Kelimelerle…
Rakamlarla oynamayı seviyor…
Aynı zamanda insanlarla…

Yazılarını okumuyordum…
Siteler reklamını yapınca merak kaçınılmaz oldu…

Zehir içer gibi okusak da…
Şerbet niyetine katlandık yazdıklarına…

Zaten toplasan 50 kelimeyi geçmiyor yazıları…

50 tane de sayı, rakam, tarih…
Ayıraçları da eklersen…
Al sana okkalı, rakamlı, bol ayıraçlı köşe yazısı…

Adı köşe yazısı olsa da…
Fıkra niyetine takıldık bir an…
Bişey öğreniriz diye beklerken…
Boşa geçti güzelim zaman…

Her devrin adamı diyeceğiz de yanlış anlamayın…
Kastettiğimiz hükümetler falan değil…
Kasası dolu medya patronları…
Önceden Cem Uzan’dı…
Şimdi de Aydın Doğan…
Yarına ise daha çok var Zaman!

İnsanlarla geçinemediğinden olsa gerek…
Hayvanlarla arası iyi…
Kitabının adı bile “İsim Şehir Hayvan”…
Anlatıyor bütün gerçekleri!

Arada bir mektup yazar…
Kısa ve öz!

Son mektubu Genelkurmay Başkanı’na…
Sevgisiz bir say’gıyla…

Google Amca’dan her şeyin rakamını alıyormuş da…
Anıtkabir’in ziyaretçi sayısını alamıyormuş…
Bin olsa ne olur…
Yüz bin olsa ne değişir…

Haberin yok mu?

Atatürkçülük maskesiyle sömürü dönemi bitti…
Laiklik kisvesi artık para etmiyor…
Aziz Atatürk’ü de mezarında rahat bırakın!

“Niye bilmiyoruz kardeşim!” diye de posta koymuş…
Genelkurmay da bunu ciddiye alıp cevap vermiş, iyi mi?

O rakamını aldı da bizim bilmediğimiz rakamlar çok…

Hani diyorum ki;
Patronun sana verdiği rakamları da bir gün yazsan…
Dolar mı?
Avro mu?
Törkiş Lira mı?
Kısa kısa anlatsan…
Mesela bordorunun bir fotokopisini yayınlasan…
Mal varlığını açıklasan…
Oturduğun katın yatın listesini ortaya koysan…
Biz dâhil herkesi bir güzel aydınlatsan…

Çok güzel olmaz mı?