D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

CHP’nin ezberi bozuldu mu?

CHP’nin ezberi bozuldu mu?

Türkiye’nin ilk seçimle gelen başbakanı Adnan Menderes’in idamının üzerinden 51 sene geçti. O günler biz yaştakilerin çocuk hafızalarına kazınmıştır ve âdeta ezberimiz olmuştur. İpe çekilen silah gücüyle alaşağı edilmiş başbakan değil, millî iradedir!


51 yıl sonra CHP’nin hali hazır genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “ezber bozmak” iddiasıyla, Menderes’in anıt mezarını ziyaret etti, çelenk bıraktı (ve hatta) dua etti...

CHP 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, iktidar hesabıyla darbecilere destek vermese idi, Türkiye’nin yakın dönem siyasî tarihi farklı yazılabilirdi. Ne yazık ki böyle olmadı. 27 Mayıs darbecilerinin büyük bir bölümü CHP’nin yeniden Türkiye’yi yönetmesi için böyle bir müdahalenin içinde bulunmuşlardı. Öyle sanıyorlardı ki, darbeden sonra milletin aklı başına gelecek ve Atatürk ve İnönü’nün partisi CHP’yi oylarıyla iktidar yapacak. Bunun tedbirlerini de almaya çalıştılar. Fakat umulan olmadı. CHP ancak koalisyon hükümetlerinde yer alabildi. O da bir seçim dönemi!

27 Mayıs darbe sürecinde CHP tahriklerinin rolü veya kolaylaştırıcı etkisi tartışılmaz. Sonradan iftira olduğu ortaya çıkan birçok şayia CHP tarafından yayıldı ve darbeciler bu hava içinde yaptıklarını meşru gördüler. İnönü’nün bile kurtaramayacağını beyan ettiği ihanete varan hatalar yapmış olan bir iktidarı alaşağı etmenin hazzını yaşadılar.

Benzer bir hazzı zamanın CHP’lileri de yaşadı. Halk oyuyla iktidara gelemeyen CHP’liler, seçilmiş hükümetin düşürülmesini sokaklarda taşkın gösterilerle kutladılar. Darbeyi ve darbecileri kutsayarak çok kötü bir siyasî geleneği başlattılar. Bir süre sonra darbeye alışmış bünyede yeni darbe teşebbüsleri ortaya çıktı. Başbakanlık koltuğuna oturan İnönü bir de bunlarla uğraşmak zorunda kaldı.

2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ana muhalefet lideri olarak “Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır. Böyle devam edecek olursanız sizi ben bile kurtaramam” sözleriyle Demokrat Partiye diktatörlük isnad ederek gösterdiği celadetin çok azını ortaya koyarak Menderes ve iki bakanının idamına karşı çıksa idi, mağdurun yanında durmayı seçen halkın önemli bir kısmının desteğini alabilirdi. Bu feraseti ne o ne de onunla birlikte siyaset yapan kadro gösterebildi, ki bunlar arasında Bülent Ecevit de vardı.

CHP’nin sonraki tarihini karartan, onu demokratik bir figür olmaktan çok darbeci eğilimlerin yuvası haline getiren bu basiretsizliktir.

Aradan yarım asır geçti. O zamanları yaşamış CHP yöneticilerinden neredeyse hiç biri bugün hayatta değil. İki nesil değişti, daha sonra bir darbe daha gördük ve bir yarı darbe (28 Şubat) ve ergenekon olarak adlandırılan darbeci baskılar yaşadık.

CHP bütün bu süre içinde doğru yerde durabildi mi?

12 Eylül’den sonra darbeciler CHP ile AP’yi, hatta MSP ve MHP’yi ayırmadılar. Bütün partileri kapattılar. Kendi CHP’lerini ve kendi AP’lerini kurarak siyasi zemini tanzim etmeye çalıştılar. Halk bu dolmayı yutmadı ve Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan Turgut Özal’ın partisine yöneldi.

CHP’nin 12 Eylül’den sonra değil iktidar partisi, ana muhalefet partisi olmak ihtimali bile ortadan kalktı. 1990’larda RP, ANAP ve DYP’den sonra ancak CHP veya türevi partiler sıralamaya girmeye başladı.

CHP’yi ana muhalefet koltuğuna oturtan AK Parti’nin muhafazakâr merkezi toparlayan siyaseti oldu. Kemal Kılıçdaroğlu bunların farkında olsa idi, bugün sembolik ve gösteriye yönelik bir ziyaretten öteye anlamı olmayan Menderes’in kabrine gitmekle kalmazdı.

Seçilmiş iktidar karşısında 1950’lerde İnönü CHP’sinin tutumu ne ise, bugün Kılıçdaroğlu Halk Partisi’nin tutumu da odur!

Zaaflar, hatalar bulmak; bulamıyorsa uydurmak... Ağır isnadlarla, şedit ithamlarla kamuoyunun zihnini bulandırmaya çalışmak... 1950’lerde Adnan Menderes’e yönelik CHP saldırıları ile günümüzde Tayyip Erdoğan’a karşı takip edilen siyaset farklılaştırılmadıkça, kabir ziyaretinin gerçek bir etkisinin olacağını ummamak lâzımdır.

CHP piyasanın istediğini sandığı şeyleri yaparak ezber bozamaz. Doğru zamanda doğru yerde durarak, iktidarda zaaf ve hata bularak değil, halkı ikna eden program ortaya koyarak ezber bozabilir.

Olmayacak bir şeyden söz ediyoruz galiba!



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi