"Büyüyünce casus olucam"

"Büyüyünce casus olucam"

Hakan Fidan'ın Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başına geçmesinden sonra, kurumun halkla ilişkiler yaklaşımı değişmeye başladı.
Bunun bir örneği, internet sitesindeki 'Çocuk Sayfası' bölümü... Sayfada çeşitli bilgilerden başka iki de oyun var.
İlk oyun "iki resim arasındaki farkları bulun" türünden. Diğer oyun ise gemisi fırtınada batan Ahmet'in neler yapması gerektiğine ilişkin...
Bu oyun birkaç aşamalı: Çocuğun her aşamada soruya doğru cevap vermesi gerekiyor.
Mesela, karaya ayak basar basmaz, Ahmet'in ne yapması gerektiği soruluyor ilkin... İkinci aşamada ise barınmayla ilgili bir soru var.
***

Tartışma 3'üncü aşamada başlıyor. Soru: Yerli kabile ile karşılaşan Ahmet, "onların davranışlarını ve diğer canlılara karşı tavırlarını öğrenmek için" ne yapmalıdır?
Şıklar şöyle: a) Kendini tanıtmak, b) Kaçmak, c) 2-3 gün onları gizlice izlemek...
MİT'in doğru şık olarak "c"yi (gizlice izlemek) göstermesini, Çocuk Vakfı eleştirmiş: "İkinci oyunu bir olta gibi kullanarak, çocukların ilgisini çekmeye çalışmak, tam anlamıyla çocuk safiyetini istismara yönelmektir..."
Çocuk Vakfı'nın eleştirisi şöyle devam ediyor: "İstihbarat yetişkinlerin gizlilik mesleğidir, tehlikeler içerir. Çocuğun erken yaşta istihbarat mesleğine özendirilmesi, gelişimlerini olumsuz yönde etkileyeceği gibi, yaralı bir kişilikle büyümelerine neden olabilir.
Çocukların MİT'in elma şekerine hiç ihtiyacı yok ve olmamalı..."
***

Çocuklar için vakıf kuran bu arkadaşların, çocuk ruhundan haberi yok... Kendi küçüklüklerini hatırlasalar, böyle gülünç hassasiyetler göstermezler.
"Büyüyünce ne olacaksın" diye sorduklarında, erkek çocuklar olarak biz şöyle cevaplar verirdik: Asker, polis, casus, astronot...
Dikkat ederseniz bunların tamamı "tehlikeli" meslekler... İşin asıl ilginç yanı ne biliyor musunuz? Biz çocuk aklımızla onların tehlikeli meslekler olduğunu gayet iyi bilirdik.
Nasıl mı? Sinemada izleyerek... Kitaplarda, dergilerde, gazetelerde görerek ve biraz büyüyünce de okuyarak. Bir de elbette aile büyüklerine kulak vererek...
Peki sonra ne oldu? Hiç! Ne arkadaşlarım, "asker, polis, casus, astronot" oldu, ne de ben... Zamanı geldiğinde çok farklı mesleklere dağıldık.
***

Vakıf sadece çocuk değil, genel insan davranışının da farkında değil: Dünyanın her yerinde, çoğunluğu oluşturan yabancılara karşı ihtiyatlı yaklaşılır.
Bilmediği bir adaya düşen kişinin; dilini ve kültürünü bilmediği yerlilere karşı kontrollü davranması, bir süre gizlenmesi normal değil mi?
***

Unutmadan: Bir de işin öteki yüzü var... Çocuk Vakfı, eğer gerçekten samimiyse, önce bütün anaokullarında 'Atatürk Köşesi' bulunmasını eleştirsin...
O köşelerde; savaştan, düşmandan, kandan, öldürmekten, denize dökmekten bahsediliyor.
Dört, beş yaşındaki çocuğa bunların öğretilmesine ses çıkarmayanların...
MİT'in gerçekçi ve yumuşak propagandasına laf etme hakkı olamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi