Darbeyi kimler yapacaktı?

Darbeyi kimler yapacaktı?

Ergenekon soruşturmasında her gün yeni bir iddia ortaya atılıyor. Sürekli olarak yeni planlardan söz ediliyor. Gazetelerde çıkan son haberlere bakılırsa, Ergenekoncular 7 Temmuz'da darbe yapılacaklarmış. İyi ama, bu adamlar silahsız...

Yazar E-Posta
: [email protected]
Haber Tarihi
: 4 Temmuz 2008
üstüne üstlük sırtlarında üniforma da yok, uzun süre önce çıkartmışlar. Emekli generaller, eskisi gibi güç sahibi değiller. Nasıl gerçekleşecekti bu darbe? Darbe yapmak için kimden ya da kimlerden yardım alacaklardı? "Darbe planı" diye ortaya atılan iddia şu: Ergenekoncular, önce 40 ilde "yargıya sahip çık" mitingleri düzenleyeceklermiş.

ATO Başkanı Sinan Aygün, ekonominin kötüye gittiği yönünde açıklamalarda bulunacakmış. Gazeteciler ise, hükümet aleyhinde yayınlar yapacaklarmış. Böylece kalkışmanın alt yapısı oluşturulacakmış. Bu arada 30 kişilik bir ekip devreye girecekmiş. Cinayetler işleyip, kaos ortamı yaratacakmış. Sonra da darbe gelecek, hükümet değişecekmiş. Yine geldik aynı noktaya. Plan tamam da darbe nasıl gerçekleşecek?

Darbeyi yapacak olanlar kimler?

Sinan Aygün mü, yoksa Mustafa Balbay mı? Onlarla birlikte emekli generaller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon mu? Olmaz, olamaz. Türkiye, geçmişte pek çok darbe ve darbe girişimi yaşamış bir ülke. Darbe yapmak çocuk oyuncağı değil. Mitingle, gazete haberiyle ve işlenecek cinayetlerle darbe yapılmaz. Olsa olsa darbenin alt yapısı oluşturulur.

Darbe yapmak için de silah gerekir, güç gerekir. Ergenekoncuların ise durumları malum. Tamamını bir araya getirin, üstüne bir o kadar Ergenekoncu daha koyun, hatta çıkan sayıyı onla, yirmiyle çarpın. Yine de sonuç değişmez, o yapıdan darbe yapabilecek bir güç ortaya çıkmaz. Eğer ortaya atılan iddia doğruysa... Eğer Türkiye'de gerçekten bir darbe planlanıyorsa...

Bu iş o kadar basit olamaz. Hazırlanan planın başka uzantılarının da bulunması gerekir. O uzantılar da üniformalı ve silahlı güçler içinde yer alır. Var mı o konuda bir bilgi? Ergenekoncuların bu tür bir bağlantıları bulunuyor mu? Varsa, asıl kararlılık o noktada gösterilmeli. Ele geçen bilgiler kamuoyu ile paylaşılmalı. Asıl o yapının üzerine gidilmeli. İpin ucu çekilmeli, her şey çorap söküğü gibi ortaya çıkarılmalı. Aksi takdirde, ortaya atılan darbe iddiaları havada kalıyor.

"Ergenekoncular darbe planlıyorlardı" derken, darbeyi kimlerin yapacağının da açık ve net olarak ortaya konulması gerekiyor.

Şimdi de gelelim meşrep meselesine...Ergenekon soruşturmasının ardından yapılan açıklamalar ve verilen tepkiler, meşrepleri de ortaya koyuyor. Gözaltına alınan isimler 20'nin üzerinde. Ancak, sanırsınız sadece Mustafa Balbay gözaltında. Belli çevreler, Mustafa Balbay'ın adı ile yatıp, onun adı ile kalkıyorlar.

Sürekli olarak Balbay ve Cumhuriyet Gazetesi'ni ön plana çıkarıyorlar. Adeta, bütün operasyon Cumhuriyet Gazetesi ve Balbay'la sınırlı. Oysa, diğer isimler de aynı şartlar altında gözaltına alındı. üstelik, Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi, adi bir suçlu gibi derdest edildi. Elleri arkadan kelepçelenip, ite kaka götürüldü. Umurlarında bile değil...

Onlar, sadece Mustafa Balbay ve Cumhuriyet Gazetesi'ni görüyorlar. Sürekli olarak İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay örneğini verip, "haksızlık yapıldığını" söylüyorlar. "Balbay kaçacak mıydı ki, bu şekilde gözaltına alındı?" sorusunu soruyorlar. Peki ya diğerleri?

İşin bu tarafı ile pek ilgilendikleri yok. Dedim ya meşrep meselesi. Kişiler bir yana, insan hakları, hukuk ve evrensel değerler bir yana!



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi