Osman Tanburacı

Osman Tanburacı

Kanatsızla, moralsiz derbisi

Kanatsızla, moralsiz derbisi

Galatasaray-Beşiktaş maçı ligin düğümünü çözer. Galatasaray kazanırsa şampiyonluğu neredeyse garantiler. Beşiktaş kazanır, Fener de bu hafta üç puana koşarsa lig yine dengelenir. Buna kimler karar verir? Hepsi;

Terim doğru kadro çıkartırsa

Carvalhal korkup sinmezse

Hakemler izin verirse bu derbi güzel olur.

Dedikodu ise şudur;

Beşiktaş kesin yener, puan aralığı açtırılmaz, lig kopma noktasına getirilmez!

Buna asla ihtimal vermiyorum ama yaşadıklarımız ne yazık ki bize bunları düşündürüyor.

Türk futbolunda bugünkü amaç şudur;

Fener'i kurtarmak, Galatasaray'ı şikenin içine çekmek, futbolun marka değerini kurtarmak için Digitürk'ü ayakta tutmak.

Hal böyle olunca da akla bir dizi şeytani ihtimaller geliyor.

Biz futbola dönelim;

Galatasaray'daki artı eksiler


Kanatları olmayan takım zorlanır. Galatasaray'da kanat yoktur; Aydın'ın dışında; Engin, Emre, Sabri, Sercan, Necati asla kanat oyuncusu değiller. Riera'nın da randımanı düşük. Terim kanatları kuvvetlendirmek için Aydın'dan faydalanabilir.

Elmander'in iyileşmesi iyi. Elmander yoksa Galatasaray'ın verimi %30 düşer. Forvetten başlayan pres azalır, gol şansı tesadüflere kalır.

Baroş sakat değilse kesin oynar. Elmander-Baroş ikilisi Terim'in ön şartıdır. Macera aranmaz.

Galatasaray forveti; Selçuk, Melo, Emre, Aydın, Elmander, Baroş olmalıdır. Necati oyunu ortaya sıkıştırır. Aydın veya Riera'dan biri şarttır.

Savunmada risk yok. Eldeki mevcutlardan Terim istediği savunmayı yaratabilir. Yüksek toplarda Semih'e çok iş düşer.

Muslera takımın garantörüdür.

Beşiktaş'taki artılar eksiler


Avrupa'da tur atlamak güzel de futbol nafile. Beşiktaş yorgun ve moralsiz. Carvalhal de biraz çekingen.

Fernandes yok! Önemli bir eksik. Fernandes takımın gol pistonu. Yerinin kimle dolacağı da önemli.

Quaresma hakkında fikrim olumsuz. Takım oyununda yok ama kalite. Gününe bağlı. Sonuca etki eder ama takımını da eksik bırakabilir. Sert oyunda bomba!

Carvalhal bu maçı forvetiyle kazanır. İyi bir kadro sürerse rakibini zorlar;

Necip, Ernst, Simao, Quaresma, Pektemek, Almeida en akılcı diziliş.

Savunması Galatasaray'ın forvetiyle orantılı. Çok top gezdiren Galatasaray Beşiktaş savunmasını açık düşürür. Dikkat!

Kaleci Cenk güven vermiyor. Rüştü de öyle. İki takımın da kırmızı karta dik oyuncuları var. Melo ve Quaresma takımlarını eksik bırakabilir.

Maça etki edecek oyuncular; Elmander, Eboue, Baroş, Quaresma, Sivok ve oynarsa Ekrem'dir.


Avcı turnayı gözünden vurdu


Milli takımın yeni hocası Abdullah Avcı ulusal kadroyu açıkladı.

Bravo Avcı!...

Yıllardır özlenen hamleyi yaptın. Gerisi yine senin bileceğin iş. Önce reform gerekti sen bunu becerdin. Sonrası sisteme dayalı çağdaş futbolun sahaya yansıması olacaktır. Bunu da başaracağından eminim. Yaratmaya çalıştığın Türk Milli Takımı koltuk peşinde koşan bir hocadan çok farklı olacaktır çünkü seçtiğin oyuncuların hepsi genç, dinç ve başarıya aç.

Yolun açık olsun Abdullah Avcı. Turnayı gözünden vurdun.

Sana güvenmek ne güzel, gittiğin yol doğru.

Bu kadro uzun yıllar yüzümüzü güldürür.


Ulusoyların başı sağ olsun


Ailenin temel direğiydi Saffet Baba. Uzun süredir rahatsızdı. Her gördüğümde ellerinden öperdim. Mert, yürekli ve dostun ağasıydı... Mekanı cennet olsun. Ulusoy ailesinin acılarını paylaşıyorum. Dualarım Saffet baba için. Nur içinde yatsın.


Şota'ya hayranım


Biz onu Gürcü olarak bildik, Trabzonsporlu Şota olarak tanıdık. Futbolculuğu döneminde çok alkışladık. Topu kafasında beş kez zıplatarak attığı çapraz golü hala unutamadık. Şota Arveladze Trabzonspor'dan Ajax'a gitti, futbolu bırakınca Kayserispor'a teknik direktör oldu. Türkçeyi unutmamış olması, futbolculuk kreasyonuna, hocalık zerafetini de eklemiş olması ona hayranlığımın boşuna olmadığını bir kez daha ortaya koydu.

Şota'nın maç sonrası basına verdiği demeçler bu topluma ders niteliğinde. Hem de neredeyse hiç konuşmadan... Mimiklerle, vücut diliyle ve de zaman zaman Neyzen Tevfik'i hatırlatan iki kelimelik taşlamalarla maçı yorumlaması beni kahkahalara boğuyor.

Şota, Karadeniz fıkrası gibi... Belli ki Trabzon'dan çok şey kapmış. Aslı da ona maya tutmuş.

Maçlarda kenarda perende atan, yaptıkları hareketlerle hakemleri baskı altına alan, maç sonrası kızgınlığını etrafa hakaretle anlatmaya çalışanlara çok kıymetli bir örnektir Şota.

İyi ki varsın aramızda...

Sana hayranım.

Yırtınanlara inat, susmakla bize çok şey anlatıyorsun.


Söz savunmanın!


Şike davasında söz savunmaya geçti. Aziz Yıldırım'ın her sözü manşetlere çıktı. Yıldırım, şike olayıyla ilgili iddialara karşı kendini savunmak yerine Galatasaray'ı şike olayının içine çekmek isteyince Hakim Mehmet Ekinci çoğu kez Aziz Yıldırım'ı ikaz etti.

Aziz Yıldırım'ın bu yolu tercih etmesi nedendir bilinmez. Ancak Galatasaray'ın da şike olaylarına karışmış olabileceği ihtimali Aziz Bey'i aklamaz ki.


Ligtv'den harika bir yayın


Pazartesi gecesi Ligtv'yi hayranlıkla seyrettim. Güldüm... Düşündüm... Şaştım...

Programda biraz da Aybars Hünalp esintisi hissettim. Hani bir zamanların televolesi gibi...

Böyle programlar futbol için çok gerekli. Gülerken futbolun kara yüzünü unutuyor, kara mizaha dönüyorsunuz. Ya da futbolda gülmenin de olduğunun farkına varıyorsunuz.

Sevgililer günü münasebetiyle yapılan program keyifliydi.

Teşekkürler Şansal Büyüka.

Devamını dilerim.


Erzik senaryosu


TFF Başkanlığı için Türkiye'de üst düzey görüşme yapan Şenes Erzik, sabah varım dedi akşamına eyvallah!... Gerekçesi de şuydu; UEFA üst düzeyi Erzik'in TFF Başkanı olmasını istemedi. Resmen danışıklı dövüş!

Erzik, Türk futbolunu kurtaracak adam ilan edildiğinde bu güveni reddeden ve ülkesini iten biri olmamak için önce kabul etmiş göründü sonra UEFA'nın arkasına saklanarak el salladı.

Oysa UEFA'nın Şenes Bey'e olmaz demesi mümkün değildi.

Şenes Bey de çok istese UEFA'nın kararını dinlemez, istifa eder TFF Başkanı olurdu. Çünkü; eylül ayında Şenes Erzik 70 yaşını dolduruyor. UEFA'da da yaş sınırı var. 70 yaşını dolduran kişi artık UEFA'da görev alamaz.

UEFA'nın hayır demesi inandırıcı değil. Ancak;

Türkiye'de şike dosyası kapanmadan UEFA da asbaşkanını TFF Başkanı yapmak istemez. Yaparsa UEFA'nın da adı şikeye karışmış olur.


Fiske!


Fenerbahçe yoksa Galatasaray'ın şampiyonluğunun da kıymeti olmaz, deniyor.

Niye olmaz?

UEFA Şampiyonu Galatasaray'ın yanında Fener mi vardı Avrupa'da?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Tanburacı Arşivi