Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Yargı mı yoksa siyaset mi zamanı kötü kullanıyor?

Yargı mı yoksa siyaset mi zamanı kötü kullanıyor?

Demek ki belirli bir dönem de toplumun eğilimlerini ve beklentilerini doğru biçimde anlayıp, tek başına iktidar olmak "Kalıcı siyasi başarı"ya yetmiyor.
Bu eğilimlerin ve beklentilerin değiştiğini hissedip siyasetinizi ve icraatınızı yaşanan zamana göre uyarlamazsınız, dün desteklenen davranışlarınız bugün sizin zaaflarınızı oluşturur.
Bu açıdan "Zaman" çok derinine değerlendirilmesi gereken bir olgudur.
Çok somuta indirgeyerek ilgili durumlara bakalım.
Ergenekon, Balyoz, OdaTV gibi kod isimlerle bilinen davalar başladığında ve bunlara ilişkin tutuklamalar yapıldığında, kamuoyunun büyük kesimi bunları hem mutlulukla, hem de doğal gelişmeler biçiminde karşılamıştı.
Demek artık her çeşit vesayet ve kirli oyunlar, demokratik siyaset alanından dışlanacaktı.

İşin tadı kaçarken
Önce binlerce sayfalık iddianamelerle, sonra da tutuklamaların cezanın yerine geçirildiğini düşündüren infazlarla, işin tadı kaçmaya başladı.
Derken "Terör suçu" ile "Düşünce suçu" kavramlarının özdeşleştiği izlenimi kamuoyunu rahatsız eder oldu.
Şimdi büyük çoğunluk "Kaçması veya delilleri yok etmesi ihtimali olmayan sanıklar serbest bırakılmalı" beklentisi içinde.
Başbakan Erdoğan bile "Başbuğ tutuklanmamalıydı" demedi mi? "Zaman"ın her şeyi değiştireceğini göremeyenler, acaba yargı mensupları mı yoksa siyasetçiler mi bu olayda?
Savcılar ve onların tutuklama istemlerini yerine getiren yargıçlar, yasaları çok katı mı uyguluyorlar?

Neden yasalar değişmiyor?
Ya da Başbakan bile ceza yerine geçen tutuklamayı yanlış bulduğuna göre AK Parti çoğunluğu, ilgili yasaları neden hemen değiştirmiyor?
Bizim toplumsal eksiklerimizden birinin yansımasıdır bu durum.
Bu eksikliğe "Yazılı hafızanın olmaması" diyebiliriz.
Yaşanan olayları ve çok önemli deneyimleri, kısa sürede unutuyoruz.
Sonunda "Geçen hafta" sanki uzak tarihmiş gibi görünüyor.
Mesela bugünün siyasi içerikli davalarının en çarpıcı içeriklisini 27 Mayıs 1960 darbesi ertesinde Yassıada'da Demokrat Partililer yargılanırken yaşamadık mı?
Ben bu davayı, 19 yaşında bir gazeteci olarak Aziz Nesin'le birlikte izleyip, Son Havadis'te haberleştirmiştim.

Yassıada bıkkınlığı
Davanın ilk döneminde 27 Mayıs'ın toplum üzerindeki psikolojik güdümü fazlaydı ve Yassıada duruşmalarını herkes ilgiyle izliyordu. Sanıkları aşağılayan yazılar ve haberler de doğal karşılanıyordu.
Ama sonunda toplum bu davanın hem özdeki yanlışlığının farkına vardı, hem de duruşmalar uzatılınca millet sıkıldı. Öyle bir dönem geldi ki, bu davaya ilk günkü ilgi ve heyecanla yaklaşan tek kişi, Divan Başkanı yargıç Salim Başol kaldı koca toplumda.
Doğrudur... Bir dakika öncesi sonsuz kadar uzaktadır. Ama geçmiş zamanı doğru değerlendirmezseniz önünüzdeki dakikalar da sanki hiç geçmezler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi