Abdullah Yıldız

Abdullah Yıldız

Mev’ûdelerin hangi günahtan öldürüldükleri sorulacak!

Mev’ûdelerin hangi günahtan öldürüldükleri sorulacak!

Kur’ân-ı Kerim’de kıyamet gününün dehşetini tasvir eden âyetler grubundan bir kısmı da Tekvir sûresinin girişinde yer alır. Bu dünyada yapılıp edilen her şeyin hesabının bir bir görüleceği o günde, hesabı sorulacak olan cürümlerin başında da çocukların ekonomik vb. sebeplerle öldürülmesi gelir.

“Diri diri toprağa gömülen kıza (mev’ûde) sorulduğunda;

‘Hangi günahtan dolayı öldürüldü?’ diye.” (Tekvir 81/8-9)

Tekvir/8.âyette geçen “mev’ûde”; küçükken diri olarak gömülüp öldürülen kız çocuğu demektir. Cahiliye devrinde oldukça yaygın bulunan bir uygulamaya göre; Araplar kız evlâdını açlık korkusundan veya onur kırıcı esaret ihtimalinden dolayı genellikle doğar doğmaz kabre defnederlerdi. Bu vahşi uygulamada, kız çocuklarının sayısındaki artışın ekonomik yükümlülükleri artıracağı korkusu ağırlıklı ve öncelikli sebepti. Hatta bazıları yine açlık korkusuyla erkek çocuklarını dahi defnederlerdi.

İşte Yüce Rabbimiz, o dehşet verici Hesap Günü’nde soracağı soruyu, şimdiden insanlığın idrakine sunuyor. Yoksulluk vb. endişeler ile katledilen bu sabilere, bu günahsız çocuklara; ‘hangi günahtan dolayı öldürüldükleri’ sorulacak ve elbette o suçsuz-günahsız çocukların kanına girme kararı verenler de bu kararı icra edenler de bu korkunç vebalin hesabını vereceklerdir. Bunda hiçbir şüphe yoktur...

Bu konuyu, geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeme getirdiği kürtaj uygulaması ile ilgili olarak dikkatlerinize sunmak ve Kur’ân’ın çağlar üstü bakışını sizlerle paylaşmak istedik.

Ne yazık ki, bu korkunç Cahiliye âdeti, “Modern Cahiliye”nin yaşandığı çağımızda, daha modern yöntemlerle ve fütursuzca uygulanıyor. Bazı ülkelerde yasaklanan bu vahşet, Türkiye’de 12 Eylül darbesinden bu yana serbestçe icra ediliyor. Yine yazık ki, ülkemizde çöplüklere, tarlalara, ırmaklara çocuklar atılıyor ve kürtaj cinayetiyle de daha anne karnında iken günahsız sabiler can veriyorlar.

Cahiliye Araplarını bu zulme iten başlıca neden fakirlik ve çocuğu besleyememek korkusu idi; bugün de kürtajın öncelikli nedeni yine ekonomik olup ikinci sırayı istenmeyen gebelikler alıyor.

Konu En’âm 151. ve İsra 31. âyetlerle birlikte incelenirse, daha iyi anlaşılacaktır.

Yüce Rabbimiz, Rasûl-ü Ekremine, İslâm toplumunu bina edeceğini temel esasları şöyle açıklıyor:

“De ki: ‘Gelin size Rabbinizin neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiç bir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizin de onların da rızıklarını Biz veririz. Çirkin kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Allah’ın (öldürülmesini) haram kıldığı kimseyi -bir hak dışında- öldürmeyin. İşte bunlarla size tavsiye/emr etti ki, akıl erdiresiniz’.” (Enam 6/151)

Bu âyette açık ve kesin olarak vurgulanan yoksulluk korkusuyla çocuk aldırmanın (kürtaj) ve de öldürmenin yasaklaması, İsra 17/31. âyette bir kez daha tekrarlanır:

“Öyleyse artık, yoksulluk kaygısıyla çocuklarınızı öldürmeyin; onları da, sizi de doyuran/rızıklandıran Biziz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur.”

Bu uyarı ve yasaklama, Mumammed Esed’e göre, “yoksulluk kaygısıyla” yani sadece ekonomik sebeplerle çocuk aldırmayı (kürtaj) da pekâla içine alan çağlar üstü bir önem ve anlam taşımaktadır.

İster doğmadan, isterse doğduktan sonra olsun, can taşıyan yavruların katli, sadece bireysel bir sorunsaldan ibaret değildir; aynı zamanda toplumların geleceğini doğrudan ilgilendiren bir meseledir.

Bakara suresinin 205.âyeti, toplumların yönetim aygıtını ele geçiren bozguncular taifesinin, kendi süfli çıkarları uğruna, özelde o toplumu genelde ise tüm insanlığı helake sürükleyeceğine dikkat çeker:

“Ve hâkimiyeti eline alır almaz yeryüzünde fesat çıkarmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışır.”

Müfessirler, âyetin, söz konusu bozguncular gürûhunun bilinçli bir niyet taşıdığına işaret ettiği kanaatindedirler. Her hâlükârda işleri güçleri ortalığa fesat saçmak olan bu zümre, hars/ekin ve neslin helâkine neden olurlar. “Hars”; emek yoluyla sağlanan kazanç veya gelir olup çoğunlukla dünyevi malları ve özellikle de hem toprağın işlenmesi yoluyla elde edilen ürünü hem de bizzat işlenmiş tarlanın kendisini ifade eder. Bazı müfessirler, “kadınlar sizin tarlanızdır” (2/223) âyetinden hareketle, burada hars’ın “eşler”i anlattığını iddia ederler. Bu durumda “harsın ve neslin yok edilmesi”, aile hayatının sarsıntıya uğraması ile ve sonuçta bütün bir toplumsal yapının çökmesi ile eş anlamlı olur... Nihayet bu zihniyet genel bir kabul görüp sosyal davranışları yönlendirir hale gelir gelmez, kaçınılmaz bir şekilde yaygın bir ahlâkî çürüme ve sonuçta sosyal çözülme ile noktalanır. (M.Esed, Kur’ân Mesajı, 2/205)

Öyleyse, toplum ve yönetim olarak; geleceğimizi tehdit eden bu ahlâkî çürümeyi de, bu çürümeye yol açan kürtaj uygulaması ve ondan daha büyük günah olan zinayı da engellemek zorundayız.




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Yıldız Arşivi