Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Elif’lere ilk dikkat çeken gazete Akit’ti

Elif’lere ilk dikkat çeken gazete Akit’ti

Geçen hafta bugün, “Akit’in sürman-şeti”nde bir haber vardı... “Çocuklarımızı kurtarma seferberliği” başlıklı haber, özetle şöyleydi;
“Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Hollanda’da lezbiyen aileye verilen 9 yaşındaki Yunus’un kurtarılması için talimat verdi... Talimat üzerine Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ile Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği harekete geçti... Yunus, lezbiyen aileden alınıp, yeniden ailesine kavuşturulacak.”
Bilindiği gibi;
Sayın Bekir Bozdağ, daha önce de “Hıristiyan bir aile”ye verilen Elif Yaman adlı kızımızın kurtarılmasında çok büyük çaba sarf etmiş, Elif’in “annesine kavuşmasını” sağlamıştı...
Geçen hafta Salı günü ise, yine “Akit’in sürmanşeti”nde şöyle bir haber vardı:
“Hasan’a Hans kancası.”
Gazetemizin Ankara Bürosunu ziyaret eden Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç; Avrupa’da işe “Hasan” olarak başvuru yapanların reddedildiğini, “Hans” olarak başvuranların ise işe alındığını belirterek, diyordu ki;
“Asimilasyonun anavatanı Avrupa.”
TIPKI DERSİM GİBİ
Gerçekten de Avrupa’da, tam bir “asimilasyon politikası” uygulanıyordu...
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün de dediği gibi;
“Türk kökenli ailelerin çocukları eften püften sebeplerle ailelerinden koparılıyor. Çocukların velayet hakkı ailelerinden alınıyor ve çocuklar gay, lezbiyen ve Hıristiyan bakıcı ailelere veriliyor.
Çocukların toplam sayısının 5 bin ile 9 bin arasında olduğu söyleniyor. Ailesinden alınan çocuklar 5 bin de olsa, 9 bin de olsa bu büyük bir rakam.
Sapkın ve Hıristiyan ailelere verilen çocuklar, kendi dinlerini, kültürlerini ve dillerini unutuyorlar...
Dersim olaylarında 20. yüzyılın başında üç bin civarında çocuk ailelerinden koparılarak asker ailelerine verilmişti. Hepimizin yüreği yandı, ağıtlar yaktık. 21. yüzyılın başında yabancı bir ülkede Türkiye kökenli çocuklara böyle bir muamele yapılmasını reva göremeyiz. Buna gönlümüz razı olmaz. Bu olayın çözümlenmesi için harekete geçtik.”
AKİT’İN FARKLILIĞI
Allah’a şükürler olsun ki;
Yurtdışında “eften-püften sebepler”le “Hıristiyan aile”lere, “gay”lere, “lezbi-yen”lere ve “ayyaş”lara verilen Türk çocukları ile yakından ilgilenilmeye başlanıldı...
Ama;
Bizim ilgimiz yeni değil.
Evet, biz, “Avrupa’da asimile edilen çocuklarımız”la ilgili haberleri bugün yapıyor değiliz...
Yani, bizim ilgimiz Elif ve Yunus’la ya da diğer çocuklarımızla başlamış değil!..
Hatta, şunu söyleyebiliriz;
“Çocuklarımızın kurtarılmasına yönelik girişimlerde Akit’in haberlerinin rolü büyüktür... Dahası, bu merhaleye gelinmesinde ilk fitili ateşleyen Akit olmuştur.”
“Akit’in farklılığı”da işte buradadır.
Bu farklılığı, zaman zaman “sol gazeteler” de fark ediyor ve Akit’le ilgili olarak diyorlar ki;
“Gazetenin, diğer gazetelerden oldukça ayrılan bir içeriği var.
Akit, bir konuya, bir kişiye kafasını takıyor ve kimi zaman günlerce üst üste, kimi zaman aralıklı olarak yıllarca, manşetinden bu konuyu işliyor...
Karikatüristi; her gün kırmızı kravatında sarı bir yıldız, boynunda kırmızı atkı taşıyan, kızıl bıyıklı, ayağı postallı adamlar çiziyor!”
Evet, “onlar”ın gözünde biz böyle görülüyoruz!.. Hayır, itiraz edecek değiliz... Tam aksine, “ısrarcı” ve “takipçi” özelliğimizi görebildikleri, “farklılığımızı” fark edebildikleri için, kendilerini tebrik de ediyoruz...
Evet, “farklı”yız...
Ve inanıyoruz ki;
Sadece solcu gazeteler değil, bir gün herkes fark edecek “Akit’in farkı”nı...
Çünkü Akit;
Bugüne kadar hangi konunun üstüne gitmişse, onun “takipçisi” olmuş ve sonunda “çözüm”e ulaşılmasında büyük katkıda bulunmuştur.
ELİF’LE İLGİLİ İLK HABER
Dedik ya;
Genelde “Avrupa’daki çocuklarımız”, özelde ise Elif Yaman dramına ilk el atan Akit-Vakit olmuştur.
Buyrun, işte belgesi...
Tarih, 15 Aralık 2007.
Serdar Arseven ve Ertuğrul Cesur imzalı manşetimizin başlığı şu;
“Müslümana Nazi Zulmü”
Haberin ayrıntısı da şöyle:
“Almanya’nın Gelsenkirchen kentinde eşinden boşanan ve psikolojik sorunlar yaşayan annesinin elinden alınan Türk çocuğu Elif Yaman, yıllardır annesiyle görüştürülmediği gibi mahkeme kararıyla Hıristiyan kültürüne göre yetiştiriliyor.
13.02.1993 Almanya doğumlu ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Elif Yaman, 9 yaşında iken şiddet gördüğü iddiasıyla mahkeme kararıyla 2002 yılında annesinden koparılarak Hıristiyan bir aileye verildi.
Ailenin, Elif’i Pazar günleri kiliseye götürdüğünü öğrenen anne Ayşe Yaman, Aile Mahkemesi’ne giderek kızının İslâmi geleneklere göre yetiştirilmesini ve kiliseye gönderilmemesini istedi. Mahkeme, kararında dava için yetkili olmadığını ifade etmesine rağmen ‘çocuğun çok kültürlü yetişmesi açısından kiliseye gitmesinde bir sakınca olmadığı’ kararına vararak Ayşe Yaman’ın talebini reddetti.
Karar üzerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkililerini devreye sokmaya çalışan anne, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya bir dilekçe gönderdi.
Dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“13.02.1993 doğumlu kızım Elif Yaman, Almanya, Osnabrück Gençlik Dairesi tarafından elimden alınmıştır. Halen, bir Alman ailenin himayesine verilmiştir. Ekteki mahkeme kararında görüleceği gibi benim bir anne olarak arzumun hilafına, Müslüman olarak değil, Hıristiyan olarak yetiştirilmesine karar verilmiştir. Bu durum, insan haklarına aykırıdır. Halen T.C. vatandaşı olan kızımın, isteği dışında Hıristiyan bir ailenin yanında kalmasını arzu etmiyorum. Bakanlığınızın gerekli tahkikatı yaparak, kızımın Alman ailenin yanından alınmasını ve gerekiyorsa Türkiye’de Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesinde himaye edilmesini arzu ediyorum.”
2 HABER DAHA
Evet, “6 yıl önce” bu haberleri verdik ama orada bırakmadık... Ertesi gün, yani 16 Aralık 2007 tarihinde de; “Nazi zulmüne bakan el koydu” başlıklı sürmanşetimizde, özetle dedik ki;
“Almanya’da Müslüman Türk kızı Elif Yaman’ın Hıristiyan bir aileye verilmesi ve kilise tarafından vaftiz edilmesi üzerine duruma isyan eden anne, yazılı bir dilekçe ile Bakanlık’tan yardım talep etti. Bu talebe Bakan Nibet Çubukçu’dan cevap geldi.”
Kapattık mı meseleyi...
Hayır, kapatmadık...
18 Aralık 2007 günü de;
“Nazi zulmünü görmeyen kartel gazeteleri, tecavüzcü Alman’ı kahraman yaptı” şeklinde bir haber daha yaptık...
Olay şuydu:
“Antalya’da 13 yaşındaki İngiliz turist kız Charlotte Both’a tecavüzle suçlanan Marco için kampanya başlatan kartel gazeteleri, Vakit’in gündeme getirdiği, Almanya’daki Ayşe Yaman’a yapılan Nazi zulmünü görmezden gelerek, tecavüzcü Marco’nun tahliye edilmesinin Almanya’da sevinçle karşılandığını yazdılar!”
...VE ELİF KURTULDU
Gördüğünüz gibi;
Sadece haber yapmakla kalmamış, aynı zamanda “diğer gazetelerin ilgisizliğine” dikkat çekip, onları da “duyarlı” olmaya çağırmışız...
Peki netice?..
Netice ortada...
Henüz “9 yaşında” iken annesinden koparılan ve 2002 yılından bu yana, verildiği “Alman aile”nin yanında “Hıristiyan dini, kültürü ve adetleri” ile yetiştirilen, bu arada sadece “din”i değil, “dil”i de unutturulan Elif Yaman, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın çabaları ile Almanya’dan getirildi ve 1 Şubat 2013  tarihinde annesine kavuşturuldu.
Ne var ki;
“Asimile” edilmişti.
“İslâm” nedir, “Türkçe” nedir, bilmiyordu... Ama, inşallah öğrenecek...
Elif Yaman’ın;
“Hıristiyan ocağı”ndan kurtarılıp, “anne kucağı”na kavuşmasında önce Vakit’in, sonra Akit’in çok büyük katkıları olmuştur.
Ama, daha bitmedi.
2 Şubat 2013 tarihli manşetimizde de ifade ettiğimiz gibi; bir tek Elif’i değil; “Bütün Elif’leri kurtaralım” diyoruz.
“Hans”ın elindeki,
Bütün “Hasan”ları kurtaralım.
Bu yaraya “ilk parmak basan gazete” olduğumuz için sevinçliyiz, gururluyuz...
İlk parmak basan
Ve netice alan gazete...
İyi ki varsın Akit...
Selâm ve saygılarımızla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi