bayrak

Beşinci adam ve tabuttaki bayrak

Arap dünyasındaki tanınmış rüya tabircilerinden biri olan Şeyh Muhammed Cemel, izleyicilerine Arap Baharı ile alakalı beş rüyayı aktarıyor. Beş rüya zımni olarak beş Arap lideriyle alakalı. Bu rüyalardan birisi Hüsnü Mübarek’in akıbetiyle ilgili. Salihlerden birisi henüz Arap Baharının cemresi ve koru Mısır topraklarına düşmeden Hüsnü Mübarek’i hapiste görüyor. Daha sonrası malum. Bir başkası da ismi verilmeyen başka bir lideri görüyor. O da benzeri bir akıbete uğruyor veya iktidardan indiriliyor. Söz konusu Arap liderin ismi verilmese de Ali Abdullah Salih’i akla getiriyor. Ali Abdullah Salih ile birlikte Sirte’deki kare as tamamlanmış oluyor. 2010 yılında o karede dört Arap lideri arzı endam ediyordu. Muammer Kaddafi, Hüsnü Mübarek, Zeynelabidin Bin Ali ve Ali Abdullah Salih. Bu fotoğraf karesinde Muammer Kaddafi çok neşeli görünüyor. Anlaşılan ‘ne oldum deme ne olacağım de?’ sırrını unutmuş. Mağrurane bir biçimde fotoğraf veren Kaddafi iktidar perdesini en rezil bir biçimde kapattı. Dörtlü çete veya kare as bir biçimde iktidarlarını bırakmak durumunda kaldılar. Lakin rüyalardan birisinde devrilen ve belki de öldürülen beşinci bir lider silüeti ve karaltısı vardı! Kimdi bu beşinci lider? Gözler onu arıyor. Aranan beşinci lider bana Cambridge beşlisini hatırlatıyor. Kısaca hatırlatmak gerekirse: İngiliz istihbaratının üst kademelerine sızmayı başarmış KGB operasyonunun kod adı. ‘Cambridge beşlisi’ diye anılıyor olmalarının nedeni ekibin Cambridge üniversitesinde öğrenciyken devşirilmelerine dayanıyor. Kim Philby, Donald Maclean, Guy Burgess, Anthony Blunt’dan oluşan ekip, İngiliz devletini neredeyse eline geçirecek kadar güçlenmiştir. Sözgelimi, Kim Philby’nin İngiliz Dış İstihbarat Servisi’nin (MI6) SSCB masası şefi konumuna ulaştığını söylemek yeterli olacaktır. Ama daha ilginci şudur: Beşinci adam asla ele geçirilememiştir şüphelilerden biri dönemin MI5’in başındaki adam Sir Roger Hollis’dir.

Rüyadaki beşinci lider kim? Karede olmayan Beşşar olabilir mi? Muhammed Cemel’in anlattığı beş rüyadan üçü ona ait. Bunlardan ilki şöyle: Şam’da yeni bir dönem başlamaktadır. Adeta Şam rüyalar şehridir. Mutluluk endeksi tavan yapmıştır. Bela ve sıkıntı dönemi tamamen sona ermiştir. Adeta Şam’da bayram ve düğün havası vardır. Etraf Ramazan. Şam halkı kapılarını açmış ve herkesi tanrı misafiri olarak evlerine beklemekte ve iftara buyur etmektedir. Şam adeta mülki bir alemden çıkmış melekuti bir varlığa bürünmüştür. ‘Yevme tübeddelu’l ardu gayre’l ard sırrına kavuşmuştur. Yani Şam başka bir Şam olmuştur. Bugün Şam Esat’ların mezaliminden dolayı boşalırken rüyada tam tersine fevç fevç insanlar Şam’a akın etmektedir. Dünyanın her yerinden insanlar akın akın Şam’da buluşuyorlar. Şam halkı da onları bağırlarına basıyor ve evlerine buyur ediyor. Tam bir cennet havası. Bunu anlatırken hatip Muhammed Cemel, Esat’ın gidişini adeta gördüğünü söylüyor ve Şam halkına sabır tavsiye ediyor ve kurtuluş gününün yakın olduğunu müjdeliyor. Şam’la alakalı anlattığı ikinci rüya ise daha kısa ama daha vurucu ve manidar. Yine Salihlerden birisi bir tabut görüyor. Tabutun içinde de Suriye bayrağı var. Muhammed Cemel, bunu şöyle tabir ediyor ve yorumluyor: Zillet içinde tarihe gömülecekler. Beşşar ve çetesi ve zümresi kesinlikle girdikleri savaşı kaybedecekler, yenilecekler ve dönemleri sona erecek. Üçüncü ve daha manidar olan rüya ise şu. Yine salihlerden birisinden naklediliyor. Ortada gerçek bir aslan var ve etrafını insanlar çevirmiş. İnsanlar aslanı parçalıyor ve afiyetle yiyorlar. Bilindiği gibi Esat’ların soy ismi olan Esed (Esat)aslan anlamına geliyor. İlk soy isimleri ise vahş yani canavar. İncil’lere göre Yahya Aleyhisselam Deccal’ı vahş yani canavar olarak tanımlıyor. Ve Yahya Aleyhisselam’da Şam’da medfun. Sır içinde sır diye işte buna derler. Dolayısıyla Esat rejiminin bu sırla yakın bir alakası var. Zira Muhammed Ali Sabuni gibi ulemaya göre Beşşar ve Esat’lar Müseylime’den daha bozuk ve beterdirler zira peygamberliğin ötesinde uluhiyetle anılıyorlar. Deccal’ın da unvanlarından birisi sahte peygamberlik ve uluhiyet iddiasıdır. Peygamberimiz İslam devirlerini beş bölümde ele alıyor. Nübüvvet dönemi. Birinci hulefa dönemi. Ümera dönemi. Cebabire dönemi. Ve ikinci hülefa dönemi. Cebabire dönemi aynı zamanda deccallar dönemidir. Cebabire döneminden sonra ikinci hülefa dönemi gelmekte ve böylece tarihin son perdesi de kapanmaktadır. Beşşar da yalancı cebabire (diktatör) takımından ve kalıntılarından birisidir. Son halkalarından birisidir. Halkın, aslanı yani düşmanlarını yemesi bana başka bir rüyayı hatırlattı. Dört yıldan beri hiç rüya görmediğini söyleyen bir sebze esnafı bana gördüğü bir rüyasını aktardı. Bu rüyayı anlatışının üzerinden bir iki yıl geçti. Rüyasında büyük bir yılanı veya ejderhayı kestiğini etini ise halka dağıttığını ve halkın da afiyetle ejderhayı yediklerini söylemişti. Lakin kendisi ejderhanın etine ağzına sürmemiş. O sıralarda hükümet ile Ergenekon arasında mücadele keskinleşmişti.


Netice-i kelam: Muhammed Cemel, Beşşar’ın sonu hakkında rüyaların ittifakının veya icmasının hasıl olduğunu ifade etmektedir (http://www.youtube.com/watch?v=ilm7_HAootA&feature=related ). Yani Şam’la birlikte Cebabire ve deccaller dönemi de kapanıyor. Rüyaların müjdesi bunu gösteriyor. İslam aleminin sabahı Şam’da kopmak üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi