Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Çok kirli bir savaşın içindeyiz

Çok kirli bir savaşın içindeyiz

Karahisar kalesi yıkılır gelir, bombalar üstüne dökülür gelir...

Ne geceydi Allah'ım.

Afyon alevler içinde kaldı.

İlk dakikalarda, sadece birkaç yaralı olduğuna dair açıklamalar yapılarak biraz sükûnet sağlandı.

Sonra öğrendik ki 25 askerimizi şehit vermişiz.

Hepsine rahmet diliyoruz. Yakınlarına Allah sabır versin.

Şimdiki tesellimiz ise bir sabotaj ihtimali bulunmayışı.

Öyle söyleniyor.

İyi ama...

Askerî mühimmat depoları, basit sebeplerle havaya uçar mı?

Ufak ihmaller yüzünden bu derece büyük bir olaya dönüşebilir mi?

Büyük bir savaşın ortasındayken bile o ölçüde patlamalar nadir görülür.

*

Biz çocukken elimizin altında bilgisayar yoktu, oyunların sanallarını değil gerçeğini oynardık.

Sokakta.

Bayram harçlıkları toplanınca, minik bütçemizle mantar alırdık.

Birkaç türlü patlatma şekli vardı.

Tenekeden yapılmış ve siyaha boyanmış mantar tabancası, en havalısı.

O yoksa mantarı yere koyup üstüne taş indirmeyi ya da ayakkabının topuğuyla vurmayı tercih ederdik.

Bir başka yöntemse, balya telinden minik bir çember yaparak, iki ucu arasına mantarı iliştirmek ve uzağa atmaktı.

Telin ucu mantara baskı yapar, düştüğü anda patlardı.

Bu hassasiyet gerektiren bir iştir.

Eğer iyi ayarlanmamışsa eldeyken patlar.

Ve işte o patlamanın ardından, kulaklarda uzun bir zil sesi duyulur ki birkaç dakika içinde geçmez.

Bazen daha uzun sürer.

*

Diyeceğim, askerî mühimmat çocukların elinde oyuncak olan mantarlar kadar hassas değildir.

Zor şartlarda depolanması ve nakliyesi mümkündür.

Kolay kolay patlamaz.

Durduğu yerde yüz yıl dursa bile, hiç bir tehlike arz etmez.

Cephane istiflerken yere düştü patladı türünden bir sözün inandırıcı yanı yoktur.

Uçaktan helikopterden atılır bazen cephaneler toplu halde.

O zaman bile patlamaz.

Çünkü dayanıklı yapılmıştır.

*

Askerî alan içinde hiçbir surette kaza olmaz iddiasında kimse bulunamaz elbette.

Bin türlü kaza mümkündür.

Fakat bu kadar büyük çaplısı, gerçekten de ürkütücü.

Başımıza bela olmuş bir terör örgütü var ki otuz yıldır kaç cana kıydığını, nerelerde bomba patlattığını tek tek sayacak durumda değilim.

Askere alınanlar arasında o örgütle irtibatlı olanların bulunmadığını söylemek de mümkün değil.

Bir de "canlı bomba" denen bir olgu var.

Terör örgütü değilse, yabancı istihbarat servisleri akla gelir.

Cia'sından Mossad'ına güney komşumuzdan doğu komşumuza, Avrupa'sından Asya'sına kadar her ihtimal göz önüne alınabilir.

*

Sokakta vatandaşla konuşacak olursak, kaza ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünenlerin hayli fazla çıktığını görürüz.

Patlamanın yakın tanıkları şehit düşmüş olsa da belki araştırmalar neticesinde bir sonuca ulaşılır.

Belki ulaşılan sonucun bir kısmı kamuoyuna da açıklanır.

Ama şunu biliyoruz ki "omurgasızlarla beslenenler" sadece bazı kuşlar ve bir kısım deniz canlıları değildir.

"Omurgasızlar" hakkında neler kayda geçmiş diye arayınca 0,16 saniye içinde "Yaklaşık 140 bin sonuç bulundu" cevabıyla karşılaştım.

"Omurgasızlarla beslenirler" yazınca da 0,36 saniyede 289 bin.

*

"Savaşın şekli çoktan değişti" demişti yıllar önce bir şair. (Arkası siyah olan camdan tanırım, iyi çocuktur.)

Doğru dürüst bir savaş olsa, düşman karşımızda yer alır, çarpışır gücümüz nisbetinde mücadele ederiz.

Ancak öyle kirli bir savaşın içindeyiz ki düşman karşımıza mertçe çıkmıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi