Başbakan Tayyip Erdoğan'ın AK Parti grubunda dün yaptığı konuşma Türkiye'nin kısa ve orta vadeli geleceğine ışık tutan çok önemli mesajlar içeriyordu. özellikle PKK terörü konusundaki hükümetin gösterdiği "kararlılığa" bir daha vurgu yaptı başbakan.

Şimdi herkes şunu soruyor: Ne oldu da, gerek çevremizdeki ülkelerin gerekse Batılı ülkelerin Türkiye'nin PKK operasyonlarına karşı sesi çıkmaz oldu? Güya Türkiye Amerika ile anlaşmış, PKK karşılığında ABD'ye bazı tavizler vermişmiş! Hayır... Doğru değil.

Doğrusu şu: Türkiye ilk defa PKK'nın bitirilmesi konusunda dosta-düşmana kararlılığını gösterdi. Anlattı ve anlattığı gibi de yaptı. Diğer ülkeler de PKK ile Türkiye arasında bir tercih yapma noktasına getirildi! Devletlerin rasyonel davranması beklenir, onlarda bu konuda Türkiye'yi tercih ettiler elbette. AK Parti hükümetinden önce hiç bir hükümet PKK'nın bitirilmesi konusunda iç ve dış bir kısım faktörler sebebiyle bu kadar kararlılık gösterebilmiş değildi.

Kararlı politikalar sonuca giden yolu açtı. Bundan önceki hiç bir parti de PKK'nın etkin olduğu bölgelerde AK Parti kadar oy alamamış, PKK'nın partisini yenilgiye uğratamamıştı. PKK yaptığı bir çuval un, bir ton kömür yardımı ile yoksul halkın çocuklarını dağa çıkarıyordu. AK Parti PKK'nın elinden önce bu kozunu aldı. Dolayısı ile önce PKK'ya katılım oranı düşürüldü. AK Parti hükümetinin PKK konusundaki kararlılığında bölge halkını kazanmak için attığı adımların rolü çok önemlidir. Bu yüzden hükümet çok rahat bir biçimde dosta-düşmana kararlılığını rahatlıkla gösterebiliyor! Başbakan dünkü konuşmasında ilginç biçimde iki konuya daha parmak bastı. Bu konular PKK terörünü bitirdikten sonra Türkiye'nin başına bela edilecek başkaca terör hareketlerine dair ip uçları veriyordu.

Başbakan böyle söylemedi, ama ifadelerinden bunları çıkarmak rahatlıkla mümkün. Hristiyan rahiplere saldırılar ve sokaklarda park etmiş otomobillerin yakılması vakaları PKK bitirildikten sonra Türkiye'de ateşlenecek yeni terör biçimlerinin provalarıdır.

Türkiye "Neye mal olursa" olsun PKK'yı bitireceğim kararlılığındadır. İç ve dış düşmanlar PKK konusundaki kararlılığın PKK'yı zirüzeber edeceğinin farkında. Onun için yeni terör modelleri konusunda antrenman yapıyorlar! İstanbul'da yakılan araç sayısı dün itibariyle 39'a ulaştı. Başbakan diyor ki "Bu araçların sahiplerinin ne günahı var. Bu araçlar kimindir, neyin nesidir, niye bunlar yakılır?" Terör yani, hedef gözetmeksizin yapılan terör. Amaç toplumun huzurunu bozmak. Araçların, sahiplerine göre seçilerek yakıldığına dair hiçbir ipucu yok.

Türkiye PKK'nın yerine ikame edilebilecek yeni faktörlere dikkat etmeli! Yani Türkiye bir yandan PKK terörünü yok etmeye çalışırken, bir yandan da PKK sonrası terör biçimleri konusunda kafa yormalı artık ve tedbir almalı! Hıristiyan cemaatlerin, 'kendilerini Türkiye'de rahatsız hissettiklerini' yüksek sesle söylemeye başlamaları Türkiye için hiç de iyi olmaz! öyleyse şu rahip cinayetlerine ve araba kundaklanmalarına dikkatle eğilmeli ve "birkaç çapulcunun işi" deyip geçiştirilmemeli!