Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Kaynuka Savaşı ve Gezi Parkı Olayı

Kaynuka Savaşı ve Gezi Parkı Olayı

Bu da nerden çıktı demeyelim. Veya üç haftadır ne durdun, neyi bekliyordun, aklın başına yeni mi geldi yorumuna da gitmeyelim. Niçin diyecek olursanız, Gezi Parkı yeni bir olay değil ki. Bir asırdır bu ümmet, bu millet nelerle karşılaşmadıki? Kubilay olayı mı dersiniz? 31 Mart vakası mı dersiniz? Menemen, İskilipli Atıflar, sinsi oyunlar, olaylar yani saymakla bitiremeyiz. Gezi Parkı olayının daha ilk saatlerinde sinsi bir senaryonun devreye konulmasının ilk adımları atılmıştı.

Sizlere tarihi bir olayın verdiği mesajı iyi okumanızı ve değerlendirmenizi rica ediyorum. Kendilerini aydın ve dışındakilere yobaz gözü ile bakanlara da bir çift sözümüz olacak tabii…
Önce Beni Kaynuka ile bilgi sunalım:
Medine’de üç büyük Yahudi kabilesi vardır. Bunlardan Beni Kaynuka, cesaret ve atılganlıklarıyla tanınmış bir taifedir. Resuller Resulünün hicretlerinden sonra kâfirler üç kısım olmuşlardı. Birinci kısım Âlemin Fahri ile anlaşıp Müslümanlara karşı cenk ve cidale girmeyeceklerine ve bir başkasını da buna teşvik etmeyeceklerine söz vermiş olanlardı. Ne yazık ki verdiği sözü ilk çiğneyen ve ahdine hıyanet eden de yine Yahudi topluluklarından Beni Kaynuka oldu.
Ahdin bozulmasına sebep de şu hadise:
Bir gün, Müslüman bir kadın, Bir Yahudi’nin kuyumcu dükkânına gitmişti. İhtiyacı olan bir şeyi alacak ve dönecekti. Tabii örtülü, yüzü ve her tarafı kapalı. Hain Yahudi’nin damarlarındaki zehirli kan beynine hücum etti ve Müslüman kadının yüzünü görmek istedi ve kadına bunu teklif etti. Namus ve iffet timsali Müslüman kadın razı olmadı. Şeytan Yahudi bir plan kurdu, gizlice kadının sarkan örtüsünü bir tarafa iliştirdi. Hiçbir şeyden haberi olmayan kadın işini bitirip yerinden kalktı ve bir adım atar atmaz örtüsü düşüverdi. İffet abidesi Müslüman hatunun başı açıldı ve kadın çığlığı bastı. Yahudiler üşüşüp kahkahalarla manzaraya bakıyorlardı.
O sırada yoldan geçen bir Müslüman, bu iğrenç Yahudilerin yaptığı rezaleti gördü, birden irkildi ve bir aslan gibi kükreyip kapıdan içeri daldı, bir vuruşta Yahudiyi cansız yere serdi.
Yahudiler sırtlanlarla döndü ve hep birden o Müslümanın üstüne atılıp onu oracıkta şehid ettiler.
Bu hadise, bardağı taşıran son damla oldu, Yahudilerle Müslümanlar arasındaki ilk hesaplaşma da böylece başladı.
İnsanlığın Efendisi derhal silahlandılar ve sahabilerinin başına geçip Beni Kaynuka üzerine yürüdüler. Ve Yahudi oymağını kuşattılar. Yahudiler dize geldi ve aman dilemeye mecbur oldu.
Şimdi gelelim Gezi Parkına. Camiye giriyorlar, içki içiyorlar, nara atıyorlar. Bu hadise ülkedeki tüm camilerimize, imamlarımıza ve o camilerde namaz kılan milyonlarca Müslümana yapılacak en çirkin bir hakarettir. Ancak, Müslümanlar herhangi bir oyuna gelmemek için, yutkunarak sabrediyorlar.
Bir başka gözü dönmüş İspanya’nın boğası gibi, Müslüman bir hanıma saldırıyor ve üzerine idrarını akıtıyor, yine Müslümanlar yutkunuyor ve temkinli olmaya devam ediyorlar.
Kendilerine çapulcu diyenlere hakaret ediyorlar. Aklını kullanamayan bu güruh şu gerçeği bir türlü kavrayamıyor. Sizin gerçek kimliğinizi, sıfatınızı Müslümanlar değil, inanmasanız da sizi yaratan Allah söylüyor. İnananlar sadece tercüman oluyor. İşte birkaç örnek:
“Böyle iken onlara ne oluyor ki, adeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi hâlâ öğütten yüz çeviriyorlar?” Müddessir Suresi/49-50-51.
“İnkâr edenler ise dünyadan faydalanırlar, hayvanların yediği gibi yerler. Onların yeri ateştir.” Muhammed Suresi/12
“İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” A’raf Suresi/179
Tüm bunlara rağmen, Müslümanlar, kendilerinden olmayan tüm insanlara Peygamber evladı olarak bakarlar. Ve hatta yukarıda belirtilen sıfatları, acaba ben de onlardanım, inancıyla yorumlarlar.
Bu mesajımızın devamı, gelecek haftada da devam edecektir. Selam ve sevgilerle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi