Ayhan Demir

Ayhan Demir

Nikoliç’in ‘duygusal’ özrü…

Nikoliç’in ‘duygusal’ özrü…

Bosna-Hersek Üçlü Cumhurbaşkanlığı Konseyi Boşnak üyesi Bakir İzetbegoviç, ilk resmi Sırbistan ziyaretini 23 Nisan’da gerçekleştirdi. Konsey’in Sırp üyesi Neboyşa Radmanoviç de kendisine eşlik etti.

Ziyaret esnasında İzetbegoviç, geçmişteki provokatif açıklamaları sebebiyle, Sırbistan Cumhurbaşkanı Tomislav Nikoliç’i bir kez daha uyardı. Kendisini, Srebrenitsa ve Saraybosna kuşatmasıyla ilgili hakikatlerle yüzleşmeye davet etti.
İzetbegoviç’in uyarıları ne kadar etkili oldu bilinmez ama ziyaretten birkaç gün sonra Nikoliç, Bosna-Hersek ulusal televizyonuna verdiği röportajda, Srebrenitsa’da yaşananlar için ‘özür’ diledi. Ancak, daha önce olduğu gibi, yaşananları ‘soykırım’ olarak nitelemekten kaçındı.
Dünya medyası Nikoliç’in, “Diz çöküyorum ve Srebrenitsa’da yaşanan zulümden dolayı Sırbistan adına af diliyorum. Devletim ve halkım adına bazı kişilerin yaptığı zulümden dolayı özür diliyorum”  şeklindeki sözlerini program tanıtım görüntülerinin yayınlanmasıyla öğrendi.
Aslına bakarsanz, Nikoliç’in özgeçmişine bir göz atılınca, Srebrenitsa Soykırımını inkâr etmesi hiç de garip gelmiyor. Siyasetle ilk olarak 1990’larda ilgilenmeye başlayan Nikoliç, ileride Sırbistan Radikal Partisi’ne dönüşen, Sırbistan Çetnik Hareketi’nin kurulmasına yardımcı oldu. Nikoliç, 1993 yılında kendisini ‘Çetnik Voyvoda’ yani Sırp aşırı milliyetçilerinin önderi olarak tanıtıyordu.
Savaş suçu işlemekten yargılanan Voyislav Şeşely ile Lahey’deki yargılamalar esnasında tanıştı. Kısa sürede Şeşely’nin sağ kolu haline gelen Nikoliç, Miloşeviç iktidarı esnasında, Yugoslavya Başbakan Yardımcılığı yaptı. 2000 yılında Miloşeviç rejimi çöktükten sonra, radikaller de muhalefete geriledi. Şeşely, Şubat 2003’te Lahey’de yargılanmaya başlayınca, partinin başına geçti. Nikoliç ile Şeşely’nin yolları Eylül 2008’de ayrıldı. Ardından Nikoliç, keskin bir ‘U’ dönüşüyle, Avrupa ile entegrasyonu desteklemeye başladı. Sırp İlerleme Partisi adayı olarak katıldığı 6-20 Mayıs 2012 seçimleri neticesinde, Sırbistan Cumhurbaşkanlığı’na seçildi.
Nikoliç, AB ile entegrasyonu hedefleyen bu ‘dönüşümüne’ rağmen, “can çıkmadan huy çıkmaz” sözünü doğrulayan açıklamalarıyla sık sık gündeme geliyor. Mesela, Hırvat liderlerle işbirliği yapamayacağını, 2008 yılında şu sözlerle dile getirmişti: “Sizinle işbirliği yapamam. Çünkü yüz binlerce Sırp, on iki yıldır evlerine dönebilmeyi bekliyor.”    
Nikoliç, Kosova’nın Şubat 2008’deki bağımsızlık ilanından önce, Kosova’ya savaş açmaya hazır olduğunu “Her şekilde tepki vereceğiz. Arnavutlara savaş açacağız” sözleriyle ifade etmişti. Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası esnasında, statü meselesini masaya yatırmak şartıyla, müzakerelerin Kosova temsilcileriyle devam etmesi gerektiğini savunan Nikoliç, netice belli olunca, havayı yumuşatmak adına; “Sırbistan Avrupa yolundan asla sapmayacaktır” ve bölgedeki bütün devletlerin cumhurbaşkanlarıyla iyi ilişkileri sürdüreceğini söylemişti.
Ne var ki, ‘Nikoliç baharı’ çok kısa sürdü. 31 Mayıs’ta gerçekleştirilen ant içme töreninde milletvekillerine hitap eden Nikoliç, Kosova’ya karşı tutumunu şu sözlerle yineledi: “AB’nin eşit bir üyesi olacak ve Kosova’dan asla vazgeçmeyecek bir Sırbistan istiyorum.”    
Daha göreve gelişinin ilk haftasında, verdiği sözleri unutan Nikoliç, deprem etkisi yapan açıklamalarıyla Balkanları salladı. Nikoliç, Karadağ’ın RTCG televizyonuna verdiği bir röportajda, Srebrenitsa’da soykırım olmadığını ve savaş suçlarının bulunması, kovuşturulması ve cezalandırılması gereken bazı Sırplar tarafından işlendiğini ileri sürdü. Her yıl, 11 Temmuz’da düzenlenen soykırım anma törenine de katılmadı.
Nikoliç, aynı programda, 1992 yılındaki bağımsızlık savaşı sırasında Sırp ordusu tarafından ağır bombardımana uğrayan, Hırvatistan’ın sınır kasabası Vukovar’ı da, ‘Sırp kasabası’ olarak niteledi.    
29 Temmuz 2012 tarihli The Guardian’da yayınlanan röportajında ise, işi bir adım daha ileri götürdü: “Kosova’daki Sırpların soykırım tehdidi altında olduğunu” ve “Priştina yönetiminin Sırp göçüne yol açabileceğini” iddia etti.
Ülkenin içinde bulunduğu mevcut durum, Nikoliç’li Sırbistan’ın “Avrupalı Sırbistan” hedefinden oldukça uzak olduğunu gösteriyor. Sırbistan, hala 1990’lı yılların zihinsel bulanıklığında yalpalıyor. Ancak Nikoliç ve yol arkadaşları, mevcut politikalarla yola devam etmelerinin imkansız olduğunu eninde sonunda anlayacaktır.    
Ekonomik krizin başlamasından bu yana 500 bine yakın çalışanın işten çıkarıldığı, işsizliğin yüzde 20’nin üzerine çıktığı, yedi milyonluk ülke nüfusunun yüzde 10’dan fazlasının iş aradığı göz önüne alınırsa; Nikoliç’in, komşularıyla uğraşmayı bir kenara bırakıp, ülkesindeki yoksulluk ve yolsuzluğa karşı mücadele etmesi daha akıllıca olacaktır.
Tüm bu gerekçelerle, yakında yapılması planlanan Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan Üçlü Zirvesi öncesinde gelen bu özür; tamamen ‘duygusal’ sebeplere dayalı, samimiyetsiz bir açıklama olarak algılanmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ayhan Demir Arşivi