Çerkes haklarını da konuşalım mı?

Çerkes haklarını da konuşalım mı?

Demokratik açılım yanlısı Çerkesler, geçen hafta sonu Kocaeli'nde bir Çerkes Çalıştayı düzenledi.
Önemli bir etkinlikti. Katılan herkesin bilgi dağarcığı ve ufku genişledi.
Çerkesler için kritik tarih 1864... Yüzlerce yıl Ruslarla savaşan Çerkesler, o tarihte kesin bir yenilgiye uğrayınca, yurtlarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Sığındıkları ülkelerden biri de elbette Osmanlı İmparatorluğu oluyor...
Kurtuluş Savaşı, adeta Çerkeslerin ortasından geçiyor: Bir tarafta Mustafa Kemal ile birlikte hareket eden Çerkes Rauf Orbay... Diğer tarafta Padişah'ın emrindeki Bahriye Nazırı Çerkes Salih Karzeg Paşa... Ve politik kavgaların kurbanı olan Çerkes Ethem Bey...
Bu savruluş 1923'ten sonra toparlanıyor: Ruslara karşı savaşmış Çerkeslerin yönlendirildiği yeni hedef komünizmdir. Mesela Milli İstihbarat Teşkilatı'nda çok sayıda istihdam edilirler.
Yeni rejim, Alman milliyetçiliği gibi "ayıklayıcı" değil, tam tersine "kapsayıcıdır": Müslüman olan herkes Türk ilan edilir. Kürtler Türk'tür, Çerkesler Türk'tür, Gürcüler Türk'tür, Arnavutlar Türk'tür, Boşnaklar Türk'tür!
Rusların, Kafkaslar üzerindeki hegemonyası "anavatana dönmeyi" zamanla bir hayal haline getirirken... Cumhuriyet rejiminin uygulamaları (hem sağladığı olanaklar, hem de yaptığı baskılar)... Çerkeslerin topluma entegre olmalarına yol açar. Bu entegrasyon o kadar güçlüdür ki asimilasyon kavramını kullanmak yersiz sayılmaz.
***

"Lejen Xase" (Lejen Khase) denilen çalışma toplantısını düzenleyen "Çerkes Hakları İnisiyatifi"... Demokratik açılımın Kürtlerle ve Romanlarla sınırlı kalmasına karşı. "Dilimizin ve kültürümüzün yaşamasını istiyoruz" diyor.
Peki bu nasıl olacak? Somut talepler neler? Haklar nasıl alınacak?
(Not: Çerkesler şiddete asla izin vermeyen, tamamen barışçı ve demokratik bir mücadele veriyor.)
***

Taleplerin derlenip toparlanması için düzenlenen çalışma toplantısında... Doğu Ergil, Zeynel Abidin Besleney, Setenay Nil Doğan, Üzeyir İlbak, Sadık Bilge, Selçuk Bağlar, Selahattin Esmer, Fuat Dündar, Ferhat Kentel, Osman Can... "Diyaspora", "asimilasyon" ve "azınlık" kavramlarını... Çerkes tarihinden ve topluluğundan örneklerle inceleyen konuşmalar yaptı... Ayrıca Orhan Miroğlu, Ardan Zentürk ve Abdurrahman Dilipak da önemli katkılarda bulundu.
***

Pazar günü yayınlanan bildirgede ise özetle şu talepler dile getirildi:
"Azınlık" tanımı Lozan Antlaşması'na göre değil, ileri demokrasilerde olduğu gibi yapılmalı.
Çerkesce ilköğretimden itibaren okullarda seçmeli ders olarak okutulmalı.
Devlet 7/24 yayın yapan Çerkes TV ve radyosu açmalı.
Değiştirilen soyadları ve köy isimleri iade edilmeli.
Resmi tarihteki Çerkeslerle ilgili yanlış ve aşağılayıcı öğeler temizlenmeli, kitaplara Çerkes tarihi de girmeli.
Not : Bunlar makul talepler. Birçoğu kolayca karşılanabilir. Ama diğer bazı Çerkeslerin, "Dertsiz başımıza dert açacaksınız; eski köye yeni adet getirmeyin" dediğini de biliyoruz. Onu da başka zaman konuşuruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi