Size bir pehlivan yazısı daha..

Size bir pehlivan yazısı daha..

önceki hafta ata sporumuz güreşle ilgili birkaç yazı yazmıştık.. Yazılar oldukça ilgi gördü.. Yazılarımız internette de yayınlandığından, konuya ilgi duyan Vakit dostları sadece ülke içinde değil, dünyanın başka yerlerinden de selâmlarını gönderiyorlar..
Enteresandır, pek çok kişi de pehlivan tefrikaları yazmamızı istiyor..
O zaman biz bugün yine güreş diyelim ve sizleri oldukça eski yıllara götürelim..
Yıl 1889...
Balıkesir-Susurluk İlçesi’nin Kepekli Köyü kıran kırana bir güreşe sahne oluyor..
Kepekli Köyü’nün ağası Molla Mehmed, oğlu Yusuf’un düğünü münasebetiyle devrin namlı pehlivanlarından Katrancı Mehmed ile henüz er meydanlarının yenisi olan Kurtdereli Mehmed’i davet eder!..
Bu pehlivanlar Kepekli Köyü’nün yemyeşil çayırında kapışırlar..
Güreş başlar.. Henüz daha çok toy olan Kurtdereli’nin direnmesi, Katrancı Mehmed’i öfkelendirir.. Katrancı Mehmed, devrinin en gaddar pehlivanlarındandır.. özellikle attığı tırpanlarla ayakta kalmak son derece güçtür!..
Neticede, Katrancı Mehmed, kemane çeke çeke, boyunduruk vura vura, tırpan ata ata genç Kurtdereli Mehmed’i adeta ezip pestilini çıkarır..
Kurtdereli Mehmed bu güreşten yenik çıkar ve arkadaşlarının yardımıyla bir yaylı arabaya yatırılır.. Kan kusarak Kepekli’nin yakınında bulunan Kurtdere Köyü’ne ulaştırılır.. Evinde aylarca yataktan çıkamaz.. Allah’ın (c.c.) yardımı, anası ve genç karısının gayretleri ve bakımlarıyla sağlığına kavuşur..
Kurtdereli'nin yatakta geçirdiği günlerde kafasına takılan tek bir şey vardı;
“Gün gelecek, Katrancı’dan bunun intikamını alacaktı!..”
İyileşip toparlanmasında da bu hırsının rolü vardı.. Aradan 2 yıl geçti ve takvimler 1891’i gösteriyordu. Kurtdereli Mehmed iyileşmiş ve yataktan çıkmıştı.. Katrancı Mehmed'i kollamaya başlamıştı.. Ve bu kovalamaca yine Susurluk’ta yapılan bir güreş şenliklerinde son buldu!..
Başa güreşecek pehlivanlar, cazgır tarafından eşleştirilirken, Kurtdereli bir anda ortaya çıkıp bağırdı;
“Katrancı’yı isterim!..”
Güreş alanında buz gibi bir hava esti.. Ve herkes birbirine bakıyordu..
Kurtdereli’nin bu şekilde meydan okuması karşısında Katrancı’nın bunu kabullenmekten başka çıkar yolu kalmamıştı.. Töreler de zaten bunu gerektiriyordu..
Kurtdereli, rakibini yakaladığı için memnundu.. Katrancı ise durgun ve düşünceliydi..
Cazgır vakit geçirmeden başlamıştı bile bağırmaya..
“İki pehlivan çıktılar meydane, ikisi de birbirinden merdane!.”
Güreş başladı.. Güreşi seyredenler adeta nefeslerini tutmuşlardı.. Katrancı, baktı ki karşısındaki 2 yıl öncesinin toy Kurtdereli’si değil.. Yaptığı her hamleye ayniyle karşılık veriyordu Kurtdereli..
Güreş tam 2.5 saat sürdü.
Ve sonunda Kurtdereli Mehmed, müthiş bir tırpan darbesiyle Katrancı Mehmed’i açık düşürdü..
Bunun anlamı; Katrancı Mehmed, Kurtdereliye yenilmişti..
Töreler gereği, rakibinin ayağa kalkmasını bekleyen Kurtdereli, Katrancı Mehmed’in elini öpüp başına koydu..
Katrancı’nın da onu alnından öpmesi gerekiyordu, ama mağrur bir pehlivan olan Katrancı Mehmed, bunu yapmadı..
Sadece; “Bre kızan, başka bir vakit, bir güreş daha yapacağım seninle!..” dedi..
Kurtdereli, yenilen pehlivanın güreşe doymayacağını iyi biliyordu ve saygılı bir şekilde; “Nasip, kısmet ağam” diye cevap verdi..
Katrancı Mehmed, bu güreşi çok istemesine rağmen nedense ömrü boyunca bir daha Kurtdereli Mehmed pehlivanın karşısına çıkmadı..
Evet, değerli okuyucularım; ata sporumuz gerçekten bambaşka..
Yazarken bile insanı heyecanlandırıyor!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi