D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Neresi “muhteşem”?

Neresi “muhteşem”?

Haritaya bakıp göğsümüzü mü kabartmalıyız?


Kanunî devrinde Osmanlı haritası bir tarafta, “Muhteşem Yüzyıl” dizisini seyreden ülkelerin haritası diğer tarafta…

Fark açık: Muhteşem Yüzyıl daha fazla ülkeyi fethetmiş! Dizi kahramanından “muhteşem”!

Sayın Başbakan, neden bu diziyi konuşmak ihtiyacı hissetti? Herkes biliyor ki, halkın en çok şikâyetçi olduğu dizi bu. Şikâyet sebebi de belli, tarihimizin bir büyük şahsiyetinin şanına lâyık şekilde yansıtılmaması. Ömrü değil harem, İstanbul dışında, seferde geçen, hatta son seferinde İstanbul’dan binlerce kilometre ötede vefat eden bir hükümdarın haremi üzerinden tamamen bugüne ait bir dizi üretilmesi…

Başbakan son aylarda iki konuda halka tercüman oldu. Birincisi idamın geri getirilebileceği konusu.

Halk Türkiye’de terörün silahlı propaganda savaşına karşı idamın geri getirilmesini istiyor. Anketlere, kamuoyu yoklamalarına bakanlar bunu apaçık görüyor.

Başbakan da grubunda, meydanlarda idamın geri getirilebileceğini telaffuz ediyor.

İkincisi tarihî dizi meselesi…

İki hususta da yapılabilecek şeyler var. Birincisi kanun konusu… Meclis’te bu hususta çoğunluk bulmak zor değil…

İkincisi, Devlet’in bu alanla ilgili olarak düzenleyici/denetleyici bir kurumu var…

Yasak veya yayından kaldırma mevzuunu konuşmak netameli. Dizi neyi ihlâl ediyor? Kanunu mu? Bunu söylemek zor. Fakat ihlâl ettiği bir şey var: Tarih! Tarih yerine göre toplumun vicdanıdır. Adaletli bir tarihi şahsiyeti zâlim diye sunarsanız, halkın vicdanı kanar. Vicdan, kanunun üstündedir! Kanunu birileri yapar ve değiştirir. Vicdani kanaatleri değiştirmek böylesine kolay değildir.

Tarihi ihlal üzerinden bir tavır geliştirmek sözkonusu olduğunda, “bu bir kurgudur, gerçeği yansıtmak zorunda değil ki” deniliyor.

“Kurgu” diyerek işin içinden sıyrılınabilir mi?

Alın size bir örnek:

Galiba merhum Şemsi Belli’nin, bir kitabı vardı. (Bugünün nesilleri tanımaz onu, bir zamanlar hayli meşhurdu. “Anayasso” diye bir şiiri hele dillerden düşmezdi.) Kitabın adı bile gıcıklayıcı: “Atatürk’ün Aşk Hayatı”!

Şemsi Belli’nin Atatürk’ü zor durumda bırakacak bir şey yazdığını söylemek istemiyorum. Asıl söylemek istediğim, Atatürk’le ilgili bir dizinin yayına sokulması.

Mesela “Muazzam Kurtarıcı” isimli bir dizi..

Tabiî tamamen kurgu olduğu için, bu dizide, Atatürk’ün aşk hayatı başlığı altında ele alınabilecek bir arkaplan kuruluyor. Latife’dir, Fikriye’dir şudur, budur, manevî kızlardır filan…

Dizi büyük alâka topluyor! Seyircinin merakını celbedecek unsurlar belli. Muhteşem Yüzyıl’daki başarıyı tekrarlayacak şekilde bir uygulama…

Halkın bu diziyi de Muhteşem Yüzyıl kadar, hatta daha fazla şikayet edeceğinden şüphe edilemez.

Ne yapacağız o zaman?

Mesela, son aylarda ABD’de yapılmış Peygamberimize hakaretler ihtiva eden bir filmin kısa bir bölümü internet üzerinden yayınlandı. Neden insanlar “bu bir kurgudur” deyip geçmedi?

Daha doğrusu deyip geçilebilir mi?

Bilin ki vicdan kurgu filan tanımıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi